Not for the first time traduction Turc
364 traduction parallèle
And now I know it was not for the first time.
Bunun ilk olmadığını artık biliyorum.
And not for the first time either.
Hem ilk vukuatı da değil.
Not for the first time, Holmes, you presume to take the law into your hands.
Bu ilk değil, Holmes. Adaleti elinde tutmaya çalışıyorsun.
"On us who saw these phenomena for the first time, " the impression made will not be easily forgotten.
"Bu fenomeni ilk kez gören bizler için üzerimizdeki etkisi kolayca unutulmayacaktır."
Believe it or not, Müller, tonight will be the first time I make it to the theatre in time for the first act.
İster inan ister inanma, Müller, bu gece ilk kez birinci perdede tiyatroda olacağım.
Perhaps those among us tonight for the first time,..... and not yet initiated into the mysteries..... of the First Circle of the Seventh Old Ray,..... may be wondering what is going to happen now.
Muhtemelen bu gece aramıza ilk kez katılanlar... ve Yedi Altın lşın'ın İlk Çemberi'nin... gizemlerine henüz erişmemiş olanlar... Şimdi ne olacağını merak ediyorlardır.
And you know that today you are not only being seen... by the thousands in Nuremberg, but by all of Germany... which also sees you here for the first time today.
Ve biliyorsunuz ki bugün Nürmberg'de milyonlarcası... olarak bulunmuyorsunuz, Almanya'nın tümü sizi burada... bugün ilk defa görüyor.
Maude, somebody meeting you for the first time, not knowing you were cracked... - might get the wrong impression.
Maude, seninle yeni tanışan ve çatlak olduğunu bilmeyen biri yanlış bir izlenime kapılabilir.
I was in love with him, and I knew it for the first time that night but now he's dead, and I'm not sorry. He wasn't worth it.
Ona aşık olduğumu o gece anlamıştım ama şimdi ölü ve ben üzgün değilim.
Not again. For the first time.
Gene mi?
Mr. Keane, might I remind you that this is not the first time you have been responsible for an over-emotional atmosphere in court?
Bay Keane, bu ilk defa olmuyor. Siz daha önce de mahkeme salonlarında aşırı duygusal bir atmosfer oluşturmuştunuz.
For the first time since I had last seen Jennie, I had a feeling of not being alone.
Jennie'yi son gördüğümden beri ilk kez kendimi yalnız hissetmiyordum.
For a long time you've wanted to bump me off at the first opportunity... and bury me out here in the bush like a dog... so you could take not only the old man's goods but mine in the bargain.
Uzun zamandır beni ilk fırsatta öldürmek... bir köpek gibi çalılara gömmek istiyorsun... böylece sadece yaşlı adamınkini değil, benim payımı da alacaksın.
For the first time, you're not making sense.
İlk defa mantıksız konuştun.
I have been on stage for 30 years, and it's not the first time I fired someone
30 senedir sahnelerdeyim... -... ve birini ilk defa kovmuyorum. - Kovmak mı?
" For the first time in my life, I am not unsure or afraid of the future.
" Hayatımda ilk kez geleceğim hakkında kararsız değilim ve korkmuyorum.
And now, my darling, for the first time in my life, I am not unsure or afraid of the future.
Hayatımda ilk kez... geleceğim hakkında kararsız değilim ve korkmuyorum.
For the first time in my life I'm not thinking and I don't care.
Hayatımda ilk defa düşünmüyorum ve hiçbir şey umurumda değil.
You're sitting by the fire and for the first time not writing to your wife. Amazing.
Ateşin yanında oturuyorsun ve ilk defa karına bir şeyler yazmıyorsun.
It's not the first time for you, is it?
Senin hikaye hep aynı değil mi?
Well, I guess comin'up here for the first time like her,..... there might not seem much sense to it, for only five horses.
Sanırım onun gibi buraya ilk defa gelen biri için sadece beş at için bunun pek anlamı olmasa gerek.
For the first time, my headache does not ache.
Baş ağrım ilk defa geçti.
Why these ladies have had, some of them..... most of them, if not all of them, for the first time in their lives..... contact, social contact, with a gentleman born and bred... .. whom under no other circumstances could they possibly have met.
Bu hanımefendiler, bazıları hepsi değilse de, pek çoğu, hayatlarında ilk defa hiç bir koşulda tanışma imkânı bulamayacakları doğma büyüme bir beyefendi ile ilişki, sosyal ilişki, kurdular.
Not as pretty as the first... but anyway, I took her hand and stroked it on the other side this time, just for a change.
Onun kadar güzel de değildi zaten neyse, elini tuttum ve bu sefer değişiklik olsun diye diğer taraftan okşamaya başladım.
You're not the only one that killed for the first time today.
Bugün ilk defa insan öldüren yalnız sen değilsin.
You're not going to admit that for the first time in your life, you committed a purely human, emotional act?
Yani şunu itiraf etmeyecek misin, hayatında ilk defa çok insani ve duygusal bir davranış biçimi gösterdiğini kabul etmiyor musun?
But I'm here on Sunday for the first time in my life, and for the very first time this KOW radio station begins, not only to DJ and to do my own thing, but to tell you a little story.
