Onan traduction Turc
19 traduction parallèle
In other words... we want to know how we can plague her the most... how we can make her life as miserable as possible... how we can prove to her... that she is shit compared to us- -
başka bir deyişle... onan en fazla nasıl rahatsızlık verebiliriz bilmek istiyoruz... onun hayatını en mümkün nasıl zavallı bir hale sokabiliriz Ona bize kıyasla bir bok olmadığını... nasıl ispatlayabiliriz..
Onan was punished.
Onan, zaten cezalandırılmıştı.
I have to believe her.
Onan inanmak zorundayım.
I hate her so much.
Onan çok nefret ediyorum.
You always told me if someone was in trouble, I should help.
Her zaman yardıma ihtiyacı olan birisi olursa onan yardım etmem gerektiğini söylerdin.
Masturbation is the silent killer of the night... the vilest sin of self-pollution, the sin of Onan.
Mastürbasyon gecenin gizli katilidir. Kişiyi kirleten günahların arasında en berbat olanıdır. Bu Onan'ın günahı.
It is the sin of Onan.
Bu Onan'ın suçu.
Yeah. I guess he just wants us to have what they took away from him.
Evet.Galiba onan alınan şeye sahip olmamızı istiyor.
You know, if he would have told us that he was saving his wife, I would have wasted a lot less time suspecting him.
Bize karısını kurtaracağını söyleseydi onan şüphelenmek için daha az zamanı boşa harcardım.
Right after that, I met Kenai.
İşte onan sonra Kenai'ye rastladım.
If people hear my message and do not obey it... I will not judge them.
İnsanlar benim mesajımı duyarlar ve onan uymazlarsa onları yargılayacağım.
- Sandy, we should get going'cause...
- Sandy, gitmemiz lazım... Gerçek Hollywood hikayesi yapıyorlar, yani hakkımda onan sorularını karşılaması lazım. - Onlar benim üzerimde E.!
The sons of Judas are Ger, Onan and Shelah.
Ghea ve Ansela, Yahya'ın çocuklarıdır. Ama Ghea, ilk oğlu, Tanrı tarafından kötü yaratılmıştı.
I've never seen anything adapt this quickly before. Andromeda's movement into the aviary population gives it an incredibly efficient mode of transport.
Andromeda'nun kuş nüfusuna bulaşması onan inanılmaz verimli bir taşıma sağlıyor.
You should read the story of onan.
Onan'ın öyküsünü okumalısınız.
"But Onan knew that the offspring would not be his. So whenever he lay with his brother's wife, he spilled his semen on the ground."
Fakat Onan çocuğun kendisinden olmayacağını biliyordu, bu yüzden yengesiyle ne zaman yatarsa döllerini yere döküyordu
5, 4, 3, 2, 1... don't hurt him!
5, 4, 3, 2, 1... Onan zarar verme! Ona zarar verme!
We can fix this right up.
Şimdi onanırım.
My father said some of his people, his sons have turned against him and initiated a plan.
Babam, adamlarından bazılarının ve oğullarının onan düşman olduklarını ve bir plan için düğmeye bastıklarını söyledi.