Now would be a good time traduction Turc
313 traduction parallèle
Right now would be a good time for somebody to knock at that door.
Simdi birinin, kapiyi çalmasinin tam zamani.
The... The carnival was rained out in Kankakee... so... so I thought that now would be a good time to... to...
Kankakee'de karnaval kaldırıldı ben de düşündüm ki tekrar şey yapmamızın vaktidir...
I'm afraid I interrupted. Bu I think now would be a good time for you to come backstage with me.
- Sanırım böldüm ama benimle ana kumandaya gelmek için şu an çok iyi bir zaman.
Now would be a good time to go out there and try to stop this.
Şimdi oraya çıkıp bunu durdurmanın tam zamanı.
Scotty, now would be a good time.
Scotty, şimdi tam zamanı.
So if you wanna take hold of your favorite partner, now would be a good time.
En sevdiğiniz dans eşinize sarılmak için doğru zaman olabilir.
Now would be a good time!
Halatı çekmen için iyi bir zaman!
Maybe now would be a good time to go over what you expect of me.
Belki şimdi benden neler istediğinizi söyleyebilirsiniz.
Yeah, now would be a good time to panic, Peg. What do you think they'll do to us?
yere yığıl ve öl.
Now would be a good time, Mr. O'Brien.
Şu an, tam zamanı Bay O'Brien.
I thought now would be a good time, to get out the presents.
Sanırım şimdi, hediyelerinizi vermek için en uygun zaman.
I think now would be a good time.
- Evet. Bence şimdi uygun.
Maybe now would be a good time to start.
Belki de şimdi buna başlamak için iyi bir zamandır.
Now would be a good time to catch him.
Şimdi onu yakalamak için iyi bir zaman.
You know, Kate, maybe now would be a good time...
Kate belki de bunu söylemek için doğru vakit...
- Not enough to hurt it. - lf there is anything you can do now would be a good time.
- Yapabileceğin bir şey varsa şimdi tam zamanı.
Well, perhaps now would be a good time for me to examine Eddie one-on-one.
Şimdi Eddie'yi yalnız muayene etmeliyim.
Maybe now would be a good time to contact your father.
Belki de babana ulaşmak için iyi bir zamandır.
Perhaps now would be a good time to take our 15-minute break.
15 dakikalık arayı şimdi versek iyi olacak.
Now would be a good time to wipe that horrified look off your face.
Yüzündeki dehşet ifadesini silmek için iyi bir zaman.
Harry, now would be a good time.
Harry, şimdi yaparsan iyi olacak.
If there is anything that you want to say to me... now would be a good time to say it.
Eğer bana söylemek istediğin bir şey varsa sanırım bu söylemek için en iyi zaman.
Okay, now would be a good time for plan B.
Tamam, plan B için şimdi doğru bir zaman.
Now would be a good time to stop.
- Şimdi iyi bir zaman olabilir.
Now would be a good time for your first words.
Leslie, bu ilk kelimeni söylemen için çok iyi bir zaman.
Seven, perhaps now would be a good time to review lesson twenty three, Toast of the Town.
Seven ders yirmi üçü gözden geçirmek için iyi bir zaman. Şerefe kadeh kaldırmaya davet etmek.
And now would be a good time.
Şimdi tam zamanı.
- No, I think now would be a good time.
- Hayır, bunun için uygun bir zaman olduğunu sanmıyorum.
You seem a little storm-cloudy. Just thinking now would be a good time to start up that debilitating drug habit I've always wanted.
Her zaman istediğim uyuşturucu deneme işine şimdi başlamak için iyi bu zaman diye düşünüyordum.
But if you have some suggestions, now would be a good time.
Ama hala önerilerin varsa, söylemenin tam sırası.
- Now would be a good time.
- Şimdi iyi bir zaman olabilir.
Minion, I think now would be a good time... to see a demonstration of your wonderfully demonic children.
Minion, sanırım senin o harika oyuncaklarının marifetlerini göstermelerinin tam sırası.
Now would be a good time!
Şimdi yardım etsen iyi olur!
If you're feeling well enough to come to the bridge, captain, now would be a good time.
Eğer kendinizi Köprüye gelebilecek kadar iyi hissediyorsanız Kaptn, şu an iyi bir an olacak.
OK, now would be a good time to look like we belong here.
Tamam, buraya aitmiş gibi yapsak iyi olacak, ha?
Well, now would be a good time to learn.
Şey, şu an öğrenmek için iyi bir zaman.
Never, that's why I thought now would be a good time.
Hiçbir zaman. O yüzden şimdi tam sırası diye düşünmüştüm.
Leo... now would be a good time for you to jump in.
Leo... şimdi senin karışman için iyi bir zaman.
Now would be a good time.
Simdi verebilirsin.
If anybody has a problem with that, now would be a good time to resign.
Bununla sorunu olan varsa, şu an istifa için iyi bir zaman.
Look, if you think you've screwed up in the past, now would be a good time to start making amends.
Şimdi telafi yapmaya başlamak için iyi bir zaman olurdu Eğer geçmişte berbat ettik düşünüyorsanız, bak.
If we're gonna get off this boat, now would be a good time.
Eğer bu tekneden çıkacaksak, şimdi tam zamanı.
Now, Your Majesty, would be a good time to send fresh armies... and crush these barbarians.
Yeni birlikler göndermenin ve barbarları ezmenin tam zamanıdır, Majesteleri.
Commander, I think now would be a very good time for that beam-out.
Komutanım sanırım bu ışınlama için uygun bir zaman.
N n now w would be a g good time.
Şimdi tam zamanı.
Would now be a good time to conjure up a flock of woodpeckers?
Şimdi bir ağaçkakan sürüsü çağırsam nasıl olur?
Would now be a good time to speak with you?
Konuşmak için uygun bir zaman mı?
Okay, now would be a very good time to get angry.
Tamam, şimdi öfkelenmek için iyi bir zaman.
I've been meaning to ask you something for a while now and it seems this would be a good time.
Bir süredir sana bir şey sormak istiyordum ve şimdi uygun bir zaman gibi görünüyor.
But I guess now wouldn't be a good time, would it?
Ama sanırım şu an, pek de uygun bir zaman değil.
Now would not be a good time.
Şimdi iyi bir zaman değil.