Nigella traduction Turc
41 traduction parallèle
I know Nigella Lawson when I see it.
Nigella Lawson'ı gördüğüm yerde tanırım.
Nigela Penning, please.
Nigella Penning, lütfen.
Hello Nigela, Alan Morris, I understand you've just been speaking to a colleague of mine.
Merhaba, Nigella. Ben Allan Morris. Bildiğim kadarıyla biraz önce meslektaşımla görüştünüz.
Air conditioning. The regional sales director is called, nigela penning.
Klima sistemleri, Bölge Satış Sorumlusunun adı Nigella Penning.
Hello Nigela, Alan Morris.
Merhaba, Nigella. Ben Allan Morris.
Nigela.
- Nigella? - Evet.
Did Nigela sell you any air conditioning units or...
Nigella sana hiç klima sattı mı?
Nigella Seeds..?
Nigella tohumu..?
In answer to your questions, no, it is not Amanda Hesser ofthe New York Times or Nigella Lawson, or Ina Garten.
Şimdiden söyleyim ki, New York Times'dan Amanda Hesser değil. ... ya da, ne Nigella Lawson, ne de Ina Garten.
Jamie, Nigella, those two men who look like burglars on MasterChef.
Jamie, Nigella, MasterChef'teki soyguncuya benzeyen o iki adam.
I've already downloaded Nigella.
Nigella * programını indirdim bile.
Get her Nigella, or... Hugh Fearnley-Twat guy.
Nigella olabilir veya Hugh Fearnley, dangalak herif.
- Nigella Lawson?
- Nigella Lawson?
It's one of Nigella's.
Bir tanesi Nigella'ın tarifi.
Ah be careful now Doctor Schultz, you might have caught yourself a little dose of Nigella.
Dikkat edin, Doktor Schultz,... zenci sevdasına kapılmak istemezsiniz.
Nigella's a powerful emotion, boy.
Zenci sevdası kuvvetli bir duygudur.
My own personal Nigella Lawson here.
Bana özel Nigella Lawson resmen.
The top floor. OK. Now, see, this is not a problem I have because my cousin Nigella's been very much beaten with the ugly club.
Şöyle bir düşününce böyle bir sorunum hiç olmadı çünkü anüsüme kaş göz çizsem kuzenim Nigella'dan daha güzel olur.
Joan Watson, this is Nigella Mason.
Joan Watson, bu Nigella Mason.
Uh, Nigella, please.
Nigella, lütfen.
You asked how Nigella got back into my life.
Nigella'nın hayatıma tekrar nasıl girdiğini sordun.
In any case, I don't think this is about the quality of Nigella's character.
Ama ben yine de bunun Nigella'nın karekteriyle ilgili olduğunu sanıyordum.
Nigella says we can see her at her hotel.
Nigella onunla otelde görüşebileceğimizi söylüyor.
Nigella, listen very carefully :
Nigella, dikkatli bir şekilde dinle :
You seem quite invested in the idea that Nigella has changed.
Nigella'nın değiştiği fikrine bağlanmış görünüyorsun.
Why are you so invested in the idea that Nigella has to be a good person to deserve your help?
Peki sen neden Nigella'nın senin yardımını haketmesi için iyi biri olması gerektiği fikrine bağlısın?
Joaquin Aguilar paid to have one of his mares impregnated by Silver Blaze- - I need Nigella's records.
Joaquin Aguilar kısraklarından birinin Silver Blaze tarafından döllenmesi için para ödemiş. Nigella'nın kayıtlarına ihtiyacım var.
but Nigella Mason is a horrid witch.
Nigella Mason korkunç bir cadı
He was contracted to kill Nigella Mason.
Nigella Mason'ı öldürmeyi kafasına koymuş.
That man lied on videotape, he's missing a finger on his left hand, and he was carrying a designer handgun which he intended to use to murder Nigella Mason.
Nigella Mason'ı öldürürken kullanacağı bir silah taşıyordu.
It's been lovely seeing you again, Nigella.
Seni tekrar görmek güzeldi Nigella.
It's, uh, international super chef Nigella Lawson.
Uluslararası boyutta tanınan süper şef Nigella Lawson'ın.
Oh, shit, is it Nigella?
- Ne! ? Hasiktir ya, Nigella mı?
And Nigella!
Ve Nigella!
I know Nigella.
Nigella'yı tanırım.
Me and Nigella... eating late at night... in a fridge.
Ben ve Nigella gecenin bir vakti yemek yiyoruz, buzdolabında.
Who knew Nigella was so basic?
Kim Nigela'nın bu kadar basit olduğunu bilebilirdi?
You're a regular smiley face Nigella Lawson, aren't you?
Sen şu dürüst, güler yüz Nigella Lawson'sun, değil mi?
- It's me.
Nigella öyle bir üzümlü kek yaptı ki çok güzel görünüyor.
Nigella just made a raisin cake that looked so good... the fact that raisins make me gag became totally irrelevant.
Kuru üzümün beni öğürtmesi bile konuyla alakasız kaldı. Güzel.
Nigela penning, please.
Nigella Penning, lütfen.