Optometrist traduction Turc
81 traduction parallèle
Listen, will you come on already with the optometrist bit?
Dinle, Birazdan da göz doktorlarından mı bahsedeceksin?
Dr. Hino, Optometrist.
Dr. Hino. Göz doktoru.
A customs man stole some a dealer cut them and an optometrist sold them.
Bir gümrük memuru bir kısmını çaldı bir kuyumcu kesti ve doktor da sattı.
A licensed optometrist, he has recently abandoned his practice... and is presently supported by his widowed mother.
Lisanslı göz doktoru, mesleğini bıraktı... ve şuanda dul olan annesi tarafından destekleniyor.
An optometrist.
Optimetri öyle mi?
Practically every optometrist in Ilium was wiped out.
Ilium'daki Optimetrislerin tümü öldü.
I'm an optometrist.
Ben optimetristim.
An optometrist's business card.
Bir göz doktorunun kartviziti.
Looks like Chuck's taking old one-eye to the optometrist.
Anlaşılan Chuck yaşlı "Tepegöz" ü göz doktoruna götürüyor.
You should be more like the optometrist who looks at his pants and thinks they're half-full.
Daha çok görme bozukluğu olan biri gibi davranmalısın, yani pantolonuna bakıp, yarı dolu olduğunu düşünen biri gibi.
[Chuckling] Let's go visit the optometrist.
Gidip optometristi görelim.
I gotta see my optometrist.
Göz hekimimi görmem gerek.
And the optometrist said his contact lenses'll be here...
Göz doktoruna göre kontakt lensleri de,
- I'm an optometrist.
- Optimetristim.
My dad's an optometrist.
Babam göz doktorudur.
Have you made an appointment to see the optometrist yet?
Göz doktorundan randevu aldın mı?
You did go see the optometrist.
Göz doktoruna gitmişsin.
Their love opened our eyes in Sasha and the Optometrist.
"Sasha ve Göz Doktoru" ndaki aşkları hepimizin gözünü açtı.
I can check with your optometrist.
Göz doktoruna sorabilirim.
Great girl. Optometrist. And...
Bir şeyi yeterince istiyorsan, korkak davranmayacaksın.
My optometrist has been customizing some contacts.
Göz doktorum lensleri durumuma uyarlıyor.
This isn't an optometrist's office.
Burası, göz muayenehanesi değil ki.
- He's my optometrist.
- Göz doktorum.
Optometrist. And...
Optimetri uzmanı ve...
Fuckin'Phil. Now I gotta go see the optometrist To get a message to John about this.
Şimdi John'a haberi ulaştırmak için-- - gözlükçüye gitmem gerekecek.
Oh, I'm just a blind, undercover ex-agent rolling with a gun-toting optometrist.
Oh, ben sadece kör bir eski ajanım. Yanımda da silah manyağı bir kadın var.
So the diamond smuggler is posing as an optometrist?
Elmas kaçakçısı göz doktoru kılığına mı girmiş?
Pediatrician, dentist, orthodontist if her retainer breaks, optometrist...
pediatrist, dişçi, ortodontist ; kilit mandalı kırılırsa diye. optometrist...
Call my allergist... and my optometrist.
Doktorumu çağırın! Bir de göz doktorumu!
There's an optometrist on Lexington.
Lexington'da, bir gözlükçü var.
- The optometrist?
- Optometrist?
I have an optometrist, Ms. Nightingale.
Göz doktorum var, Bayan Nightingale.
Mom wanted to take me to the optometrist.
Annem beni gözlükçüye götürmek istemişti.
Maybe we should try another optometrist.
Belki başka bir göz doktoruna götürmeliyiz.
I don't want to try another optometrist.
Başka bir doktor aramak istemiyorum.
I can't afford another optometrist.
Başka bir doktoru ödeyemem.
Besides, I've already paid for this optometrist.
Zaten bir tanesi için ödeme yaptım.
I still need you to help me figure out this optometrist thing.
Bana bu göz doktoru konusunda yardım etmelisin.
Oh, and I got another appointment for Marie with the optometrist for tomorrow.
Ayrıca, Marie için yarın doktordan randevu aldım.
- Grizz had to go to the optometrist.
- Grizz'in optimetri uzmanına gitmesi gerekiyordu.
Looks like his optometrist has a sense of humor.
Sanki, adamın gözlükçüsünde iyi espri anlayışı var gibi.
Optometrist.
Optimetrist.
Vanessa from next door and Donna, the optometrist's assistant from upstairs, invited me to get a drink and gab about man troubles.
Yan komşumuz Donna ve yukarıdaki optometrist asistanı beni birer içki içmeye ve erkek sorunları hakkında laflamaya çağırdılar.
I don't know if you know an optometrist.
Bildiğin bir optometrist var mı bilmiyorum.
- No, i don't know any optometrists.
- Hayır, optometrist tanıdığım yok.
But today, I have to take Simone at the optometrist.
Ama bugün, Simone'u göz doktoruna götürmeliyim.
The optometrist said you have the stigmatism.
Doktor astigmat var dedi.
The itinerant optometrist.
Gezici göz doktoru.
I'm an optometrist.
- Ne?
I'm an optometrist.
- Optimetristim.
Marie. um... when's the last time you saw an optometrist?
En son ne zaman göz doktoruna gittin?