Ama bugün, bu Pazar sabahı, hayatımda ilk defa olarak ve bu KOW radyo istasyonu yayına başladığından beri ilk olarak müzik çalmayıp size küçük bir öykü anlatacağım.
When I felt hatred against Hitler e the nazistas for the first time, it was not hatred against the regimen of terror, it was the type of hatred that if it feels against outlaws.
Hitler'e ve Nazilere ilk başta, uyguladıkları terör politikası yüzünden değil pay kavgasına tutuşan çeteciler gibi öfke duyuyordum.
The second purpose of the trial was, as we hoped, to lay down the rules of international law for the future - not only making the waging of aggressive war unlawful, but, for the first time, making the statesmen who led their countries into an aggressive war personally responsible for what they'd done.
Mahkemenin ikinci amacı yani bizim beklentimiz uluslararası hukukun gelecekteki kurallarını koyarak sadece savaşa sebep olmayı hukuksuz ilân etmek değil ancak ilk defa olarak, devlet adamlarını yani ülkelerini savaşa sokan kişileri bireysel olarak bu durumdan sorumlu tutmaktı.
For the first time, the worker, at the base of society, is not a stranger to history in a material sense, for now it is by means of this base that society irreversibly moves.
Bu sirada toplumun temelinde yer alan isçi ilk kez maddeten tarihten yabancilastirilmamistir çünkü geri çevrilebilir hareket artik o temelden dogmaktadir.
For the first time, your senses did not correspond to your desire.
Hislerin arzularına göre davranmıyor.
'Not to mention his brother David - he opened up Chase Manhattan Bank for the first time in the history of the free world behind the Iron Curtain.
New York valisinin kardeşi David ise elini kolunu sallaya sallaya tarihin en büyük hortumlamasını yaptı.
Now, for the first time, here was a thing that could not be shared because there was only one of it.
Şimdi ilk kez, paylaşılamayan bir şey vardı çünkü sadece bir tane vardı.
For the first time, Mariko did not fear his anger.
İlk kez Mariko öfkesinden korkmadı.
I came here the first time... looking for Birkut, not knowing that he was already dead.
Çoktan öldüğünü bilmeden buraya ilk kez Birkut'u aramaya geldim.
Miles, for the first time in my life, I feel like I am not alone.
Miles, hayatımda ilk defa yalnız olmadığımı hissettim.
For the first time, I act from here, not from here.
İlk defa buranın sesini dinledim, buranın değil.
It's not the first time we devote ourselves to the service for the mankind.
Daha önce de kendimizi insanlığın hizmetine adamıştık.
That's not a reason to back off. Right now, when the German monarchy falters for the first time, and the Democratic Republic would really be possible.
Şu anda, Alman monarşisi ilk kez duraklıyor, ve Demokratik Cumhuriyet gerçekten olacaktır.
he's not really a bad boy well, he will be by the time I get through with him like that ( laughs ) my first audition for the show was for the character of Ryan and uh you know I read it and I was like
İşte böyle! İlk önce Ryan karakteri için seçmelere katıldım. Rolümü okuduğumda "Bu adam ben değilim, ama neyse" dedim.
And for the first time I'm gonna do it... whether my father wants me to or not!
Ve ilk kez, babam istese de, istemese de kendi istediğim şeyi yapacağım!
That's the kind of thing that sort of, for the first time, begins to bring home the fact... that today is not the game we've been playing in training for years.
İşte o an ilk defa gerçeğin farkına varıyordunuz. Bu gün yapmakta olduğumuz şey yıllardır gerçekleştirdiğimiz denemeler değildi.
Not so long ago, we left our Earth for the first time to explore a neighboring world in the solar system.
Çok değil, kısa bir süre önce güneş sistemindeki komşu bir gezegeni araştırmak üzere Yeryüzü'nden ilk kez ayrılmış olduk.
For the first time it's not that bad.
İlk sefer için ancak bu kadar kötü olabilirdi.
Maybe for the first time in my life I'm not.
Belki de hayatımda ilk defa, değil.
Cust had not the cunning, not even the daring, and it had not even the intelligence. When I saw it for the first time, he knew that he was not blamed.
Bay Cust'ı ilk gördüğümde Başmüfettiş, suçlu olmadığını anlamıştım.
This is the first time the O'Haras have ever been over for dinner and I think, maybe, it's not such a good idea that, you know, they think this kind of thing happens all the time.
O'Hara'lar evimize ilk kez yemeğe geldi ve bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, bunu her zaman yaptığını düşünecekler.
That night I would meet my husband for the first time, the one who would control my destiny, decide whether I was happy or not.
O gece ilk defa kocamla karşılaşacaktım, tüm kaderimi elinde tutan adamla, mutlu olup olmayacağıma karar verecek adamla.
Best of all, for the first time in my life... I figured out a way not to lose.
En iyi tarafı da, hayatımda ilk kez... kaybetmemenin yolunu bulmuş olmamdı.
And for the first time in 20 years, I am not alone.
Ve 20 yıldır ilk kez yalnız değilim.
And today, for the first time... I am not sure those choices were right.
Ama ilk kez bu kararların doğruluğundan şüphe ediyorum.