Of that i have no doubt traduction Turc
109 traduction parallèle
Chapman and Hall will always remember they've met you. Of that I have no doubt.
Eminim, Chapman ve Hall seninle tanıştıklarını her zaman hatırlayacaklar.
Of that I have no doubt.
Ona şüphem yok zaten.
Of that i have no doubt.
Bundan eminim.
Of that I have no doubt, sir.
Ondan şüphem yok, efendim.
- Of that I have no doubt.
- Hiç şüphem yok.
Of that I have no doubt.
# Bundan hiç şüphem yok. #
Of that I have no doubt.
Buna hiç şüphem yok.
I have no doubt that your King would like to know of our arrival. The King is not here.
* We have traveled a long way, * and my poor son is hungry and he is thirsty.
Perhaps my faults might have been overlooked had I concealed my struggles and flattered you that no doubt of my course had ever entered my mind.
Eğer sadece sizi unutamadığımı söyleyerek... gururunuzu okşasam ve geri kalan düşüncelerimi... gizleseydim yaptığım hatalar görmezden gelinebilirdi.
I never ignore facts Lord Penrose and I have no doubt that the incident of the sheep with their throats torn out is unquestionably a fact.
Gerçekleri hiçbir zaman gözardı edemem Lord Penrose ve koyunların boğazının parçalanması durumunun tartışmasız bir gerçek olduğundan hiç bir şüphem yok.
- I have no doubt of that.
Bundan hiç kuşkum yok.
Mrs. Godwin, i have no doubt... no doubt at all i'll be seeing you again in time at the end of that road.
Sana bir şey göstereyim.
I have no doubt of that.
- Şüphesiz tanırım.
I have no doubt he really thinks that a man of that description murdered his wife.
Bu tarife uyan birinin karısını öldürdüğüne gerçekten gördüğüne hiç kuşkum yok.
I have no doubt of that at all.
Artık hiçbir şüphem kalmadı.
I have no doubt of that.
Buna hiç şüphem yok.
At our first brief meeting, I got that she was a dancer, who came to England with some tawdry American company. Uneducated and openly mercenary, I fear. I've no doubt there may have been an alliance of sorts.
Bir Amerikan grubuyla buraya gelen bir dansçı olduğunu öğrendim eğitimi yok ve açıkça paragöz korkarım lordum böyle bir ilişkisi olduğuna hiç şüphem yok
I have no doubt that, in spite of the repairs, you could manage there for one night.
Tamirata rağmen bir gece için orada kalabileceğinize hiç şüphem yok.
And I have no doubt Inspector that we shall see that though that shield may fail to guard, the sword of justice is still there to avenge.
Ve şundan hiç şüphem yok ki müfettiş bu kalkan, gelecekte de insanları korumakta başarısız olsa bile adaletin kılıcı, intikamını almak için hala orada duruyor olacak.
I have no doubt that they're capable of the crimes for which they are accused.
İtham edildikleri suçları işleyebilecek kapasitede olduklarından şüphem yok.
I have no doubt of that.
Bundan hiç şüphem yok.
I have no doubt that you saw him, but when you saw him, you were so scared... knowledge of the Bigfoot's habits, vanished before... and bumped your head on the curb... crashed your precious ten-speed into the stop sign,
Onu gördüğünden şüphem yok, Onu gördüğünde o kadar korktun ki... ortadan yok olmadan önce Koca-Ayak'ın mizacından... ve kafanı kaldırıma çarptın... o kadar korktun ki kıymetli 10 viteslini dur işaretine çarpıp, başınıda kaldırıma çarptın ve olasılıkla onu çok korkuttun!
I'll answer. If I'd taken that method, there is no doubt that we would have been attacked by the other remaining satellites and sacrifices would have resulted among the soldiers of our army.
neden benim kaçış... navigasyon rotam üzerindeler?
Of that, I have absolutely no doubt.
İşte ondan hiç şüphem yok.
Of course, I have no doubt that you were trying to show mercy.
Elbette ki merhamet göstermeye çalıştığına hiçbir şüphem yok.
Of that, I have no doubt, Miss Lemon, but where was the house?
Ona şüphem yok ama ev neredeydi, Bayan Lemon?
The stories will be told for many years I have no doubt... about the ship that made contact of the alien who was held prisoner in the medical facility.
Sağlık merkezinde esir tutulan uzaylının gemisiyle yapılan temasın uzun yıllar anlatılacağından hiç şüphem yok.
Sizable sums on which I had counted were not forthcoming - but our beautiful France and I will see better days - have no doubt of that. The moment we do, -
Gelmesini beklediğim paralar gelmedi ama hiç şüphem yok ki güzel Fransa'mız ve ben daha güzel günler göreceğiz.
And I have no doubt that these will match the cast in the office of M. Bex.
Ve bunların Komiser Bex'in ofisindekileri andırdığına hiç şüphe yok.
When we do destroy that bird-of-prey it will no doubt go a long way toward restoring my reputation- - and I have you to thank for it.
O yırtıcı kuşu yok ettiğimizde itibarımı geri almak hiç şüphesiz ki çok kolay olacak. Bunun için sana teşekkür etmeliyim.
