Notions traduction Turc
378 traduction parallèle
The belief in evil spirits, sorcery and witchcraft is the result of naive notions about the mystery of the universe.
Kötü ruhlar, büyücülük ve cadılığa olan inanç evrenin gizemi ile ilgili saf fikirlerin bir sonucudur.
You got a big load of Jim tonight, probably did you a lot of good outside of these silly notions.
Bu gece Jim gibi büyük bir adamla birlikteydin. Muhtemelen sana dışarısı hakkında akla çok güzel gelen bir sürü saçmalıktan bahsetti.
He's got a lot of foolish notions about saving a lady in distress.
Zor durumdaki bir kadını kurtarmakla ilgili saçma düşünceleri var.
And get rid of those silly notions.
Ve o salak fikirleri unut.
Mademoiselle, since by some miracle Raynald has survived and according to your notions, you've tended him faithfully let us say no more about it.
Raynald mucize eseri kurtuldu tabii sizin bilginiz ve inançla bakımınız sayesinde artık bu konu hakkında konuşmayalım.
Had me a store there. Kind of a general notions store.
Bir tuhafiye dükkanım vardı.
I like a bit of fun, as the saying goes but when a bloke grabs you with nasty notions in his head it's time to put your foot down.
Biraz eğlenceyi severim, derler ya ama herifin biri kafasındaki fesatlıkla seni yakaladığında yumruğunu masaya vurma vakti gelmiş demektir.
Don't get any notions to travel.
Seyahate çıkmak gibi bir fikre kapılma.
Oh, old fogy, fantastic notions such as duty and personal responsibility.
Vazife ve kişisel sorumluluk gibi eski kafalı, fantastik kavramlar.
close as we've always been, I've never nosed into your real private notions.
Senin özel hayatina hiç karismadim.
You've got strange notions.
Garip heveslerin var.
I know you cops get crazy notions... but if you got any notion concerning me -
Siz polislerin çılgınca fikirleri olduğunu biliyorum ama benim hakkımda böyle bir fikriniz varsa...
- I've got a couple of notions.
- Bir kaç fikrim var.
Yes, we did have some good notions, all right.
- Evet, iyi buluşlarımız olmuştu.
But I haven't any such notions.
Ama benim öyle bir düşüncem yok.
- Don't get any silly notions in your head.
- Kafana saçma düşünceler sokma.
He needed help behind a notions counter.
Bir tuhafiyeci kasasının arkasında yardıma ihtiyacı vardı.
I bluffed it out with a few notions of my own.
Kendi fikirlerimle biraz doldurdum.
Crazy notions like...
Çılgınca şeylerden...
It gave me gooseflesh and notions.
Tüylerim diken diken oldu.
And don't be getting any notions in your head.
Ve aklına saçma sapan düşünceler getirme olur mu?
A woman is only a creature of notions and dimples and lies
A woman is only a creature of notions and dimples and lies
But it's these strange notions he's getting.
Ama bu edindiği ilginç fikirler.
Notions, novelties, school supplies.
Tuhafiye, okul eşyaları.
Well, at least I tone down some of the crazier notions he wants to spout on the air.
En azından, televizyonda yaymak istediği bazı çılgınca fikirlerin dozajını azaltabiliyorum.
Especially the notions of a professional team.
Özellikle de şu profesyonel takım meselesi.
Notions.
Aktariye.
You've got a few boyish notions about love.
Aşk hakkında birkaç çocuksu olguya kapılmışsın.
You once told me I had boyish notions about love and that you knew love's realities.
Aşk hakkında çocuksu olgularım olduğunu söylemiştin ve aşkın gerçeklerini bildiğini.
I was looking for a notions shop and noticed these men following me.
Tuhafiye dükkanı arıyordum. Sonra bu adamların peşimden geldiğini fark ettim.
My skirt came unstitched, that's why I was looking for a notions shop.
Eteğim sökülmüştü, bu yüzden tuhafiyeci arıyordum.
You killed one of their fairy-tale notions. They'll bring down the wrath of God, Brady and the state legislature on you.
Sen onların peri masalı mefhumlarından birini öldürdün, tanrının gazabını, Brady'i ve eyalet meclisini her zaman senin üzerine salacaklar.
I still had some romantic notions about fighting a civilized war.
Hala, medeni bir savaş yapmak gibi romantik görüşlerim vardı.
- Any other notions? - Yes.
- Başka fikrin var mı Gethryn?
God and Jesus existed only as vague notions.
Tanrı ve İsa ise sadece müphem varlıklardı.
As soon as she came back to live with you, Brother, she imbibed these romantic notions.
Buraya dönüp seninle yaşamaya başladıktan sonra bu romantik tavırları ortaya çıktı.
Yeah, he... he filled his head with notions seemingly.
Evet, kafasını düşüncelerle doldurmuş.
Before I was drafted into Rutland's, Mrs. Taylor, I had notions of being a zoologist.
Rutland'da göreve başlamadan önce zoolog olmak istiyordum.
I've learned something from your idiotic notions.
O aptal fikirlerinden bir şeyler öğrendim.
Herr General, I see now I have notions of honour... which are outdated.
General modası geçmiş bir onurum olduğunu biliyorum.
I used some random notions as guidelines :
Bu yüzden, prensip olarak, bazı gelişigüzel kavramları kullanıyordum...
She complains that her notions of life don't accord with her actions.
"... seks alemi için ağlıyor. " " Hayat görüşü ile yaptıklarının tutarsız olduğunu düşünüyor. "
I know you cops get crazy notions... but if you got any notion concerning me- -
Siz polislerin çılgınca fikirleri olduğunu biliyorum ama benim hakkımda böyle bir fikriniz varsa...
Don't go putting those kind of notions in her head.
Onun aklına bu tür fikirler sokmaktan vazgeç.
I got all kinds of notions... once I'm in the mood.
Havama girdiğimde aklıma her türlü şey gelebilir.
I don't want these men getting horny notions.
Adamlarımın olmayacak fikirlere kapılmalarını istemiyorum.
I had one or two notions about stirring up a little trouble in Tripolitania.
Tripolide karışıklık çıkaracak bir iki fikrim var.
Now, don't you get any fool notions.
Sakın aklına sivri bir fikir gelmesin.
It has its principles, sometimes very strict ones, but it's free of preconceived notions -
Kendi ilkeleri vardır, hem de bazen çok katı ilkeler. - Ancak önyargıdan arınmıştır- -
Girls like that sure do get some strange notions.
bu gibi kadınlar kesinlikle şaşırtıcı görüşlere sahipler.
Abandon notions of socialised medicine.
Tedavidir.