English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / Ordinarily

Ordinarily traduction Turc

395 traduction parallèle
Well, ordinarily I'd take you on, but right now it seems I'm the only one who can prove your innocence.
Normal şartlarda, karşınıza dikilirdim. Ama görünen o ki, şu anda masum olduğunuzu kanıtlayabilecek tek kişiyim.
That's ordinarily the privilege of God.
Bu tanrının tipik bir ayrıcalığıdır.
To lead up to it ordinarily, the shortest distance between two points is a straight line.
Sonuca ulaşmak için aslında iki nokta arasındaki en kısa mesafe doğru çizgidir.
Ordinarily, I wouldn't mind.
Aslında karşı değilim.
Ordinarily, sheriff, yes.
Normal şartlarda evet, şerif.
Ordinarily when a girl's through she can get married... but I don't think you can even do that now everyone knows you so well.
Felsefe uzmanı kayın biraderinin de dediği gibi : "Bazı soruların cevabını bilmek istemezsin"
Since you still refuse to remember your name... but have pleaded guilty to trespass and atrocious assault, I will be as lenient as my conscience permits... and not impose upon you the maximum penalty your crimes ordinarily permit.
Adını söylemeyi hala reddettiğin... ama kaçak yolculuk ve menfur saldırı suçlamalarını kabul ettiğin için... vicdanımın elverdiği kadar hoşgörülü olacağım... ve sana, suçunun normalde izin verdiği en ağır cezayı uygulamayacağım.
Ordinarily, of course not. But the girl's in love.
Fakat kız aşık.
Ordinarily I am not without a heart.
Genelde kalpsiz birisi değilimdir.
But just to be ordinarily contented, to be at peace.
Ama sadece halimden memnun olmak, huzur içinde olmak.
What you've done would ordinarily mean an operation of the most delicate nature.
Yaptığınız normalde çok hassas nitelikte bir ameliyat.
Well, this is an ordinarily place, where are the gimmicks?
Burası da sıradan bir yer. Buranın hilesi neymiş bakalım?
Of course, I wouldn't have ordinarily add one like this to my collection but the tune intrigued me.
Kuşkusuz, genelde böyle bir şeyi koleksiyonuma katmam, fakat ezgisi beni cezbetti.
Ordinarily I ain't, but right now I'm desperate.
ama şu anda umutsuzum.
Ordinarily, I don't get mixed up in other men's feuding.
Genelde başkalarının kavgalarına karışmam.
Ordinarily, of course, we never put officers up with enlisted men. I'll live.
Normalde tabii ki, üst düzeydekileri askerlerle birarada tutmayız.
Go where you ordinarily go, do what you ordinarily do!
Her zaman gittiğiniz yerlere gidin. Her zaman yaptığınız şeyleri yapın.
One does not ordinarily refuse princesses...
Normalde prensesler reddedilmez...
Well, one doesn't ordinarily, but you see...
Ama gördüğün, normal biri değil...
- Not ordinarily.
- Pek sayılmaz.
Ordinarily I'm a fairly good-natured person, Seymour, but I find it impossible to spend any time with you and remain that way.
Genel olarak ben oldukça iyi tabiatlı biriyim, Seymour, fakat seninle zaman geçirmeyi ve öyle kalmayı olanaksız buluyorum.
Ordinarily, but not when it turns out to be a death march.
Genel olarak, fakat ölüm marşı söz konusu olduğunda sevmem.
Well, ordinarily, it's against mine too.
Tabii, normal olarak, benimkine göre de ters.
You see, Henry, ordinarily we should have to be quite suspicious of you.
Görüyorsun, Henry, genelde senden oldukça kuşku duymamız gerekiyor.
Ordinarily I wouldn't care.
Normalde umurumda değil.
Ordinarily, they tell people to sit down at a time like this.
Bence siz, ayakta durmayı yeğleyebilecek bir bayansınız.
I must say ordinarily we would not accept such a secret on our show... but I've been talking a lot to this lady backstage... and I tell you, by golly, I think she's right.
Normalde şovumuzda böyle bir sırrı kabul etmezdik ama bu bayanla kuliste uzun uzun konuşurken vay canına dedim, sanırım haklı.
Ordinarily they couldn't have kept me out.
Aynı şekilde beni bundan alıkoyamazlardı da.
Ordinarily, I would advise you to go on a retreat... to try to regain your inner silence.
İç sessizliğini tekrar kazanmak için, sana sadece... inzivaya çekilmeni öneririm.
What do you do ordinarily?
Normalde ne iş yaparsın?
Look, Ali, I think I see a way of being just ordinarily happy.
Bak Ali, sanırım artık sadece sıradan ve mutlu olacağım.
- Ordinarily $ 100,000 would be enough for two, but not me.
- Normalde 100,000 dolar...
And open ordinarily.
Ve normal olarak aç.
- Ordinarily, I kill only as a duty.
- Mecbur kalırsam öldürürüm.
Ordinarily, you would be punished
Normalde cezalandırılırdın.
Ordinarily, this would have put an end to her career as a nurse but Namaroff, as you've told me, is in love with her.
Normalde, böyle bir şey, hemşirelik kariyerinin sonu olurdu ama bana da söylediğin gibi, Namaroff ona aşıktı.
Well, ordinarily, I...
Tabi, Doğal olarak, Ben...
He will perhaps take a risk which he would ordinarily avoid.
"Belki de normalde almayacağı bir risk alacak."
They don't do that ordinarily, Ms. McHuron.
Normalde böyle şeyler yapmazlar.
Ordinarily, under these circumstances, I would recommend a large well-armed landing party.
Normalde büyük, iyi silahlanmış bir iniş ekibi önerirdim.
I don't ordinarily court newspapermen, Mr. Ennis, like some generals I know. However, I would like to set the record straight on a few points.
Genelde gazetecileri pek sevmem Bay Ennis,... tanıdığım bazı generaller gibi,... mamafih, kayıtlarımda az sayıda konuya değineceğim.
"My present position amounts to about 700 thalers, " and when there are more corpses than ordinarily, " the accidental fees augment proportionally ;
Şimdiki işimden 700 tahler kazanıyorum, ve normalden fazla ölüm olduğunda, geçici ödenekler o oranda artıyor ;
You must be more than ordinarily eager to join the First Special Service Force.
İlk özel servis kuvvetlerine katılmak için normalden fazla isteklisin.
Ordinarily, we use the warp engines exclusively.
Genelde Warp motorlarını kullanırız.
Ordinarily you've got to wait to work for Percy Garrison, but this ain't ordinarily.
Esasında Percy Garrison'a çalışmak için... beklemeniz gerekir... ama bu sefer durum farklı.
Ordinarily, a girl doesn't get undressed, pour a bucket of water over her head, then climb a tree.
Genellikle kızlar soyunup, kafalarından bir kova su dökmez ve ağaca tırmanmaz.
So I've got to ask you something I wouldn't ordinarily ask you.
Bu yüzden sana normalde soramayacağım bir soruyu sormak zorundayım.
Well, ordinarily, I'd jump at the, uh, opportunity... but the thing is, I'm just not in the habit of seeing the Chevy work against a two-bit piece of junk.
Normalde balıklama atlardım da üç kuruş için arabamı hurdalarla yarıştırmak gibi bir huyum yoktur.
Ordinarily, I'd take you in my court and try you and hang you.
Normalde, sizi mahkememde yargılayıp asardım.
- Well, ordinarily I would.
- Şey, normalde yapardım
Ordinarily, I don't talk much about it.
Genellikle, bu konuda fazla konuşmam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]