Not that it's any of my business traduction Turc
55 traduction parallèle
Not that it's any of my business, but is it because -
Beni ilgilendirmez ama... bunun sebebi...?
So not that it's any of my business, Abe where's a guy like you disappear to for 5 months?
Yani benim işim değil, Abe senin gibi bir adam 5 aydır nereye kaybolur?
Not that it's any of my business.
Bunların hiç biri benim işim olduğu için değil.
Not that it's any of my business....
Yani, üstüme vazife değil, ama...
Not that it's any of my business.
Beni ilgilendirdiğinden değil.
You never told me what you gave them. Not that it's any of my business.
Beni ilgilendirmez ama, sen ne verdiğini hiç söylemedin.
By the way, not that it's any of my business..... but what are you planning on conjuring up if you can decipher the text?
Bu arada, beni ilgilendirmez ama, metinleri deşifre edebilirsen ne yapmayı planlıyorsun?
Not that it's any of my business.
Tabii bu beni ilgilendirmez.
Not that it's any of my business but maybe you should think about changing careers.
Beni ilgilendirmez ama istersen meslek değiştirmeyi düşün.
-... not that it's any of my business.
Tabii bu beni ilgilendirmez.
Not that it's any of my business, obviously.
Bu kadarı beni ilgilendirmez açıkçası.
Not that it's bad or anything or any of my business, because it's not.
O kadar da kötü değil yani benim herhangi bir mesleğim gibi. Çünkü değil.
Look, not that it's any of my business but are you sure you wanna tether yourself to a boyfriend who's halfway across the world?
Bak, değil bu benim iş her ki Ama kendinizi emin misin urgan olan Yarım dünya çapında olan bir erkek arkadaşı?
It's not any of my business, but I think I know whose whiz that is.
Kesinlikle benim sorunum değil ama sanırım kime ait olduğunu biliyorum.
Not that it's any of my business, but it's your body.
Bu beni ilgilendirmez ama bu senin bedenin.
Not that it's any of my business I couldn't help noticing the matched set of rotating floozies on your deck earlier.
Üstüme vazife değil ama gözüme bu akşam terasında fırıldak gibi dönen iki kevaşe ilişti.
not that it's any of my business, but, is everything okay with you folks?
Bana düşmez ama annenizle aranız iyi mi?
I'm attracted to a talent that resembles my own, not that it's any of your business.
Benim yeteğimden iyisini görmekten etkilendim, ve bu sizi ilgilendirmez.
And, not that it's any of your business, but I will get back to my writing.
Hem, seni ilgilendirmez ama, yeniden yazmaya başlayacağım.
Not that it's any of your business but my wife had a little spat a few weeks ago, and I've been sleeping here until she cools off.
Senin üstüne vazife değil ama karım ve ben birkaç gün önce kavga ettik, ve ben de o sakinleşinceye kadar burada uyuyordum.
Not that it's any of my business, but you might wanna consider a different line of work.
Bu beni ilgilendirmez, ama meslegini degistirmek isteyebilirsin.
Not that it's any of my business.
Benim için bir sorun yok gerçi.
Not that it's any of my business.
Üstüme vazife değil tabii.
Not that it's any of my business.
Beni ilgilendirmediğinden değil.
You know, not that it's any of my business, but a man who won't buy you a diamond doesn't seem to be all that committed, does he?
Bana düşmez ama... elmas almak istemeyen bir adam... sana o kadar da bağlı görünmüyor değil mi?
I'm sure you have a good reason, Not that it's any of my business.
Beni ilgilendirmez ama eminim iyi bir sebebiniz vardır.
Not that it's any of my business, but some people- - well, parents have a hard time adapting to how they thought things would be to how they are.
Hiçbirisi bana göre değildi ama bazı insanlar şey, ebeveynler, işler umdukları gibi gitmediği zaman buna adapte olmayı beceremiyorlar.
Mom, I don't know what's exactly, uh, what's going on, you know, right now with you and dad or that guy Matthew, not that it's any of my business.
Anne, şu an babamla aranızda neler olduğunu tam olarak bilmiyorum. Ya da Matthew denen adamla...
