Oddball traduction Turc
148 traduction parallèle
But this one's a real oddball.
Ama bu hakikaten çok acayip biri.
WELL, IT'S A REAL ODDBALL THING, BUT, WHEN I WOKE UP THIS MORNING, I- -
Çok tuhaf ama bu sabah uyandığımda...
Will the final test on the U.S.O.S. Seaview turn it into "Nelson's Folly" or will it be another triumph of a great man a great inventor who, despite his oddball reputation may yet emerge as the predominant scientific genius of our time?
USOS Seaview'deki bu son test "Nelson'un çılgınlığı" na mı dönüşecek yoksa, garip ününe rağmen, çağımızın en önemli bilimsel dehası sayılan bu büyük insan, büyük mucidin yeni bir zaferi mi olacak?
I'll need a driver for exactly two weeks... and I don't want some gung ho oddball.
Bana iki haftalığına bir şoför lazım. Çok meraklı bir tip olsun istemiyorum.
You oddball.
Çok tuhafsın.
His name's Oddball.
Adı Antika.
Right, Oddball?
Öyle değil mi Antika?
Guy named Oddball.
Antika diye birinde.
Oddball!
Antika!
That's why we have Oddball and his Shermans.
Antika ve Sherman'larına bu yüzden ihtiyacımız var.
Well, Oddball better show up, Kelly.
Antika ortaya çıksa iyi olur Kelly.
That ain't my fault, Oddball.
Bu benim suçum değil, Antika.
It's Oddball!
Ben Antika!
Don't try to be funny, Oddball!
Komiklik yapmayı bırak Antika!
I need support units, Oddball.
Destek birimlerine ihtiyacım var Antika.
"Little Joe, Oddball..."
"... Büyük Joe, Küçük Joe, Antika "...
Oddball, this is Kelly.
Antika, ben Kelly.
What do you think, Oddball?
Ne düşünüyorsun, Antika?
Hey, Oddball?
Hey Antika?
Oddball, I can't make it work without the parts no matter how positive I think!
Antika, ne kadar olumlu düşünsem de parçalar olmadan bunu çalıştıramam.
Now look, Oddball.
Bak Antika.
After splitting with Oddball and the Germans we should have 125 boxes.
Antika ve Almanlarla bölüştükten sonra 125 kutu kalması gerek.
She's really an oddball.
O da gerçekten bekar yarım dünya.
He's an oddball.
O tuhaf biri.
You're an complete oddball.
Çok tuhaf birisin.
- Yeah, some sort of oddball protein.
- Evet, garip bir protein.
Told you he was an oddball, let's get out of here.
Sana onun tuhaf biri olduğunu söylemiştim, hadi gidelim.
We'll be back, oddball.
Yine geleceğiz, tuhaf şey.
I'm a Dr. Holland, but not the Dr. Holland, boy genius and oddball.
Doktor Holland'ım, ama zeki ve tuhaf olan Doktor Holland değil.
That's an oddball frequency he's got, but they fit security.
Tuhaf bir frekansı var ama güvenlik sıkı.
I mean, are you pretending to be an oddball, or are you actually nuts?
Şunu demek istiyorum, tuhaf olmayamı çalışıyorsun? Yoksasahiden bir kaçık mısın?
ALL EXCEPT FOR THAT ODDBALL.
Garip görünüşlü olan hariç hepsi.
Here's an oddball item.
İşte size farklı bir yer.
I mean, some people might actually consider this an oddball situation.
Hatta kimi insanlar bunu dayatma olarak kabul eder.
Kind of an oddball.
Biraz tuhaf gibi.
Homoeroticism in... Oddball Canadian Rules...
Tuhaf Kanada kurallarında... homoseksüellik...
Is he some kind of an oddball here?
Tuhaf bir adam mı bu?
He's not an oddball.
Tuhaf değil baba.
He's an oddball, that guy.
Tuhaf biri işte.
You actually think I'm gonna fall in love with you and your musty old house... and your corny music and your oddball cracker friends?
Sana, bu küflü evine, eski moda müziğine tuhaf ve çatlak arkadaşlarına aşık olduğumu mu sanıyorsun?
Hey, oddball!
Hey tuhaf adam!
You're an oddball.
Tuhaf birisin.
It's me, the oddball!
Benim, tuhaf çocuk.
I am not an oddball. Three.
Ben tuhaf değilim.
I could walk into my high school reunion with Nelle on my arm, and they'd say, " Well, how did that oddball get her?
Lise, mezunlar toplantısına kolumda Nelle'le gitsem, " Bu tuhaf herif onu nasıl elde etmiş ki?
Down in Hollins we do get our share of the oddball.
Hollins halkı mütevazı bir hayat sürer.
'Pluto was discovered in 1930,'and it was the oddball of the solar system.
Plüton 1934'te keşfedildi, değil mi? Ve güneş sisteminin garip gezegeniydi, değil mi?
'Turns out Pluto was just the largest known member'of this population. 'It went from being this lonely remote oddball,'to being essentially the grandfather of a population. And the Kuiper Belt probably has more objects than any other region in the solar system.
Yalnız ve garip ücra dünyadan popülasyonun büyükbabasına dönüştü.
And I know Oddball because she doesn't have any...
Ve Oddball'ı da tanıyorum çünkü onun hiç...
Come on, Oddball, Little Dipper, Dipstick.
Hadi, Oddball, küçük Dipper, Dipstick.
And it was just an oddball, it was small and icy, different to anything else that we knew about.
Gerçekten bildiğimiz hiçbir şeyle bir benzerliği yoktu.