Oku traduction Turc
6,208 traduction parallèle
Read it if you are ever able to.
Okuyabiliyorsan alıp oku.
Read it yourself.
Şu haberi oku.
You need to hear yourself read this.
Bunu yüksek sesle oku.
What became of him? Did he escape? He was wounded by one of the archers.
Okçulardan birinin oku tarafından yaralandı.
You're not fed up. You like it too, keep reading.
Şişmedi şişmedi sende beğendin oku abi.
- Read, bro.
- Abi oku.
- Please read more?
- Lütfen az daha oku.
Tell us a story, a parrot story.
Bize hikaye oku, papağanlı bir hikaye.
Don't worry, we can get this arrow out.
Oku çıkaracağız.
Read the files.
Dosyaları oku.
Read it before you go just in case.
Gitmeden önce her ihtimale karşı gitmeden oku.
Hell no, I've an open mind.
Tam tersi, açık kafalıyım ya. Aç beni oku.
Read him a verse of the Koran.
Bir ayet oku kulağına.
I said, OK, read the Falaq and Naas.
Ya hoca dedim bak, Felak nas oku tamam.
Read the Ikhlas.
İhlas Kevser oku tamam.
Let me hear it.
Oku bakalım.
Read what it says about you.
- Senin hakkında yazanları oku.
Again, read it again.
Tekrar, tekrar oku.
Whether it's Social Science or Liberal Arts, study what you like.
Sosyal bilimler olsun, güzel sanatlar olsun ne okumak istiyorsan onu oku.
Read it.
- Oku şunu.
Read my lips, no more sound bites.
Dudaklarımı oku, daha fazla soundbite olmayacak.
What does that say?
Oku bakalım ne yazıyor.
Read it.
Oku, oku.
- If you can read, read a book.
- Eğer okuyabiliyorsan, kitap oku.
Read my lips.
Dudaklarımı oku.
Keep reading.
Biraz daha oku.
Read that.
Bunları oku.
I knock, you do the cards.
Kapıyı ben çalarım, sen de kartları oku.
- Listen.
Oku.
Recite the Constitution's preamble.
Anayasanın önsözünü oku.
Read it out loud.
Yüksek sesle oku.
Here. Read the headlines.
İşte, haber başlıklarını oku.
He's rumored to have loosed the arrow that felled the great King Darius himself.
Yüce Kral Dara'yı öldüren oku onun attığı söylenir.
Read the headlines.
Manşetleri oku.
Read it.
Oku.
Knock him dead, partner.
Canına oku, ortak.
Read that.
Oku sunu.
So, you know, um, when I was in the med ward, there were these visitors that would come in and read to us.
Biliyorsun, ne zaman hastane kogusunda olsam Ziyaretciler isterlerse gelebiliyordu. ... ve bizim icin oku.
SARAH : Tell me a poem.
Bana siir oku.
Go on, read it.
Devam et, oku.
Just read it, Brian. Thank you.
- Oku gitsin Brian.
Just read it. All right.
Madem açtın, oku.
Read the Bible.
İncil oku.
Just read the fucking script, Seth.
- Oku cümleyi ulan Seth.
Just read it, Seth.
- Oku gitsin Seth.
Read it.
- Ne bileyim. Al oku.
Yeah, read it, Annie.
Evet, oku hadi Annie.
Well, read this.
Oku o zaman.
Read to me.
Oku bana.
Read one word.
Bir kelime oku.
Here, read a book.
Al kitap oku.