English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / O'brian

O'brian traduction Turc

802 traduction parallèle
Aside from the hair, three blue grains, dark flecks, went to Brian's end.
O mavi parçacıklarla Brian ilgilendi.
Oh, that was brian's.
O Brianın ki.
This is Brian's cupcake.
- O ne? O Brian'ın Çöreği.
- Actually, this is Brian.
- Aslında o Brian.
He's Brian's monster.
O Brian'ın canavarı.
Tell O'Brien and the guards downstairs. Yes, Mr. Hagen.
- O'Brian ile aşağıdaki bekçilere söyleyin.
- Did Brian know her then?
- Brian onu o zaman tanıyormuydu?
Now, O'Brien's here is where little Mike, that's me again, Pige,
Burası O'Brian'ın Yeri, küçük Mike'ın olduğu yer burası, güvercin.
Was that someone you, Brian?
O sen miydin, Brian?
But more for Brian Jones, who was introducing us, I think... and Eric Burdon, who was introducing him, or vice versa.
Ama daha çok Brian Jones için, galiba bizi o sunacaktı. Ya da Eric Burden onu sunacaktı, ya da tam tersi. Hatırlayamıyorum.
Obviously, they were trying to bug O'Brien....
Belli ki O'Brian'ı dinlemeye çalışıyorlardı.
Okay, Brian, you go out there and plow right through the rats with the man.
Tamam, Brian, git... ve fareleri yarıp geç o adamla.
He knows Hugh O'Brian.
Hugh O'Brian'ı tanıyor.
He was Hugh O'Brian's stand-in on Wyatt Earp.
Wyatt Earp'da Hugh O'Brian'ın yardımcısıydı.
He was a Roman, Brian.
O bir Romalıydı, Brian.
Well, that's all right then, Brian.
Tamam o zaman, Brian.
Rudy O'Brian, how are ya?
Ben de Rudy O'Brian, nasılsınız?
- He's only a man, Brian.
O sadece bir insan, Brian.
We've been going out a long time and Brian and those guys see me here.
Uzun zamandır çıkıyoruz, Brian ve çocuklar beni burada gördü. Hiçbirşey olmadı o ayrı. - Brian?
And this afternoon, Rena's guests are Max Renn... controversial president of Channel 83, radio personality Nicki Brand... and media prophet Professor Brian O'Blivion.
Rena'nın konukları Kanal 83'ün tartışmalı başkanı Max Renn radyo karakteri Nicki Brand ve medya elçisi Profesör Brian O'Blivion.
Brian O'Blivion.
Brian O'Blivion.
Professor Brian O'Blivion.
Profesör Brian O'Blivion.
Tomorrow. Max, that other cassette is from the office of Brian O'Blivion.
Diğer kaset Brian O'Blivion'dan.
Brian O'Blivion died quietly on an operating table 11 months ago.
Brian O'Blivion 11 ay önce ameliyat masasında sessizce öldü.
You murdered Brian O'Blivion, didn't you, you freak?
Brian O'Blivion'i sen öldürdün değil mi?
They can make you do what they want... and they want you to destroy whatever is left of Brian O'Blivion.
Brian O'Blivion'dan kalanı yok etmeni istediler.
It was nobody's fault but Brian, he's a doctor...
Her şey Brian'ın suçuydu, o bir doktor...
Look, Dad, you can tell those nutty stories... to all the people at the old folks ´ home, but if you tell Brian that, he ´ s not gonna sleep at night.
Baba bak, o deli saçması hikayelerini huzurevindeki ihtiyarlara anlatabilirsin ama Brian'a anlatırsan, gece gözüne uyku girmez.
I still am that little boy, Brian.
Ben hâlâ o küçük çocuğum Brian.
Brian, when that train comes around tonight, I ´ m never coming back.
Brian o tren bu gece geldiğinde bir daha geri dönmeyeceğim.
She wants you to help Brian with it.
Brian'a o konuda yardım etmelisin.
Oh, then Omar double-crosses Brian, calls Holt.
Ah, Omar o zaman iki tarafa da çalışıyor.
Well, if it isn't Omar, and it isn't Carl, and if it isn't Brian, who is it?
Peki, Omar değilse, Carl değilse Brian değilse o zaman kim?
brian, is that you?
- Brian o sen misin?
I had to get those weapons back, or Brian would sell them to terrorists.
O silahlrı geri almak zorundaydım yoksa Brian onları teröristlere satacaktı.
Now that Brian is on the loose, he'll sell that arms shipment, and he'll be out of the country by tonight.
Şimdi, Brian yine serbest bütün o silahları satıp bu gece ülke dışına çıkmaya çalışacak.
great, he can have my room, and i'll sleep in the laundry room with- brian- - - a-l-f.
Hayır.Çatal düşünüyordum. O da ne?
brian, get out the slip-n-slide.
O kediyi istiyorum. Hayır! Tamam.
Brian, how do you think I felt seeing you go off with some woman after the time we spent together?
Seninle yaşadığımız o anlardan sonra senin bir kadınla gittiğini... görünce neler hissettiğimi biliyor musun?
Lynn, how could you let Brian do that?
Dudaklarla ilgili o şey çok büyüleciydi!
Did you use another actor to make sure that Brian was going to be home that night?
Brian'ın o gece eve gideceğinden emin olmak için bir başka aktör kullandın mı?
- It's one of O'Brian's. - Casualties.
Evet, Obrien'ın hastasıydı.
This guy's going up for "butcher of the year." O'Brian.
Obrien bu senenin kasabı seçilecek.
- That what you told Brian in Calgary?
- O zaman Brian'ı mı çağıracaksın?
Phone call Delano made to a number here in Seattle belonging to a Brian and Pam O'Hara.
Delano burada Seattle'da Brian ve Pam O'Hara'ya ait numaraya, telefon etmiş.
This is my husband, Brian. - Hi! Hi!
- Ben Pam O'Hara, bu da eşim Brian.
This is John T and James O'Banion.
Bunlar John T. ve James O'Brian.
Look, maybe this wasn't such a good idea, Brian.
Belki de, o kadar iyi bir fikir değildi, Brian.
Now, this man... I'll call him Mr. O'Banion, for sake of conversation.
şimdi bu adam... diyelim ki, adı Bay O'Banion olsun, ve diyelim ki, bu adam çok zengin Brian,
- What about what's-his-name?
Peki o adam ne olacak? Brian.
O'Brian!
O'Brian!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]