I don't know where he actually has them... but I have no doubt... that flying above the earth is a representation of it... they can fall.
Onlara gerçekte ne yaptığını bilmiyorum. Ama yukarıda uçmaları yaptıklarının bir kanıtı. Düşebilirler.
I don't know where he actually has them... but I have no doubt... that flying above the earth is a representation of it... they can fall.
Onları nereye götürdüğünü bilmiyorum ama gökyüzünden yukarıda uçtuklarından bir kuşkum yok. Düşebilirler.
That's no doubt about it, but I warn you... to mind your tongue or I'll have it ripped out of your mouth.
Hiç şüphem yok, ama seni diline hâkim olman konusunda uyarıyorum yoksa o dilini kopartırım. - Beni korkuttuğunu mu sanıyorsun?
And while I have no doubt to believe that Ms. Vassal is capable of raising a child, the customized condoms, the Face Bras, the embracing of "slut"
Bayan Vassal'ın iyi bir anne olacağından şüphe duymamama rağmen, kişisel prezervatifler, yüz sutyenleri, sürtük imajını kabullenişi biraz yutkunmama sebep oluyor.
I have no doubt of that.
Eminim öyledir.
I agree with the elders, who have no doubt that the high king of Mycenae comes to Troy... for the purpose of making war.
Mycenae'nın yüce kralının Truva'ya savaş amacıyla geldiğinden şüphesi olmayan büyüklere katılıyorum.
We are now in the midst of a major cancer epidemic and I have no doubt, and I have documented, the basis for this that industry is largely responsible for this overwhelming epidemic of cancer in which one in every two men get cancer in their lifetimes and one in every three women get cancer in her lifetimes.
Artık büyük bir kanser salgınının ortasındayız ve kuşkum yok ki ve bunu belgeledim ki bu büyük kanser salgınından büyük oranda endüstri sorumludur burada yaşamı boyunca her iki erkekten biri ve her üç kadından biri kansere yakalanmaktadır.
Why, I have no doubt that, were those policy holders made aware of the existence of that august institution, each and every one of them would have volunteered some token amount for the furtherance of its aims.
O poliçe sahiplerinin paralarının böyle bir kuruma gittiğinden haberi bile olmayacağına hiç şüphem yok.
Show me a sign today that you paid attention... to any one of these things that I created... and bring them in a way that I won't expect... so I'm as surprised at my ability to be able to experience these things... and make it so that I have no doubt that it's come from you.
Bu yarattıklarımla ilgilendiğini gösteren bir işaret ver bana ve bunları hiç ummayacağım bir şekilde karşıma çıkar ki bu tür şeyleri yaşayabilme yetisine sahip olduğuma şaşırsam da bunun senden kaynaklandığından hiç şüphem olmasın.
I have no doubt, Sayuri that you could still melt the heart of any man.
Hala bir erkeğin kalbini yumuşatabileceğinden kuşkum yok, Sayuri.
I have plenty of money. I don't need any more. No, we don't doubt that.
- Hayır, bu konuda şüphemiz yok.
Gerak may be a Prior, but I have no doubt that part of him remains Jaffa and that is the part we must seek out.
Gerak bir rahip olabilir, ama bir kısmı eminim hala Jaffa'dır ve onun o kısmına ulaşmalıyız.
As I see the depth of your corruption unfold, I have no doubt that you are that source of danger.
Ahlaksızlığınızın boyutlarını görmeye başladıkça... o tehlikenin çıkış noktasının siz olduğunuzdan iyice emin oldum.
Cops say rumor is that Riaz is something like - the mayor of one of those. - I have no doubt.
Polisin dediğine göre, Riaz, onlardan birinin belediye başkanı gibiymiş.
On that subject- - Mr. Carter, you are a big, tough guy, and I have no doubt you could make mincemeat out of all of us if what you needed was more mincemeat.
Bay Carter, siz iri ve güçlü bir adamsınız ve bizden kıyma yapabileceğinize şüphem yok, tabi daha çok kıyma lazımsa.
I have no doubt that she will continue to push the boundaries of your lives as well as this school has to offer.
Hiç şüphem yok ki okulun istediği kadar iyi şekilde sınırlarınızı zorlamaya devam edecek.
I have no doubt that he will suffer a great deal for a time, but it is no creed of mine that such sort of disappointments kill anybody.
Bir müddet çok acı çekeceğinden şüphem yok, ama tecrübelerime göre bu denli bir hüsran şimdiye dek kimseyi öldürmedi.
Of that, I have no doubt!
Bundan hiç şüphem yok!
i have no doubt that the writers of this show are scrambling to tie up every loose end, and i hope they do,'cause we need answers.
Dizinin yazarlarının tüm yaşananları bir sona bağlamak için çabaladıklarından şüphem yok. Umarım bağlarlar. Çünkü cevaplara ihtiyacımız var.
Oliver, i have no doubt that your parents would be proud Of the person you've become.
Oliver, ailenin şu an olduğun kişiden gurur duyduğuna şüphem yok.
I, like most of people who've really looked at this case, have absolutely no doubt that it was an assassination.
Benim, ve olaya hakim kişilerin çoğunun, bu olayın bir suikast olduğundan hiç bir şüphesi yok.