Orbiting traduction Turc
438 traduction parallèle
In 1 995, astronomers discovered a planet orbiting a star 50 light years from Earth.
1995 de, uzay bilimcileri dünyadan 50 Işık yılı uzakta bir yıldız etrafında Dönen bir gezegen keşfettiler.
And yet, if you were to detect Venus orbiting another star, you might suspect it would have Earth-like conditions.
Ancak, venüsü, başka bir yıldızın etrafında dönerken belirleseniz Dünyadaki koşullara sahip olabileceğini düşünürsünüz.
But how is it possible to calculate the number of Earth-like planets orbiting other stars without looking at all the stars?
Peki tüm galaksiye bakmadan dünya benzeri gezegenlerin sayısını nasıl hesaplayabiliyoruz?
Even if one out of a thousand stars in the Milky Way galaxy has a planet like the Earth that means there are millions and millions of Earths orbiting other stars.
Eğer samanyolu galaksisindeki bin yıldızdan birinde dünya benzeri bir gezegen varsa Bunun anlamı milyonlarca dünyanın diğer yıldızların etrafında döndüğüdür.
Maybe you had a very special sun orbiting around you.
Belki de sadece senin yanında özel bir güneş doğmuştur.
On paper, their mission was to transport supplies to a microgravity experiment station orbiting at an altitude of 400 kilometers.
Kağıt üzerinde görevleri, 400 kilometre yükseklikte yörüngede bulunan bir yer çekimsiz ortam deney istasyonuna malzeme göndermekti.
Now they're going to try orbiting a rocket around the moon.
Şimdi de bir füzeyi ayın yörüngesine oturtmaya çalışacaklar.
The decisive factorwasthat it is similarto our Sun and has several planets orbiting it, where the existence oflife is anticipated.
Bu karardaki en önemli etken, Güneş'e çok benzemesi ve yaşam barındırabilecek gezegenlere sahip olmasıydı.
Who's orbiting?
Kim dönüyor?
I'd be a kilometer across. I'd be living most of my days in the gloom beyond Saturn, orbiting the sun.
Bir kilometre genişliğinde olur günlerimin çoğunu, Satürn'ün ötesindeki karanlıkta Güneş'in çevresindeki yörüngemde geçiriyor olurdum.
Tell the planes to keep orbiting until we positively identify the UFO.
Uçaklara bildirin, UFO tanımlanana kadar çember çizsinler.
As of now, the vehicle frame is still orbiting Mars.
Şu anda ana gemi hala Mars etrafında dönüyor.
I also know we're orbiting Delta Vega, Jim.
Delta Vega yörüngesine girdiğimizi de biliyorum.
We are orbiting an uninhabited planet in the Omicron Delta region, a planet remarkably like how we remember Earth to be - park-like, beautiful, green, flowers, trees, green lawns, quiet and restful.
Omicron Delta bölgesinde yaşam olmayan bir gezegenin yörüngesindeyiz, ilginç derecede hatırladığımız Dünyamıza benzer bir gezegen parka benzer, harika, yeşil, çiçekler, ağaçlar, yeşil çimler, sessiz ve dingin.
Orbiting Psi 2000, an ancient world, now a frozen wasteland about to rip apart in its death throes.
Eski bir dünya, şimdi buzul kaplı çorak bir arazi ve gezegende ölüm rüzgarları esmek üzere.
Unidentified object is still orbiting.
Tanınanamayan cisim hala yörüngede.
As long as your ship is orbiting our planet, it is in severe danger.
Geminiz yörüngede olduğu müddetçe, büyük tehlike altındadır.
We continue orbiting the planet that seems to be the source of the phenomenon which has struck the Enterprise and the whole galaxy.
Tüm galaksi ve Enterprise'i çaresiz bırakan yaratığın kaynağı olan gezegenin yörüngesinde dönmeye devam ettik.
Orbiting at 20,000, sir.
Yörüngemiz 20.000, efendim.
While orbiting planet Beta III, trying to find some trace of the starship Archon that disappeared here 100 years ago, a search party consisting of two Enterprise officers was sent to the planet below.
100 yıl önce kaybolmuş yıldız gemisi Archon'u bulmak için, Beta III gezegeni yörüngesinde ilerlerken, iki görevliden oluşan bir arama heyeti aşağıdaki gezegene gönderildi.
We are orbiting the lone, unrecorded planet in the star desert.
Yıldız çölünde tek ve kaydı olmayan bir gezegenin yörüngesindeyiz.
The satellite was orbiting over North America, western Russia and Siberia but that darling little camera went right on taking pictures when it wasn't supposed to.
Uydu Kuzey Amerika, Rusya'nın batısı ve Sibirya'nın üzerinde turluyordu ancak bu minik ve değerli kamera yapmaması gerekirken resimler çekmeye devam etti.
You see, here they are, orbiting like this when they fired the retros for a comedown in Siberia one of the rockets misfired.
