No words traduction Turc
1,406 traduction parallèle
No words can ever express my gratitude... for taking me in... and taking care of me.
Hiçbir sözcük, beni evine aldığın ve bana baktığın için minnettarlığımı ifade edemez.
"There are no words when I'm with you".
"Seninleyken, kelimeler yetersiz."
Sydney, there are no words to make this easy.
Sydney, bunu kolaylaştıracak kelimeler yok.
I realised that when you did the thing that you did there were no words to describe it, so I came up with some words that would help other people understand.
Fark ettim ki sen yaptığın şeyi yaptığın zaman bunu tarif edebilecek kelime yoktu böylece ben de diğer insanların anlamasına yardımcı olması için bazı kelimeler uydurdum.
CARRIE, THERE ARE NO WORDS.
- Kelimelerle anlatılmaz, Carrie.
Early books had no words or pictures, but nowadays the book world is thriving with over seven books published every year.
İlk kitaplarda kelime veya resim yoktu ama bu günlerde kitap dünyası coşmuş durumda öyle ki her yıl 7'den fazla kitap basılıyor.
I have no words!
Söz bekleme benden!
I have no words.
Söyleyecek lafım yok.
But what I realized is, there are no words for it.
Ama anladım ki, kelimeler yetmez buna.
No words can describe what she does!
Ne yaptığını kelimeler tarif edemez!
A true love requires no words
Gerçek bir aşkın sözcüklere ihtiyacı yoktur.
A true love requires no words
Gerçek bir aşkın sözcüklere ihtyacı yoktur.
No words, and no gun till you're on him.
Ona yaklaşmadan konuşmak veya silah çekmek yok.
So no further words were spoken that night.
O geceyle ilgili tek kelime edilmedi.
And you know what my very first words were? No.
İlk sözlerimin ne olduğunu biliyor musun?
I think that would be my speeches. No, but when I write I try to establish a harmony between the words. I try to combine the words, to ensure a cadence, a rhythm.
bunlar benim konuşmalarım olurdu sanırım hayır, ama yazdığımda kelimeler arasında bir ahenk kurmaya çalışıyorum kelimeleri birleştirmeye ve bir ritm, bir ahenk kurmaya çalışıyorum daha çok da üretebilirim sadece halka konuşarak kaç hikaye anlattığımı sadece tanrı bilir..
- Well, I'm no good with words.
- Şey, kelimelerle aram iyi değildir.
Human power is of no use at all. The words I have spoken to you bring God's Iife-giving Spirit.
Size söylediğim sözler Tanrı'nın yaşam - veren Ruhudur.
16, 00 : 16 : 25 : 16, There is no need for words of consolation.
Fakat bu filmde... tarihsel gerçeklere aykırı bir mutlu son var.
Head filled with so much filth that... ain't no room for words of truth.
Kafan küfürlerle o kadar dolu ki gerçekliğin sözlerine ner yok.
In other words, there's no evidence they were really there. Right.
Başka bir deyişle, aslında evine girdiklerine dair bir kanıt yok.
No, no I was just saying a few words
Yo, yo. Ben sadece... birkaç kelime ediyordum.
No, I don't think lunatic was one of the words they used.
Hayır, kullandıkları kelimeler arasında "kaçık" yoktu.
In other words, you can say "No." And I strongly suggest that you do.
Diğer bir deyişle, "Hayır." diyebilirsiniz. Ve öyle de yapmanızı öneririm.
Two words : no tongue.
2 kelime : Dil yok.
There are no right words to take away the one illusion... every kid is entitled to.
Her çocuğun sahip olduğu tek hayali elinden almak için söylenecek doğru bir sözcük yok.
His exact words were, "No fucking way, I'm not your fucking gofer any more."
Sanırım tam olarak şöyle dedi : "İmkanı yok. Artık hizmetliniz değilim."
He speaks to himself, but his words make no sense.
Kendi kendine konuşuyor, fakat kelimeleri hiçbir anlam ifade etmiyor.
No kind words from anyone No compassion anywhere
Ne kimseden nazik sözler ne herhangi bir yerde merhamet.
Now you get, before I start using words... no good woman should ever use.
İyi bir hanımın kullanmaması gereken sözler söylemeden git buradan.
Yo, you gots no rights to write down what I'm saying. Those are my personal words.
Söylediklerimi yazmaya hakkın yok, bunlar şahsi sözlerim.
Come on up here and, uh, say a few words to the crowd, uh, Fat Albert. No, no.
Buraya gel ve kalabalığa bir şeyler söyle Şişko Albert.
There's no ru'nning away from these words...
Bu kelimelerden kaçış yok...
No, it is wrong.. such words were.. .. Said only by Mr. Raj Malhotra.
"Hayır", "bu yanlış", "olmaz"... gibi kimi sözler sırf Bay Raj Malhotra tarafından söylenmiş.
I wish I had no need to say these things I really feel great sorrow, at the sudden news of your death, and I can hardly believe that I have to stand here and speak these words, to a photograph
Keşke bunları söylememe gerek kalmasaydı. Bu beklenmedik ölümünüzden dolayı gerçekten büyük üzüntü içindeyim. Burada durduğuma ve bir fotoğrafa karşı bu sözleri söylediğime gerçekten inanamıyorum.
Because I need no human words now.
Çünkü insani kelimelere gerek yok artık.
In other words, no head shots. - Tony.
Diğer bir değişle, yüz resimleri yok.
In other words, you've made no progress.
Bir başka deyişle, hiçbir gelişme göstermediniz.
You'll think it's a white light. But I'm here to tell you the last words I want you to hear ever! There is no white light.
Beyaz ışık olduğunu sanacaksın ama burada bulunma nedenim duyacağın son kelimeleri söylemek ; beyaz ışık yok.
In other words, cheap labor, no paperwork.
Diğer bir deyişle : Ucuz işçilik, evrak işi yok.
- I have no words...
- Söyleyecek söz bulamıyorum.
I HAD NO IDEA THERE WERE SO MANY WORDS THAT RHYME WITH BIPARTISAN.
Ben bipartizanla kafiyeli bu kadar çok kelime olduğunu bilmiyordum.
Oh, no, no. She says lots of words.
Aslında söylemek istediği vakit, pek çok şey söyler.
No, his exact words were "sharpening pencils."
Hayır onun tam sözleri "Kalem traşla uğraşmandı"
- You read those words with no emotion.
- Kelimeleri duygusuz bir şekilde okudun.
In other words, I no longer have any reason to kill you.
Seni öldürmem için bir sebep kalmadı.
In other words, we're timid no matter what we do.
Tüm yaptığımız hergün korku içinde yaşamak.
- No more words.
- Daha fazla konuşmayalım.
The white man's words, they have no music in them.
Beyaz adamın sözcüklerinde... hiçbir ahenk yok.
Their words, they have no meaning.
Kelimelerinin hiçbir manası yok.
When the Long Knife Chief Sherman came to speak words of friendship, she listened, but she no longer trusted any white man.
Uzun Bıçakların şefi Sherman dostluk sözleri etmeye geldiğinde dinledi ancak artık hiçbir beyaz adama güvenmiyordu.
words 313
words to live by 22
words like 23
no worries 1021
no wonder 208
no work 70
no word 48
no word yet 17
no worry 22
no women 35
words to live by 22
words like 23
no worries 1021
no wonder 208
no work 70
no word 48
no word yet 17
no worry 22
no women 35