Not for lack of trying traduction Turc
62 traduction parallèle
Not for lack of trying, mind you.
Denemenin yararı yok, bırak.
And not for lack of trying, either.
Hem de denediğin için.
- But not for lack of trying.
- Teşebbüsleri sonuçsuz kalsa bile.
Though not for lack of trying.
Denemediğimizden değil.
Not for lack of trying.
Denemedi değil.
I know. It's definitely not for lack of trying.
Bak, denemediğinden olmadığını biliyorum.
It's not for lack of trying on my part.
Benim yüzümden değildi.
Well, not for lack of trying, that's for damn sure.
Eh, lanet kesin çalışıyor, eksikliği için.
Not for lack of trying.
Öyle istediler ama olmadı.
It did, but not for lack of trying.
Sona erdi fakat denemekten vazgeçmediler.
Not for lack of trying.
Deneme şansım bile olmadı.
But not for lack of trying.
Denemedik değil ama.
- Not for lack of trying.
- Fırsatı olduğu halde.
No, but not for lack of trying.
Hayır ama denemediğimden de değil.
Oh, not for lack of trying.
- Denemeye çalışmadığın için.
Not for lack of trying.
Denemediğimizden değil.
- No, not for lack of trying, which is why you two need to hide before Keamy comes back to deck.
Hayır, ama eline fırsat geçmediği için değil. O yüzden Keamy güverteye gelmeden önce saklanmalısınız.
Rossi : Not for lack of trying.
Denemedi diyemeyiz.
But not for lack of trying.
Ama denemediğimiz için değil.
But not for lack of trying.
Ama yetiştirmeye çalışacağız.
Not for lack of trying.
- Denemedin değil.
But not for lack of trying.
Hayır ama yeterince denememekten değil.
Well, not for lack of trying.
Denemediği söylenemez.
No, I didn't do him, not for lack of trying.
Hayır, onunla yatmadım, denedim ama.
Oscar Wilde and not for lack of trying.
Oscar Wilde. Yetersiz çabaladığımdan da değil.
Not for lack of trying.
Denedi ama olmadı.
- You're probably right. But not for lack of trying.
Muhtemelen haklısınız, ama yeterince çaba göstermiyorsunuz.
Coming up empty-handed, boss, but not for lack of trying.
Elimiz boş döndük patron ama denemekten zarar gelmez.
Not for lack of trying.
Denemek istemediğimizden değil.
It's not for lack of trying.
- Denemiyorum değil.
I mean, not for lack of trying.
Denemediğinden değil tabii.
And it's not for lack of trying.
Denemediğimden de değil hani.
Well, it's not for lack of trying.
Deneme eksikliğinden dolayı değil en azından.
And not for lack of trying.
ve bunu deneyemem bile.
Although not for lack of trying.
Ama denemediği için değil.
Not for lack of trying.
Denemediğinden değil.
Hey, John, it's not for lack of trying.
- Denemediğimden değil John.
- Yeah, not for lack of trying.
Denemediğimden değil tabii.
Well, not for lack of trying.
Çaba harcamadığın için.
- Not for lack of trying. But it's tough out there.
- İş arıyor ama malum, hayat zor.
Yeah, not for lack of trying.
Evet, denemedim değil.
Even you got too old to die young, and not for lack of trying.
Siz bile genç yaşta ölemeyecek kadar yaşlandınız. Uğraşmanızın bir lüzumu yok.
Well, it's certainly not for your lack of trying, is it?
Şey, bu kesinlikle senin deneme eksikliğinden değil, öyle değil mi?
Maggie's mom and I were only blessed with one child, not for a lack of trying.
Biliyor musun Maggie'nin annesi ve benim sadece bir çocuğumuz oldu. - Çok denemiştik.
BUT IT'S NOT FOR A LACK OF TRYING.
Ama bu denemediğimden değil.
Well, not for his lack of trying.
onun az denediği için değil ama..
- Lately, no, but not for a lack of trying.
Son zamanlarda hayır, ama denemekten vazgeçtiğimden değil.
- Yes, sir, but not for a lack of trying.
- Evet, ama elimizden geleni yaptık.
Well, it's not for a lack of trying.
Deneme eksikliği değil bu.
No, but not for lack of trying.
- Hayır ama denemediğimizden falan değil.
I may have had troubles in the past flying a kite... and I may have never won a baseball game... but it's not for the lack of trying.
Geçmişte uçurtma konusunda sıkıntılar yaşamış ve hiç beyzbol maçı kazanamamış olabilirim. Ama daha iyisini yapmak için hep çalıştım.