Offset traduction Turc
170 traduction parallèle
Commissioner, specifically what steps are you taking to offset this rash of crime in the Bel Air area?
Komiser, Bel Air yöresindeki cinayetlere karşı özellikle ne türden önlemler alıyorsunuz?
It has a lot of snags from the user point of view, and, uh... we don't think it has sufficient advantages to offset them.
Kullanıcı açısından bakarsak bir dolu kusuru var ve o kusurları dengeleyecek yeterli avantajlara sahip değil.
Lucy may run to the newspapers... and it's my job to offset any insinuations she may make.
Lucy Chapman gazetelere gidebilir. Benim görevim onun ortaya atacağı iddiaları çürütmek.
We must reduce the taxes that are crushing the peasants and offset this loss of revenue by raising indirect taxes which will affect all classes - financing, granting, salt, tobacco and stamped paper.
Köylüleri ezen vergileri azaltmalı ve tuz, tütün ve damgalı kağıt gibi şeylere finansman veren ve onları sağlayan bütün sınıfları etkileyecek olan dolaylı vergileri yükselterek bu gelir kaybını dengelemeliyiz.
- offset litho reproductions of these by the thousand, then...
Bunlardan bin tane ofset baskı yaptır, sonra da...
Since he's come here, I've bought a new press and I could buy an offset too.
O işe başladığından beri yeni bir makine aldım. Bir de ofset alabilirim.
" Fixations bloc offset pontic rebation.
" Sabitleme blokları'pontik ribasyonu'dengelerler.
" offset ontic rebation.
"...'pontik ribasyonu'dengelerler.
It is offset. It's at one focus of the ellipse.
Biraz yanda, elipsin iki odağından birisinde olmalıydı.
You offset every effort we make to protect our property... and that of members of your own class.
Sen bizim kendi mıntıkamızı korumamıza ve kendi ait olduğun... sınıfın üyelerine her türlü karşı çıkıyorsun.
Frankly, Germany needs friends in influential positions, to offset the Morgenthaus and the Lehmans.
Dürüst olmak gerekirse, Almanya'nın Morgenthaus ve Lehmans'ı. denk hale getirmek için böyle dostlara ihtiyacı var
Fortunately, our capital outlay has been handsomely offset by the resultant sales of armaments and missiles.
Orta doğu ve Orta Amerika'daki isyan ve devrimleri ilerletmek adına geniş ölçüde yatırım yaptık. Neyse ki sermaye masrafımız, teçhizat ve füze satışlarının toplamı ile cömertçe dengelendi.
Mr Worf, divert enough power to the shields to offset radiation and magnetic fields.
Bay Worf, yansıyan radyasyonu ve manyetik alanları... dengeleyecek kadar gücü kalkanlara aktarın.
Stand there, on that spot there, and first of all I ought to just explain that the headset here has two little television screens, and the images of those two screens are cunningly offset in the computer, so that what she will see is just what she would see if she were seeing in 3-D, in stereo.
Şuradaki noktada dur ve ilk olarak sana açıklama yapayım buradaki başlığın, iki küçük TV ekranı var ve bu ekranda görüntüler bilgisayar tarafından başarıyla oluşturuluyor böylece onun gördüklerini ekranda üç boyutlu olarak göreceğiz.
The skeletal structure in your radius and ulna is offset by.02 microns.
Ön kol kemiklerindeki iskelet yapısı 0.02 mikron sapmış.
The stock has no value but it's offset against income.
Stoklarin degeri olmayacak ama gelirinizi dengeleyecek.
they feel it will offset your relative... inexperience.
Tecrübesizliğinin boşluğunu dolduracağını düşünüyorlar.
And how much more latinum will it take to offset this risk?
Ve bunun karşılığı ne kadar daha latinyum olacak?
Dad, it looks like offset.
Baba, ofset baskı gibi görünüyor.
People won't have to go to an offset printer.
İnsanlar ofset yazıcıları kullanmak zorunda olmayacak.
And a six percent tariff was imposed to help offset the lost income of Tarkalian sheepherders.
Bir de Tarkalian koyun çobanlarının kayıp gelirlerini dengelemek için yüzde altılık gümrük vergisi kondu.
I've got an offset carrier.
Ofset bir taşıyıcı buldum.
And along comes Mary, wearing a beautiful starburst quilt across her bodice, offset by subtle hues of aubergine and brick.
İşte Mary geliyor. Elbisenin üst kısmında hoş bir yıldız yağmuru deseni var. Patlıcan ve kiremit renkleriyle dengelenmiş.
