English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / Organize

Organize traduction Turc

4,337 traduction parallèle
I dont wanna be one of those ridiculous brides who organize parties for themselves.
O aptal gelinler gibi olmak istemiyorum. Onlar için partiyi kim organize ediyor.
Decades of cover-ups, organized crime, two murders?
Yıllarca üstü örtülmüş işler, organize suç, iki cinayet...
According to organized crime, Flynn did so by moving into the white-collar world.
Organize suçlara göre Flynn beyaz yaka dünyasına girerek bu amacına ulaştı.
How'd you find out - - organized crime tip?
Nereden öğrendin? Organize suçlardan tiyo mu aldın?
Organized wife tip.
Organize karımdan tiyo aldım.
Does organized crime have someone undercover with the Conroys?
Organize suçların Conroyların içinde adamı var mı?
Marine uniform, well-spoken, everything all organized in a leather-bound folder.
Asker üniforması içinde hoşsohbet, her şeyi organize ettiği deri ciltli dosyasıyla birlikte gelmişti.
He advocated organized terror attacks against the United States, including the so-called underwear bomber in 2009 and the attempted car bombing in Times Square last year.
ABD'ye karşı organize terörist saldırıları düzenledi. 2009'daki iç çamaşırlı bombacı ve Times Square'de patlatılmaya çalışılan araba eylemleri dahil olmak üzere.
I was going through some old files this morning, trying to organize.
Bu sabah, düzene sokmak için bazı eski dosyaları atıyordum.
Says he became radicalized in prison and turned to organized anarchy and anti-capitalism.
Dediğine göre, Hapiste radikalleşmiş ve anti-kapitalizm ile organize anarşiye yönelmiş.
You should've gotten this together before you called me.
- Beni aramadan önce organize olmalıydınız.
Mr. Evans was arrested 3 years ago after... police caught him in an organized crime gang raided a flat in Garrison, East London.
Bay Evans, Garrison-Doğu Londra'da ki organize suç şebekesine düzenlenen baskın sonucu 3 yıl önce tutuklanmıştı.
I'll organize them.
- Üzgünüm. Toplayacağım.
I used to run the morning briefings back in the Gang Unit.
Yararı olur mu bilmem ama, Organize Suç Masası'nda sabah toplantılarını ben yürütürdüm.
This wedding job I booked, the father of the bride and I, we hit it off.
Şu aldığım nikâh işi vardı ya hani gelin, babası ve ben tüm işi organize etmiştik.
Ties to organized crime, drug trade, human trafficking, you name it.
Organize suçlardan uyuşturucu ve insan ticaretine uzanıyor, adını sen koy.
Yeah, we tried to get organized, but we failed every single time.
Evet, organize olmaya çalıştık. Ancak her seferinde çuvalladık.
They keep calling us organized.
Hala bizi organize suç şebekesi diye görüyorlar.
It's disorganized crime.
Organize olmayan bir suç, illa suçsa.
Like "Collateral Murder" that made WikiLeaks famous.
Wikileaks'i meşhur eden şu malum "Organize Cinayet" videosu mesela.
The bachelor party we were unable to have here will be held in Aksaray, just like Çiko's, one week after the wedding. Let's organize it. I'll put Ceren to bed andjoin you.
Şurada yapamadığımız bekârlığa veda partisini aynı Çiko'ninki gibi, Aksaray'da bire bir, evlendikten bir hafta sonra organize edelim Ceren, meren ben uyuturum, gelirim tamam mı?
And can I plan your bridal golden shower?
Çiş gecesini ben organize edebilir miyim?
You need someone who knows you, who loves you, and would rather burn your wedding to the ground than see anyone else plan it.
Sana seni tanıyan, seni seven ve o düğünü başkasının organize ettiğini görmektense dünyayı yakabilecek biri lazım.
Russians and Georgians still in armed conflict, organized crime groups profiting from the chaos.
