English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Now listen here

Now listen here traduction Turc

346 traduction parallèle
Now listen here, fat-head
Şimdi beni iyi dinleyin dangalaklar.
Well now listen here you know, we're old friends, you and me, and I want to go on.
Dinle beni... Sen ve ben eski dostuz. Ve ben bunun devam etmesini istiyorum.
Now listen here, Gottlieb, making love to Mrs. Claypool is my racket.
Bana bak Gottlieb, Bayan Claypool'a kur yapmak benim işim.
Now listen here, farmer, I can draw 16 feet of water and not find bottom, can't I?
Şimdi beni dinle çiftçi, üç kulaç suda giderim de... yine dibe değmem ben, değer miyim?
Now listen here, Miss Holt or Mrs. Holt or whatever your name is... those killers are after gold — gold that's coming through tomorrow on the stage from California.
Şimdi beni dinle Bayan Holt ya da adın her neyse. Bu katiller altının peşinde. California'dan gelen altın yarın buradan geçecek.
Now listen here.
Şimdi dinle.
Now listen here, Margaret.
Dinle beni Margaret.
Now listen here, you little bastard!
Dinle beni küçük piç!
Now listen here.
Şimdi, dinle beni.
Now listen here, we represent a modern power!
Bana bak, biz modern bir gücüz!
I said to him, " Now, you listen here, Mr. Zanfield, this is a sister team.
O'na dedim ki : " Bana bak Bay Zanfield, bizimkisi bir kardeş takımıdır.
Now, listen here.
Şimdi, beni dinleyin.
- Now, listen here, Jesse.
- Dinle, Jesse.
Now, listen, Tarzan... here's the idea, if only you'll let me explain it.
Dinle Tarzan. İzin verirsen ne düşündüğümü açıklayayım.
Listen, Mr Beckstein is here from Barnum Bailey's, now come on get on your clothes in there we're on right away
Barnum Bailey'den Bay Beckstein burada, hadi kıyafetlerini giy ve hemen gel.
Now, you get over here and sit on that bed and listen to me.
Şimdi gel yatağa otur ve beni dinle.
Now, listen here.
Şimdi, dinle.
Now, you listen here.
Şimdi beni iyi dinle.
Now, listen here!
Dinle!
Now listen, Kelly, until Dr. Chumley comes back, I'm still in charge here.
Dinle Kelly, Dr. Chumley dönene kadar buranın sorumlusu benim.
Now, listen, there'll only be trouble if you stay here.
Bak, burada kalmaya devam edersen problem çıkar.
Now you listen here.
Şimdi dinle beni.
- Now, listen here, you two...
- İkiniz de burayı dinleyin.
All right, I'll listen to you now, if you got any ideas about how to get across here.
Pekala, şimdi seni dinliyorum. Karşıya geçmek için iyi bir fikrin var mı?
Now listen to me carefully. They'll come up to check whether Carney and the sheriff were here.
Şimdi beni dikkatle dinle, burayı kontrole gelecekler, Carney ve şerif burada mı diye.
Now, look, we'll let you sit here and listen to Mr. Kilmer's story, and then we'll decide whether you've earned it or not.
Oturup beraber Bay Kilmer'ın hikayesini dinleyeceğiz,... bitince hakedip etmediğine karar vereceğiz.
Now, listen here, young man...
Şimdi, dinle beni, genç adam...
Now, listen here, Tony, if you don't tell her, I'm not going to wait any longer.
Şimdi, dinle Tony, eğer ona söylemezsen, daha fazla beklemeyeceğim.
Now, listen, do as you're told and you can go about your business just like we're not here, almost.
Dinle, denileni yaparsan biz burada değilmişiz gibi işine devam edebilirsin. Neredeyse.
Now, listen. The other day I came here with my public relations...
Geçen gün buraya halkla ilişkiler elemanımla...
Now, you listen here.
Sen harikasın.
Now you listen to me, Frank, you get us out of here by tonight.
Dinle Frank. Bu gece bizi buradan alın.
Now, listen here.
Dinleyin.
Now, listen, if he comes around here and tries to bother you I'll just pull out my pistol and go, "Bang, bang!"
Buraya gelip seni rahatsiz etmeye kalkarsa silahimi çekip ates ederim. Dinle. "Diksin, diksin!"
Now, listen here.
Siz beni dinleyin.
Now, listen, you got in here, you can get out.
Dinle, buraya girdiğin gibi... çıkabilirsin de...
Now, listen, I didn't invite you here to reform me.
Dinle, seni buraya beni adam etmen için çağırmadım.
Now listen, I didn't invite you here to reform me.
Dinle, seni buraya beni adam etmen için çağırmadım.
Now listen, Gatiss, I've only been here 48 hours.
Bak Gatiss, buraya geleli sadece 48 saat oldu.
Now, listen here, young lady... you get that elephant out of this house!
Beni dinle genç bayan.
Listen, Ned, I want you to get out of here now, I mean it!
Dinle Ned, burdan gitmeni istiyorum ciddiyim.
Now, listen, McKay, you're here on a free ride and you know it.
Dinle McKay, istediğini yapmakta serbestsin. Sen bilirsin.
Now listen to me. I want you all to step up here, take deep breaths and swim along that rope.
Hepinizin buraya gelip derin soluk almanızı ve şu ipi takip etmenizi istiyorum.
Now, listen here.
Dinle beni.
Listen, Tony, I gotta borrow your car. We oughta take a ride. We shouldn't be around here now.
Dinle Tony, arabanı almam lâzım, buradan gitmeliyiz buralarda olmamalıyız.
Now, listen, listen... here's the big question. How do you know... that the evidence your sensory apparatus reveals to you is correct?
Şimdi iyi dinle, işte asıl soru geliyor, duyusal cihazlarının doğru duyumsadığını nereden biliyorsun?
Now, listen, he not here.
Şimdi, dinleyin... O yok burada.
Now, you listen to me, you get that pregnant girl of yours out of here and into that car.
Şimdi, dinle beni, şu hamile kızı alda... çıkıp binin şu arabaya.
Now listen... Why aren't you here working?
Niçin burada çalışmıyorsun?
Now, listen to me. I'm not satisfied, but I've decided to stay here.
Memnun kalmadım ama burada kalmaya karar verdim.
Listen, w-we've got, we've got a time problem here right now.
Dinleyin. Zamanımız azalıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]