Uh, you know, not that it's any of my business, But the, uh, the weed and the asthma,
Beni ilgilendirmez ama esrar ve astım...
It was completely remodeled in 2009... 4,200 square feet, five bedrooms, and not that it's any of my business, but I hope you two are planning on children.
2009'da tamamen restore edildi. 390 metrekare beş yatak odası ve her ne kadar beni ilgilendirmese de umarım ikiniz çocuk yapmayı düşünüyorsunuzdur.
- Hey, uh... not that it's any of my business or anything, but staying away, even though it's easier, you miss out on a lot of stuff too.
Hey beni ilgilendirmez ama uzak kalmak daha kolay gibi görünse de pek çok şeyi de kaçırırsın.
Not that it's any of your business, but we don't allow candy in our house, and my son knows that.
Seni ilgilendirmez. Şeker yemesine izin vermiyoruz, oğlum da bunu biliyor.
Not that it's any of my business, but it does affect my situation- - what is going on with you and Sutton?
Benim işim değil, ama... Beni de etkiliyor, Seninle Sutton arasında neler oluyor?
Helping out my boss, not that it's any of your business.
Patronuma yardım ediyorum ve ayrıca, bu seni hiç ilgilendirmez.
Not that it's any of your business, but I did go see Dr. Fuller, and he told me the same thing that my doctor has been telling me for months.
Bunların hiçbiri seni ilgilendirmez. Ama doktor Fuller'ı görmeye gittim. O da bana doktorumun aylardan beri söylediği şeylerin aynısını söyledi.
Not that it's any of my business, but the last thing I wanna do is interfere with a law enforcement operation or a sting... or whatever you call it.
İşinize karışmak istemem tabi ki ama resmi müdahale yapmak isteyeceğim son şeydir veya sizi tahrik etmek... adı her neyse.
Not that it's any of your business, but I was at my daughter's violin recital.
Bu seni hiç ilgilendirmez, ama kızımın keman resitalindeydim.
Not that it's any of your business, but I'm going to my boyfriend's, where they dress up for dinner.
Seni alakadar etmez ama, erkek arkadaşımın evine gidiyorum, yemeğe düzgün kıIıkla oturular.
I brought scotch for my man. Not that it's any of your business but Walt's sick.
Seni ilgilendirmez ama Walt hasta.
Not that it's any of your business... but my designer was much more thoughtful. I'm made to look human. Oh, okay, good.
Her ne kadar seni ilgilendirmese de söyleyeyim, beni dizayn eden adam çok daha düşünceliymiş.
Not that it's any of your business, but I am a cartoonist in my spare time.
Bu hiç kimseyi ilgilendirmez ama boş vakitlerimde karikatür çiziyorum.
Not that it's any of my business, but with all the secrecy and the weird baby bunker...
Beni ilgilendirmez ama tüm bu sırlar ve garip bebek sığınağı filan...
Not that it's any of my business, but it was straight before.
Bana düşmez ama önceden gayet düzgündü.
Not that it's any of my business, but I think you did the right thing.
Bana düşmez ama bence doğru olanı yaptın.
Not that it's any of my business.
Benim işim olduğundan değil tabi.
I mean, it's... not that it's any of my business, but if you ever need someone to talk to or just make nachos...
Yani beni ilgilendirmez ama eğer biriyle konuşmak istersen ya da nacho falan yemek istersen...
Not that it's any of my business, but the hardest part is realizing that their recovery is about them, not about you.
Aslında beni ilgilendirmez ama işin en zor kısmı, iyileşecek kişinin sen değil o olduğunu kabullenmek.
Not that it's any of my business, but... I don't know... this might be something you want to work through.
Beni ilgilendirmez ama ne bileyim çözmeyi isteyeceğiniz bir şeydir belki bu.
You know, not that it's any of my business now, but what the hell's the difference the kid doesn't have a passport?
Artık benim işim değil ama çocuğun pasaportu olup olmaması ne farkeder?
I mean, not that it's any of my business, but I have biological father, and he's a nightmare.
Yani üstüme vazife değil ama benim kendi biyolojik babam berbat biri.
Ooh, not that it's any of my business.
Oh, tabi bu beni hiç ilgilendirmez.