Şu şekilde yörüngede turlarken Sibirya'ya inmek üzere roketlerini ateşlediklerinde roketlerden birisi ateş almamış olmalı.
That's not orbiting position.
Bu yörünge pozisyonu değil ki.
It appears we are no longer orbiting Triacus.
- Neden? Triacus'un etrafındaki yörüngede bulunmadığımız görünüyor.
If we're not orbiting Triacus, then the men I beamed down are dead.
Eğer Triacus çevresinde yörüngede değilsek, aşağı ışınladıklarım öldü.
Captain, we are no longer orbiting Triacus.
Kaptan, artık Triacus çevresinde yörüngede değiliz.
Mr. Sulu, we're not orbiting Triacus.
Triacus etrafında yörüngede değiliz.
Once the sky was full of orbiting H-bombs, the slightest mistake could have brought one down by accident, setting off a nuclear holocaust.
Gökyüzü H-bombalarıyla doldu mu, yapılacak bir hata, nükleer soykırıma neden olabilir.
Typical asteroid chemically, but it is not orbiting.
Kimyasal olarak tipik bir göktaşı, ama yörüngede dönmüyor.
Captain's log, stardate 5121.5, orbiting the second planet in the Minarian star system.
Kaptan'ın seyir defteri, yıldız tarihi 5121,5. Minaran sisteminin ikinci gezegeni yörüngesindeyiz.
I am delighted that Vulcan was saved, but you cannot expect Lokai and people like him to act with self-discipline, any more than you can expect a planet to stop orbiting its sun.
Vulcan'ın kurtulmasına çok sevindim, ama Lokai ve onun gibilerin kendi kendilerine hakim olmalarını beklemeyin. Bir gezegenin güneşin etrafında dönmeyi bırakması kadar imkansız.
- We're orbiting Ariannus.
- Ariannus yörüngesindeyiz.
We are orbiting the planet Gideon, which is still not a member of the United Federation of Planets.
Hâlâ Federasyon'un bir üyesi olmayan Gideon yörüngesindeyiz.
Still orbiting Gideon.
Hâlâ Gideon yörüngesindeyiz.
The Enterprise is orbiting Elba ll, a planet with a poisonous atmosphere, where the Federation maintains an asylum for the few remaining incorrigible criminally insane of the galaxy.
Enterprise zehirli atmosferi olan Elba ll gezegeni yörüngesine giriyor. Federasyonun, suça eğilimli iflah olmaz birkaç deli için bir akıl hastanesi kurduğu gezegen.
Orbiting southeast corner of sector Alpha Charlie.
Anlaşıldı. AC bölgesinin güneydoğu sahilini turluyorum.
'I've been orbiting ever since, waiting for another Earth mission.'
O tarihten beri yörüngede, yeni bir Dünya ekibini bekliyorum.
Orbiting the planet at maximum velocity.
Maksimum hızla gezegenin yörüngesindeyiz.
Orbiting the Earth and reentering the atmosphere to land like any conventional aircraft.
Ve tekrar atmosferden yere sıradan bir uçak gibi girebiliyor.
Starfleet says the devices are proceeding to equidistant positions orbiting the planet!
Yıldız Filosu aygıtların gezegenin yörüngesinde eşit uzaklıkta noktalara doğru ilerlediğini bildiriyor!
Not until V'Ger withdraws the devices orbiting the third planet.
V'Ger yörüngedeki aygıtları çektiğinde veririz.
Then V'Ger must withdraw all the orbiting devices.
O zaman yörüngedeki aygıtları geri çeksin.
The orbiting devices are controlled from that point.
Yörüngedeki aygıtlar o merkezden kontrol ediliyor.
The planet Earth is the third outermost planet of nine planets orbiting a single sun.
Dünya gezegeni, tek bir güneşin etrafında dönen dokuz gezegenden üçüncüsüdür.
There's a large potato orbiting the planet Mars.
"Bu dev patates, Mars'ın bir uydusu"
Saturn's majestic rings are made of trillions of orbiting snowballs.
Satürn'ün görkemli halkalari ise yörüngedeki trilyonlarca buz toplaridir.
We knew that somehow sulfur had been removed from its surface and ejected into a great doughnut of gas orbiting Jupiter.
Bir şekilde yüzeyindeki sülfürün yok oluğunu biliyoruz Jupiter'in gaz halkasına karıştığını da.
They are orbiting chunks of snow and ice each perhaps a meter across.
Bunlar yörüngede dönen bir metrelik buz kütleleri.
If our moving ball approaches a stationary distortion it rolls around it like a planet orbiting the sun.
Eğer hareketli topumuz sabit bir bükülmeyle gelirse gezegenlerin güneş etrafında dönüşüne benzer bir yörünge izler.
Captain's log, Stardate 1513.1. Our position- - orbiting planet M-113.
Konumumuz, M-113 gezegeninin yörüngesindeyiz.