Nuclear traduction Turc
6,133 traduction parallèle
SO THAT, EVENTUALLY, THE GAS CAN COLLAPSE INTO SOMETHING THAT'S GONNA HAVE NUCLEAR FUSION IN ITS CORE.
Böylece gaz sonunda çekirdeğinde nükleer füzyon gerçekleştiren bir şeye dönüşebilir.
And breakthroughs in nuclear power.
Ve nükleer güç konusunda atılımlar gerçekleşti.
For many years, he worked here, at Britain's atomic energy research centre, Harwell, who built this early experimental nuclear reactor called DIDO.
Yıllarca burada, DIDO adındaki ilk deneysel nükleer reaktörün yaratıldığı Harwell'da Britanya'nın atomik enerji araştırma merkezinde çalıştı.
- Authorities issued a statement... - Brody's dead. claiming the nuclear contamination... is at no risk of spreading, even as the death toll rises.
Yetkililer yaptıkları açıklamada nükleer kirliliğin yayılma tehlikesinin bulunmadığını belirtirken ölü sayısı artıyor.
In 1954... the first time a nuclear submarine ever reached the lower depths... - it awakened something.
1954'te bir nükleer denizaltı ilk kez okyanusun derinliklerine ulaştığında..... bir şeyi uyandırdı.
All those nuclear bomb tests in the'50s...?
50'lerdeki nükleer bomba testleri var ya?
We lost track of a nuclear Akula 50 nautical miles northwest of Hawaii.
Hawaii'nin 50 deniz mili kuzey batısında nükleer bir Rus denizaltı kayıp.
Where you put all your nuclear waste.
- Nükleer atıklarınızı attığınız yerde.
But if we rig a nuclear warhead with a shielded timer... put it on a boat and send it... 20 miles out... the radiation lures the MUTOs... and the MUTOs lure Godzilla.
Korumalı zamanlayıcısı olan bir nükleer başlık hazırlar ve bir tekneye koyup 32 km açığa yollarsak radyasyon MUTO'ları çeker ve MUTO'lar da Godzilla'yı.
You heard the spokesman say... that the White House has not ruled out the use of nuclear force.
Sözcüyü duydunuz. Beyaz Saray nükleer güç kullanımını göz ardı etmiyor.
Basically, this ad suggested that if Goldwater got in instead of Johnson, the crazy bastard would unleash a nuclear holocaust that would just blow up the world.
Reklam kısaca Johnson yerine Goldwater seçilirse, çatlak herifin dünyayı havaya uçuracak nükleer bir katliam yapacağını ima ediyordu.
Your buddy Carson Welch was setting a nuclear outpost for himself up in the sky.
Arkadaşın Carson Welch gökyüzünde şahsı için nükleer karakol kuruyormuş.
Three billion people died in the nuclear fire.
Nükleer yangında üç milyar insan öldü.
Yeah, well, I was raised by a machine to kill cyborgs and survive the nuclear apocalypse.
Makine beni sayborgları öldürüp nükleer kıyametten kurtulmam için yetiştirdi.
- Nuclear strike.
- Nükleer grev.
The guy from the nuclear sub thing?
Nükleer alt şeyden adam?
Had a great job working for the U.S. Nuclear Program pleasant house in the suburbs a new Cadillac and a fat little dog called "Schnitzel."
ABD Nükleer Programı'nda güzel bir işi banliyöde hoş bir evi yeni bir Cadillac'ı ve "Schnitzel" adında şişko bir köpeği vardı.
Making it possible for almost anyone to build a nuclear device.
Bu sayede herkes nükleer bomba yapabilecekti.
There's already a bomb, a nuclear warhead.
Şimdiden bomba var, bir nükleer başlık.
Now that we are converting it to nuclear, it's redundant.
Artık nükleere geçtiğimize göre gereksiz.
That warhead although not nuclear shouldn't have any trouble obliterating a medium-size fishing boat.
O savaş başlığı nükleer olmasa bile orta boy bir balıkçı teknesini rahatlıkla yok edebilir.
It won't trigger the nuclear warhead as that requires fission.
Nükleer savaş başlığını tetiklemez, onun için fizyon gerekir.
Today, any nuclear country or terrorist is capable of inflicting damage on a massive scale with weapons of...
Günümüzde bütün nükleer ülkeler veya teröristler... muazzam boyutlarda zarar verebilir... ellerindeki silahlarıyla...
