Nog traduction Turc
310 traduction parallèle
Nog, Toto. Youg – Havanag.
Hayır Toto. "Sen" Havana.
Who gets this double egg nog?
Ekstra şekerli eggnog kimin? * Eggnog : Yumurtalı bir tür içki
Less egg, Gail, more nog.
Yumurtası az, alkolü fazla olsun Gail.
[AG / CC] Frank, we had a little egg nog over at Charlie Duke's tonight.
Frank, bu gece Charlie Duke'larda yumurta likörü gecemiz vardı.
Nog?
Nog?
Nog.
Nog.
My name is Nog.
Benim adım Nog.
It's the Ferengi boy, Nog.
Ferengili çocuk Nog'du.
Sorry. I was at Nog's.
Üzgünüm. Nog'daydım.
- Nog.
- Nog.
Nog...
Nog...
Nog and I were setting up a reactive ion impeller for school.
Nog ve ben okul için reaktif iyon sürücüsü yapıyoruz.
Nog is older than you, Jake.
Nog senden daha büyük, Jake.
We never had any problems until Nog.
Nog gelene kadar hiç sorunumuz yoktu.
Nog and I were going to watch the Bajoran passengers come on board.
Nog ve ben gemiye gelen Bajoryalı yolcuları izleyecektik.
Nog made it for me.
Nog benim için bir tane yaptı.
Come on, Nog, it's your turn.
Haydi, Nog, Senin sıran.
- Nog, are you sure?
- Nog, emin misin?
Nog... you're a good boy.
Nog... sen iyi bir çocuksun.
- We're the Nog and... the Noh-Jay Consortium, and we have some stem bolts.
- Biz Nog ve... Noh-Jay Ortaklığı, ve biraz kilidimiz var.
- Nog, I'm waiting.
- Nog, bekliyorum.
Nog!
Nog!
Where are you going?
- Nog, nereye gidiyorsun? - Onlardan kaçıyorum.
- ls that true, Nog?
- Bu doğru mu, Nog?
Nog, have you been causing mischief again?
Nog, yine yaramazlık mı yaptın?
- The ones Nog told me about.
- Nog'un bana söylediği.
You've been talking to Nog about women again?
Yine Nog ile kadınlar hakkında mı konuştunuz?
- Nog and I have plans for tomorrow.
- Nog ve benim yarın için planlarımız var.
You would rather hang around with Nog than visit Bajoran fire caverns with the old man?
Nog'la dolaşmayı yaşlı adamla Bajorya ateş mağaralarını ziyaret etmeye tercih mi ediyorsun?
Nog's my friend.
Nog benim arkadaşım.
Let's start with... Nog.
Kimle başlayım...
If he were my son, I'd find a friend for him other than Nog.
Eğer benim oğlum olsaydı, ona Nog'dan başka bir arkadaş bulurdum.
That Nog's a bad influence.
Bu Nog'un kötü bir etkisi var.
Besides, it would become me versus Nog and I won't force Jake to choose.
Ayrıca bu, bana karşı Nog haline gelebilir ve Jake'i seçmesi için zorlayamam.
Nog, I never want you to go there again!
Nog, bir daha oraya gitmeni asla istemiyorum!
Hey, Nog.
Hey, Nog.
- It's Nog.
- Sorun Nog.
Nog can't even read.
Nog okuyamıyor bile.
So Nog goes his way and I go mine?
Öyleyse Nog kendi yoluna, ben de kendiminkine mi gideceğim?
- With Nog.
- Nog'la.
With Nog?
Nog'la mı?
- Nog!
- Nog!
Nog, let's go play some ball in the holosuite.
Nog, haydi gidip sanal odada biraz top oynayalım.
Mr Sisko, Nog, I thought I told you, no dangling over the Promenade.
Bay Sisko, Nog, size söylediğimi sanıyorum, güverteden sarkmak yok.
He's Nog.
O Nog.
Thank you, Nog.
Teşekkür ederim, Nog.
He and Nog were just trying to impress me.
O ve Nog sadece beni etkilemeye çalışıyorlardı.
So is Nog... in his own way.
Nog da... kendi çapında.
Nog works, doesn't he?
Nog çalışıyor değil mi?
A nig-nog.
Errol kim?
Did you enjoy your egg nog, Dex? Not enough nog.
- Alkolü yeterli değil.