English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Notepad

Notepad traduction Turc

107 traduction parallèle
Except that, uh, I couldn't find a notepad like that anywhere in his room, and I looked everywhere.
Ancak şu var ki, öyle bir bloknotu odasında hiçbir yerde bulamadım, oysa her yere baktım.
I wrote the number of the restaurant on the notepad by the phone.
Not defterine restorantın telefon numarasını yazdım.
I went to a shop to buy a notepad.
Bloknot almak için bir dükkana gitmiştim.
Writing on a notepad leaves indentations on the pages beneath. We should be able to see what was written... up to seven layers above.
Yani, bloknot üzerine yazılan yazılardan yedi sayfa aşağıya kadar olanları çözebilmek mümkün.
- Playing cards, notepad... aspirin, sewing kit, pilot's wing pin... propeller-shaped swizzle stick, sleeping mask...
- İskambil kağıdı, not defteri... aspirin, dikiş seti, şu pilotların kullandığı uçak şeklindeki karıştırma çubuğu, uyku maskesi...
See if Bob's got a notepad or something.
Bob'ın not defteri var mı, bak.
Miss Lemon, if you please, would you come through for a moment, with your notepad and pencil.
Bayan Lemon, not defteriniz ve kaleminizle gelebilir misiniz?
Brush, make up kit. Notepad, pen. Sunglasses.
Fırça, makyaj çantası not defteri, kalem.
Have you got your notepad?
Notluğun yanında mı?
You think I'm gonna karate him to death with this notepad?
Onu karate yaparak elimdeki notebookla öldüreceğimi düşünüyorsun?
Ah! Let me get out my notepad so I can classify this new species!
Bir saniye, not defterimi çıkarıp bu yeni türü sınıflayayım.
Let me get out my notepad so I can classify this new species.
Bir saniye, not defterimi çıkarıp bu yeni türü sınıflayayım.
Why don't you write this in that notepad of yours?
Neden bunu notdefterine yazmıyorsun?
- Could I? - Notepad's in the kitchen.
Defter mutfakta.
Isn't that a notepad in your pocket?
Cebinizdeki bir not defteri değil mi?
- Where's the notepad?
- Not defteri nerede?
It also comes with a notepad and pen that works upside-down.
Yanında da bir not defteri ve tersden çalışan bir kalem hediye üstelik.
Don't play Mother Virtue or some feminist or whatever, with your notepad, on the lookout for symptoms to lock me up and avenge any alleged wrongs done to you.
Anne erdemiyle yaklaşmayın bana ya da feminist şeylerle falan notlarınızı alıp, belirtileri irdeleyerek beni içeri tıkıp, sözüm ona size yapılan yanlışların intikamını alın.
I want you to put the phone down, close your notepad and get the hell out of there.
Telefonu ve defterini kapat ve hemen uzaklaş oradan.
Now, did you see how serious he took out that notepad? Did you see that?
Not defterini nasıl bir ciddiyet içerisinde çıkardığını gördün değil mi?
He'd take out a notepad from the box and scribbles
Kutudan bir not defteri aldı Karalamaya başladı...
Means it came from a notepad.
Bu. bir bloknottan geldiği anlamına geliyor.
Translation of the message on the notepad came back, and we've got a name :
Bloknottaki mesajın çevirisi geldi. Elimizde bir isim var.
I keep this notepad so that I can just jot down some shit.
Bir şeyler çiziktirebilmek için... bu not defterini yanımda taşırım.
I got seven lines for the unknown on the notepad and ten lines for the solvent.
Defterde 7 satır bilinmeyen için ve 10 satır çözücü için çıktı. Tamam.
This is a formal invitation, written by me on the Dragonfly notepad about five minutes ago, inviting you and Jackson to a housewarming dinner at my newly completed pad.
Ben yazdım. Beş dakika önce Dragonfly..... not defterime. Seni ve Jackson'ı yeni bitmiş meskenimdeki kutlama yemeğine çağırıyorum.
Well, I highly doubt the green arrow is going to out himself on a hello kitty notepad.
Green Arrow'un öyle küçük şirin bir notla kendini göstereceğinden şüpheliyim.
So why is the notepad switched with a new one?
Not defterleri neden yenileriyle değiştirildi?
There's this panicked associate sprinting along beside me scribbling in a notepad, and she starts screaming.
Yanımda paniklemiş haldeki yardımcım koşuyordu,... not alıyordu ve birden bağırmaya başladı.
No one's used it as a notepad today, if that's what you mean.
Kimse onu notdefteri olarak kullanmadı Eğer bunu soruyorsan.
Get us a warrant to look at that notepad.
Bu not defterini incelememiz için bize bir izin belgesi çıkartsın.
If my lab matches this pen to that notepad, and the ink dates back to less than a month, what are you going to say then?
Laboratuarımda o kalem ucuyla defterdeki yazı arasında bir eşleşme ortaya çıkarsa, içindeki kanın da bir aydan kısa bir zaman içinde doldurulduğu anlaşılırsa o zaman ne diyeceksin?
Like, in the past, I was the one sitting at the table, and now I'm the one with the notepad and the pencil.
Eskiden hep masada oturan bendim. Şimdi defter, kalemli olan benim.
"I got a notepad. I got a paper cut. Fire marshal kicked Joy and family out of their sideways trailer."
Bloknot aldım, falçata aldım, itfaiye şefi, Joy ve ailesini yan dönmüş karavanlarından attı.
Forgot his Blackberry and needed a notepad?
Avuç içi bilgisayarını bırakıp not defterini mi kullanmış?
And write down in this little notepad of hers, You know, about how she hated me right back.
Ve, o da benden ne kadar nefret ettiğini yazıyordu.
I keep this notepad by my bed in the middle of the night, and I write down these ideas when I'm half asleep, and they never make any sense.
Bu not defterini geceleri baş ucumda bulunduruyorum ve aklıma gelen fikirleri uykulu uykulu yazıyorum, ama hiçbiri bir işe yaramıyor.
Alma, I didn't tell them about the notepad.
Alma, onlara not defterini söylemedim.
I told him about the notepad.
Not defterinden bahsettim.
Tablet and notepad are safe?
Levha ve not defteri güvende mi?
you guys should have some sort of notepad system,...
Bloknot sistemi ayarlamalısınız,...
Here is a pen and notepad in case one of your great ideas.
Şayet harika fikirlerinden birini yazarsın diye İşte sana not defteri ve kalem
There's a thing with the notepad.
Not defterinde bir şey yazıyor.
- I got a notepad here.
- Burda bir defter var.
Hey, it's his idea notepad.
Bak, fikir defteri.
On his last shopping spree, he bought : couple of candy bars, bottle of soda and a notepad.
Son alışveriş macerasında birkaç şekerleme, bir şişe soda ve bir not defteri almış.
Well, here's a yellow notepad.
Burada sarı bir not defteri var.
Einstein kept a notepad close at hand, furiously trying to come up with the equations for what would come to be known as the "theory of everything." Convinced he was on the verge of the most important discovery in the history of science,
Evrendeki her şeyin, en küçük parçacıktan en uzaktaki yıldıza kadar her şeyin tek bir yapıtaşından
I have this written on a notepad right next to my self-help book :
Hepsini kitabımın yanındaki defterime yazdım.
It's a notepad.
Not defterine.
A Van Horne venturess them notepad? Score.
Öndeyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]