Now this isn't official, but we're hearing that these attacks could be... similar to the hybrid nuclear and chemical weapon that devastated... Tel Aviv earlier this year.
Resmi değil ama, bu saldırıların bu yılın başlarında Tel Aviv'i yıkan hibit nükleer ve kimyasal silah saldırısına benzer olabileceği duyumlarını alıyoruz.
That's nuclear.
Nükleer bu. Güzel.
Nuclear codes.
- Nükleer şifreler.
I'm decrypting nuclear codes And you don't want me to
Nükleer şifreleri çözüyorum, çözmemi istemiyorsun benden.
Our ally, the guy protecting the military's nuclear codes, I found him.
Şu nükleer şifreleri koruyan müttefiğimiz var ya onu buldum.
An accident has been reported at Chai Wan Nuclear Power Station.
Çeviri : hasangdr x @ nder Chai Wan Nükleer Santrali'nde bir kaza yaşandığı bildirildi.
What if there's like a nuclear bomb down there?
Ya aşağıda nükleer bomba falan varsa?
It's what all those greedy, anti-nuclear-family types want.
Hep o açgözlü ailelerin istedikleri şey.
Major Rider. " "Never." " The nuclear reactor!
"Asla. Nükleer reaktör!"
The nuclear radiation! "
"Nükleer radyasyon!"
The bottom line is Rayna Boyanov is about to sell... a small-scale tactical nuclear weapon to a terrorist organization... and we don't know where she or the bomb is.
Meselenin en önemli kısmı Rayna Boyanov'ın küçük boyutlardaki bir nükleer silahı bir terör örgütüne satmak üzere olması ve bizim ne onun ne de bombanın nerede olduğunu bilmemiz.
One mistake, and we've got a nuclear bomb in the hands of terrorists.
Tek bir hatada, nükleer bombayı teröristlerin eline vermiş oluruz.
We have to stop the sale of a nuclear bomb... and they send in someone who looks like Santa Claus'fucking wife.
Nükleer bomba satışını durdurmak zorundayız. Ama onlar Noel Baba'nın karısı gibi görünen biri gönderdiler.
Now you're a nuclear black marketer?
- Peki ya sonra Fine? Şimdi de nükleer bomba kara borsacı mı oldun?
You work for the ClA... yet you're willing to help me sell a nuclear bomb... in order to save this man's life?
CIA için çalışıyorsun. Yine de bu adamın hayatını kurtarmak için nükleer bombayı satmama yardım etmeye hazırsın.
And in the climax that took place at a nuclear test site in those early versions, the time chamber, Doc converted a refrigerator and put lead lining in it.
Filmin ilk versiyonlarında... Doktor bir buzdolabını kurşun kaplamayla zaman haznesine çevirmişti... filmin dönüm noktasında bir nükleer test alanında...
And Marty was protected from the nuclear blast by being inside of a time chamber made of an old refrigerator.
Marty, eski buzdolabından yapılma bu zaman haznesinin içinde olduğu için nükleer patlamadan kurtuluyordu.
The home of the nuclear bomb.
Nükleer bomba ülkesi.
reposition all nuclear submarines out of the Baltic Sea.
"Baltık Denizi'ndeki nükleer denizaltılarını yeniden konumlandır."
Once again, reposition all nuclear submarines out of the Baltic Sea.
Tekrar. "Baltık Denizi'ndeki nükleer denizaltılarını yeniden konumlandır."
We're on the brink of nuclear war.
Nükleer savaşın eşiğindeyiz.
Nuclear or biological doctor'?
Nükleer mi biyoloji mi?
Nuclear or biological?
Nükleer mi biyoloji mi?
Nuclear or biological weapons.
Nükleer mi biyolojik silahlar mı?
The Russians have launched the first artificial earth satellite, taking photos, recording conversations, even delivering a nuclear bomb.
Ruslar, ilk yapay Dünya uydusunu uzaya gönderdiler. Onunla fotoğraflar çekiyor konuşmaları kaydediyor, hatta nükleer bomba taşıyorlar.
Do you know the difference between a redstone rocket and a nuclear missile?
Redstone roketiyle nükleer bir bomba arasında ne fark olduğunu biliyor musun?
And in this nuclear age...
Ve bu nükleer çağda...
- A Russian nuclear warhead.
- Rus nükleer savaş başlığı...