Omelets traduction Turc
134 traduction parallèle
And they served big omelets, too.
Büyük porsiyon omletleri de vardı.
Two omelets a-comin'up.
İki omlet geliyor.
I'll make the omelets.
Omletleri ben yaparım.
I made candy omelets.
Omlet yaptım.
Your omelets deserve no less.
Yumurtalarınız için başkası ayıp olurdu.
Should've thought of that when you were eating cheese omelets for breakfast every morning for the last 30 years. "'
Bütün bunları 30 yıldır her kahvaltıda peynirli omlet yerken düşünecektin "'diye dırdırlanırız.
And I, like an idiot, making him omelets!
Ne kadar aptalım, bir de ona omlet yapıyorum.
I'm sick of omelets.
Omletten bıktım artık. Bunu annem için de yapmıyorsan beni saymayabilirsin.
At first, nobody bought omelets.
İlk başta omletleri kimse almadı. Babam bizi terk etmemiş olsaydı her şey farklı olabilirdi.
The sooner I get her out... the sooner we can have omelets.
Onu çıkarttıktan sonra omlet yapabiliriz.
And billions of omelets!
Ve milyonlarca omletlerim olacak!
The Ling of Bakeries... and the Emperor of Omelets!
Fırıncılar kralı... ve omletler imparatoru!
You'll make omelets with my hard-earned money, eh?
Benim zorlan kazandığım parayla omlet mi alacaksın?
I'll just cut back on the condor-egg omelets.
Akbaba yumurtalarından yaptığım omletlerde biraz tasarrufa gidebilirim.
Do you like potato omelets?
Patates omleti sever misiniz?
This year I'll associate omelets and oatmeal with a deep sense of personal inadequacy.
- Tabii. Bu yıl, omlet ve yulaf ezmesi bana hep kişisel eksikliklerimi hatırlatacak.
I hope you guys like my phony bologna free-range omelets.
Umarım domuz salamlı omletimi beğenirsiniz.
How have I lived without phony bologna omelets?
Domuz salamlı omletler olmadan nasıl yaşıyordum ki?
Who ordered two rice omelets?
İki pilavlı omleti kim sipariş verdi?
Homer, why don't we... go make the girls some custom omelets?
Homer, neden kızlar için gidip çökelekli omlet almıyoruz?
- Yoo-hoo! - Oh, those awful women want their omelets.
Şu iğrenç karılar omletlerini istiyorlar.
Omelets have a lot of fat in them.
Omlette çok yağlı.
Then maybe you've got the energy to whip up one of your famous cheese omelets.
O zaman şu bizim en sevdiğimiz peynirli omleti birazcık hızlandırabilirsin.
Auntie must've cooked omelets today.
Teyzem bugün de omlet yapmış olmalı.
Omelets and bread and butter and jam!
Omlet, ekmek, tereyağı ve reçel!
What kind of omelets would you like?
Omleti nasıl seversin?
Nothing. I'll make you some omelets.
Hiçbir şey. Size omlet yapacağım.
Let me make you one of my Talaxian omelets.
İzin ver de sana Talaxian omleti yapayım.
Hmm? Wishing she'd never tried the crab omelets.
"Yengeç omletini hiç denemeseydim" diyordu.
It's Anjali who makes the real cheese omelets.
En güzel omlet peynirini Anjali yapardı.
Her cheese omelets were passable
Onun peynirli omletleri güzeldi.
- I'M GONNA GO DOWN TO THE DINER ON 48th STREET AND LEX, AND I'M GONNA SIT DOWN, AND I'M GONNA ORDER ONE OF THE JUICIEST, CHEESIEST OMELETS THAT I CAN GET,
Caddedeki lokantaya gidip kendime alabileceğim en büyük ve berbat omleti söyleyeceğim.
The shaking's so bad, all my omelets have become frittatas.
VEKİL HORACE WILCOX 1933'den beri gelecek adamınız Sarsıntı o kadar kötü ki, bütün omletlerim frittata oldu.
We are decent law-abiding people, and decent law-abiding people cook omelets for breakfast.
Bizler yasalara saygılı insanlarız ve yasalara saygılı insanlar, sabahları omlet yaparlar.
I hope you like omelets.
Umarım omletten hoşlanırsınız.
Fried dumplings, shaved ice with green tea syrup, rice omelets
Kızarmış köfte,.. ... buzlu yeşil çay şurubu,.. ... pilav.
Mitch, these omelets are amazing.
Mitch, bu omletler inanılmaz.
We need some omelets.
Omlet hazırlaman gerek.
What good is five years if he doesn't joke about your omelets and he can't remember seeing you in that red dress?
Omletlerin yüzünden sana takılmayacaksa 5 yılın ne önemi var? Ya da seni kırmızı elbisenin içinde hatırlayamayacaksa.
Tasteful, understated. Maybe a breakfast thing. Mimosas, a chef making custom omelets.
Zarif, abartısız, çiçeklerle süslenmiş, özel hazırlanmış omlet ikram edilen kahvaltılı bir tören hazırlayabiliriz...
I made omelets from the eggs people threw at our house.
İnsanların Evimize Attığı Yumurtalardan Omlet Yaptım.
Omelets for dinner?
Akşam Yemeği İçin Omlet Mi?
Hey, listen, I'm not paying for you to be making omelets up there.
Dinle, sen omlet yap diye oraya para ödemiyorum.
"Let tomorrow's omelets go empty." Is that your fuckin'attitude?
"Yarınki omletler de boş oluversin" mi diyorsun?
With yogurt and omelets, boiled eggs and coffee, tea, chocolate.
Yoğurttur, omlettir, haşlanmış yumurta, kahve, çay, çikolata, ne ararsan.
Gruel omelets.
Bulamaç omletler.
She's Right There Making Omelets.
Şurada omlet yapıyor.
You make such tasty omelets.
Muhteşem omlet yapıyorsun.
You won't make omelets for anyone.
Sadece bana yapacaksın.
- And your cheese omelets?
- Peki ya peynirli omlet?
But you must teach me cheese omelets
Ama bana peynirli omleti öğretmen gerekiyor.