Ruslar ve Gürcüler hâlâ silahlı çatışma hâlinde. Organize suç örgütleri kaostan kâr elde ediyor.
You scaled way back and got organized.
İstifçi birinden organize bir insan oldun.
Steve Greer organized a Project Starlight briefing before several Congress, Pentagon, and White House staff members.
Kongre, Pentagon ve Beyaz Saray personelinin karşısında Bir YıIdız Işığı Projesi brifingi organize etti.
And we had all volunteers who organized that whole event, and there was no paid staff.
Ve bütün etkinliği organize edenler gönüllülerdi ücretli çalışan yoktu.
That has been the central organizing principle of our society for a few thousand years, actually.
Bu aslında bizim toplumumuzun birkaç bin yıldır bir merkezden organize edilmesi prensibidir.
That I organized your intervention?
Müdahale toplantını organize ettiğimi mi? Benim hatam.
Fewer, but very well organised.
Azlar ama çok iyi organize oluyorlar.
Let's organise it first!
Öncelikle bir organize olalım.
Nice.
Herkes organize oldu mu?
I have many things to organize.
Halledeceğim birkaç şey var.
Like, say, the stress of trying to plan a whole wedding in just two days.
Mesela, iki günde koca bir düğünü organize etmeye çalışma stresi.
So you think that's how Carroll found and organized his resources?
Yani, Carroll'un kaynaklarını bu şekilde bulup organize ettiğini düşünüyorsunuz?
I'll teach'em how to organize a militia.
Onlara askeri taktikleri öğretirim.
Rhinos are a lucrative target for organised crime.
Gergedanlar, organize suç için cazip bir hedef.
We could organize a black-tie gala with food and music and maybe a silent auction to raise money.
Yemekli, müzikli ve smokinli bir şenlik gecesi düzenleyebiliriz ve belki bir açık artırma ile yeterli paraya ulaşabiliriz.
The most important event that I have ever organized in my entire life is happening in eight hours, and I am stuck in this room.
Hayatımda organize ettiğim en önemli olayın başlamasına... sekiz saat var ve ben bu odada kapalı kaldım.
It's a little hard to orchestrate all of this from behind bars.
Parmaklıkların ardında organize olmak biraz zor.
That shows organization and sophistication.
Bu organize ve kurnaz biri olduğunu gösterir.
Just saying, it's going to take some time for me to organize. It's going to cost.
Ama ayarlamam biraz zaman alacak.
The organized crime division of the FBI is investigating M.E.N.D. and Hope.
FBI'ın organize suçlar bölümü DOTA ve Hope'u araştırıyor.
I talked to her because she told me she could get me into a big operation.
Onunla konuştum çünkü beni büyük organize bir işe sokacağını söyledi.
Can you organize a debate between him and me on TV?
Onunla bir tartışma ayarlayabilir misin? Mümkünse canlı yayında olsun,..
And according to organized crime, it's a place where Bobby S does a lot of his business.
Ve Organize Suçlar Birimi'ne göre orası Bobby S'in çok fazla iş yaptığı bir yer.
So it's Coulson who's organised the search?
- Yani araştırmayı organize edecek kişi Coulson mu?
Lou Mitchell pops up in Jersey organized crime records in the 1970s, got his ass handed to him.
Lou Mitchell 1970'lerde Jersey'de organize suç işlerine karışmış ve tutuklanmış.
Trust me. I have helped organize plenty of them.
Birçok müdahale toplantısı düzenlenmesine yardımcı oldum.
And also to Rocky for pulling this whole thing together.
Bir de Rocky'e, her şeyi bu kadar güzel organize ettiği için.
Physicists will tell you that time does not exist, that it is a human construct used to organize experience and catalog existence so we can quantify it, confirm it, remember it.
Fizikçiler size zamanın var olmadığını söyler zaman insanların yarattığı deneyimlerini sıralamak ve düzenlemek için buldukları bir şeydir. Böylece onu ölçebilir, onaylayabilir ve hatırlayabilirler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]