Would you shoot a hardened criminal in the back... ... in order to offset the chance that some lawyer- -
İflah olmaz bir suçluyu arkadan vurur musun bir takım avukatlar sayesinde serbest kalmasın diye?
Appearing as a witness against him could offset the damage to yourself.
Ona karşı tanıklık etmek senin durumunu biraz hafifletebilir.
We need police witnesses to offset the damage done to the Department.
Polise verilen zararı telafi için tanık lazım bize.
Any bias I might have in favor of Christine... would be more than offset by the fact that she tried to kill me.
Şuna bakın. Şuna bakabilir miyim?
This is obviously to offset any argument we make on Jewish law.
Bu apaçık Yahudi yasasına yapacağımız göndermelere bir karşılık.
That's enough to offset a few minor differences.
Bazı küçük farklılıkları telafi etmek için bu yeterli.
But the Defense Department hopes new technologies will offset expenditure.
Ama Savunma Bölümü yeni teknolojilerin zararı karşılayacağını umut ediyor.
The contingent fee will offset losing you.
Böylece kaybettiğimiz miktarı dengeler.
It helps offset the bad things.
Bu kötü şeyleri dengeliyor.
But that's kind of offset by the fact that I'm about to lose my job.
Ama yaptığım hata yüzünden işimi kaybetmek üzereyim.
- Offset feed!
- Beslemeyi başlat!
- Offset!
- Başlat!
Brown and green don't usually match, but you got the yellow to offset it.
Genelde kahverengiyle yeşil uyuşmaz, ama oradaki sarı açığı kapatıyor.
Should you choose to take me up on this, I worked it out and the revenue from ticket sales will offset the cost.
Bilet satışlarından elde edeceğiniz gelir maliyeti karşılayacak. Bu teklifimi düşünün. Bu işi çok güzel bir şekilde yapabiliriz.
Now he knows I'm trying to offset his rhythm.
Şimdi ritmini bozmaya çalıştığımı biliyor.
Now if we can rig it so we can offset it just slightly, we would stop a wormhole from establishing.
Onu oradan çıkarıp az daha derinden takarsak, oluşacak bir solucan deliğini engellemiş oluruz.
If it is, I'll just put more makeup on your chin to offset it.
Bunu dengelemek için çenenize biraz daha makyaj yapacağım.
Therefore, in those sales we are more likely to find that the official rise in mortgage rates has been offset somewhat by the respective rates of return on high tech investments, which led to a surge in business capital spending
Bu yüzden, bu satışlarda ipotek oranlarının az da olsa dengelendiğini görebiliriz. Yüksek teknoloji yatırımlarının getirdiği yüksek karlar yatırımı artıracak ve verimliliğin büyüme hızını artıracaktır.
" Positive results from Lot 6 were offset by drastic side effects.
"Ne yazık ki çok kötü yan etkiler ortaya çıktı."
But now that we're paying more for immediacy you'll have to offset that by either laying off three senior nurses and hiring new grads or canceling x - ray and lab service after 10 p. m.
Ama şu anda ivedi şeylere daha çok para harcadığımızdan, ya üç hemşireyi kovup yerine yeni mezunları alarak veya akşam ondan sonra röntgen ve testleri iptal ederek bunu denkleştirmelisin.
Hammond is insisting SG-1 needs a sociopolitical nerd to offset our overwhelming coolness.
Hammond karşı konulmaz karizmamızı dengelemek için sosyopolitik bir ineğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyor.
Maybe there's a way to offset his oldness.
Belki yaşlılığını gizleyebiliriz.
Something to offset Det. Moreland's pinstriped lawyerly affectations... and the brash, tweedy impertinence of Det.
Dedektif Moreland'in hukukçu taklidi arsız kıyafetiyle...
I had the highest score in the county, but that didn't exactly offset my 0.0 GPA.
Testten ilçedeki en yüksek notu aldım, ama bunun 0.0 olan ortalamama bir faydası olmadı.
And of course, more importantly... we can offset the ravages of dementia by implanting memory or adjusting the synaptic connections.
Ve tabii daha önemlisi... bellek yerleştirerek veya sinaptik bağlantıları değiştirerek bunamanın hasarlarını giderebiliriz.
The center of gravity has some offset, but no problem for 60 degree rotation.
Yerçekimi merkezinde ufak sorun var, ama 60 dereceye kadar problem yaratmaz.
No, affirmative action was put into place to offset policies that the United States Government implemented during slavery that affect us today.
Hatta sopa bile istemeyecek. Topa kendi aletiyle vuracak. Slapshot, koduğum!
'Then we could pull it to where it was offset a few inches.
Sıcaklık sorununu bu şekilde halletmiş olduk.