Old sport traduction Turc
132 traduction parallèle
- So long, old sport.
- Görüşürüz dostum.
Well, it's a fine old sport.
Şey, oldukça eski bir spor.
Come on, old sport.
Haydi, yaşlı adam.
It's only a game, old sport, for Weaver's benefit.
- Weaver yararına oynanan eski bir oyundur.
No, sorry, old sport.
Maalesef delikanlı.
How do you do, old sport?
Nasılsın, yaşlı tilki?
I'm sorry, old sport, it was business.
Kusura bakma, yaşlı tilki, işle ilgiliymiş.
He's a gambler, old sport.
Kendisi kumarbazdır, yaşlı tilki.
I did, old sport, but I lost most of it in the big panic.
Kaldı, yaşlı tilki, ama çoğunu büyük panikte kaybettim.
- Here you are, old sport.
- Al bakalım, yaşlı tilki.
I can't say anything inside his house, old sport.
Onun evinde bir şey söyleyemezdim, yaşlı tilki.
Why not let her alone, old sport?
Neden onu rahat bırakmıyorsun, yaşlı tilki?
That "old sport" business.
Şu "yaşlı tilki" meselesi.
I don't trust him, old sport.
Ona güvenmiyorum, yaşlı tilki.
You must remember, old sport, that she was very excited.
Şunu da hesaba kat, yaşlı tilki, Daisy çok heyecanlanmıştı.
- Fine, old sport.
- Pekala, yaşlı tilki.
Listen, old sport, you're on the wrong side.
- Yanlış taraftasın. - Hemen buraya dön.
You're better off with us, old sport.
Burada olman daha iyi, eski dostum.
I say, old sport, came to relieveyou ofyour duties.
Dedim ki gideyimde yaşlı sporcunun yükünü hafifleteyim.
Old sport, why don't you pull your face from your loins and bury it into some humble pie?
Eski dostum, niye kafanı kıçından çıkarmıyor ve yere gömmüyorsun?
The keeper of Ellen's flame. I mean, that's the bottom of the food chain, old sport.
Ellen'ı sen araştırıyorsun demek, bu çok önemsiz bir araştırma dostum.
Yeah, but I got to stay on the food chain, old sport. That's why I do it.
Ama çalışmalarımı sürdürmek zorundayım, bu yüzden yapıyorum.
PUT AWAY. UH-HUH. THANKS, OLD SPORT.
Teşekkürler, nazik bayan.
- Algy, old sport, it's me.
- Algy, dostum. Benim.
I'm afraid you have to, old sport.
Korkarım buna mecbursun, yaşlı kurt.
You bet your ass, old sport.
Elbette yaşlı kurt.
- Hey, Willy, old sport.
- Hey Willy, yaşlı kurt.
Oh, come on, Willy. You gotta let me enjoy this just a little bit, old sport.
Hadi Willy, biraz keyfini çıkarmama izin ver yaşlı kurt.
I tell you what, though, old sport.
Bak ne diyeceğim yaşlı kurt...
Bechstein, old sport, what news? What news?
Bechstein, eski dostum hayat nasıl gidiyor?
Good evening, old sport.
İyi akşamlar, yakışıklı.
Hello, old sport.
Merhaba eski dostum.
We had a crazy night, didn't we, old sport?
Harika bir gece geçirdik gibi.
- Hi, old sport.
- Selam, ihtiyar.
- It's an old man's sport.
- Yaşlılara uygun bir spor.
He's a rotten sport, your old man.
- Sevgili aşığın, itin tekiymiş.
What'll you do about Sport and that old guy?
Sport ve o yaşlı herifle n'apacaksın?
You're a good sport, old man.
Sen sıkı birisin.
God, you're an old spoil sport, Mrs. Webb.
Tanrım, yığma taş duvar gibisin, Bayan Webb.
There's no sport in tormenting a sick, old man.
Hasta, yaşlı bir adama işkence etmenin eğlenceyle alakası yok.
That day he says, "There's nothing I can do for you. You're just getting old, sport."
Doktorun'yapılacak bir şey yok, yaşlanıyorsun dostum'dediği günü.
It's the sport of kings, old chap.
Bu kralların sporudur, dostum.
His father has been bullying him about the sport since he was old enough to hold a ball.
Bir topu tutabilecek kadar büyüdüğünden bu yana, babası onu zorbalıkla spor konusunda sıkıştırıyor.
Randy, you're only 12 years old, and already they're saying that your name will go down among those of the greatest Ping-Pong players ever to take up the sport.
Randy, sadece 12 yaşındasın, ve herkes senden bahsediyor. İsmin en büyük pinpon oyucuları arasına daha şimdiden girdi.
- Hello, old sport.
Selam yaşlı kurt.
How about being a sport and helping us out, for old time's sake?
Biraz şakadan anlayıp eski zamanların hatırına yardım etmeye ne dersin?
I'm teaching him to sport before I get too old for it.
Yaşlanmadan önce spora alıştırıyorum.
Golf's a boring sport for old farts.
Golf biraz yaşlı işi adamım!
"Perhaps the old boy is losing his taste for the sport".
"Belki de eski dostumuz artık spordan zevk almıyordur."
All right, sport, you want to slip a name in the old suggestion box, fire away.
Peki arkadaşım, isim vereceksen ver bakalım.
Like old times, huh, sport?
Eski zamanlar gibi. Değil mi, Spor?
sport 330
sports 143
sporty 26
sports illustrated 16
sports fans 30
old school 99
old son 178
old scotch 27
sports 143
sporty 26
sports illustrated 16
sports fans 30
old school 99
old son 178
old scotch 27