Orgasmic traduction Turc
109 traduction parallèle
The bioelectric charge and discharge produced by the genital embrace... causes the orgasmic reflex - supremely pleasurable muscular contractions.
Cinsel bölgelerin birleşmesi sonucu oluşan biyoelektriksel yüklenme ve boşalma son derece zevk veren kas kasılmalarına ve orgazm refleksine yol açar.
Promise you won't mention that orgasmic superman again.
Artık şu orgazm süpermeninden de bahsetmeyeceğine söz ver.
Is an orgasmic rush of lust
Şehvetin doyum dolu hamlesi
I feel orgasmic.
Orgazm gibiydi.
The orgasmic sensation varies depending on the area touched.
Orgazm hissi temas edilen alana bağlıdır.
The nerve that gives the orgasmic feeling sends messages to the brain, bypassing the spinal column which is what allows some paraplegic people to still feel sexual sensation.
Orgazm hissini veren sinir omuriliğini pas geçerek beyne sinyal yollar, belden aşağısı tutmayan bazı insanların seksüel haz hissetmesinin sebebi de budur.
- Orgasmic.
- Orgazmik.
It's absolutely orgasmic and my most thing that I'm proud of.
Orgazm verici ve en çok gurur duyduğum şey.
[Orgasmic Moaning]
İşte bu. Daha hızlı.
I wanted to see what this girl you seem to have no intention of leaving... despite the occasional pre-orgasmic suggestion that you are has that is so unleavable
Bırakmaya hiç niyetli olmadığın, şu önemli kızı görmek istedim. Gerçi arada bir orgazm öncesi tersini söylüyorsun ama bırakıImayacak nesi var görmek istedim.
Well, if you touch my thighs, my hands, my neck, my kneecaps, I... I'm orgasmic.
Eğer göğüslerime, ellerime, boynuma, diz kapaklarıma dokunursan orgazm oluyorum.
Orgasmic.
Orgazmik.
You are Ian's plaything, responding to his touch... with shrieks of orgasmic delight.
Ian'ın dokunuşlarına Orgazm çığlıklarıyla tepki veriyorsun.
It's too bad you can't have some - it's practically orgasmic!
Yiyemeyecek olman ne kadar feci. Bu zevk orgazmdan farksız!
How's compulsively orgasmic?
Orgazm delisi desek nasıl?
I'm mind orgasmic right now.
Şu anda beyin orgazmı yaşıyorum.
Mind orgasmic.
Beyin orgazmı.
Anyway, the point is that I have always been... very easily aroused and very orgasmic.
Her neyse, söylemek istediğim ; ben her zaman çok kolay tahrik olan ve çok kolay orgazm olan biri oldum.
I'm sure you'll be orgasmic when you hear it.
Ve eminim duyduğunda orgazm olacaksın.
Like Orgasmic Equations?
- Orgazmatik eşitlik nasıl?
The one frame off or two frames added... or two frames less... is the difference between a sour note and a sweet note... is the difference between... clunky, clumsy crap... and orgasmic rhythm.
Bir kare çıkarıldı ya da iki kare eklendi... ya da iki kare daha az... ekşi ve tatlı nota arasındaki farkdır... aksak, tutarsız... ve orgazmik ritm.. arasındaki farktır.
Oh it's so orgasmic, I can't control myself!
Aman tanrım hemen geliyorum.
Assuming both parties are healthy, biting can be orgasmic.
Yaptığımız gayet sağlıklı, ve ısırmak da orgazm yapabilir.
God, it's orgasmic!
Juice bar?
You know, I'm sort of like a orgasmic superhero.
Ben bir çeşit orgazm kahramanıyım.
" Ooh, ooh, his words are so orgasmic.
Kendimi affettirmeme izin ver. - Kendini mi affettireceksin?
Fifty million women in the United States suffer from orgasmic dysfunction.
Amerika'da elli milyon kadın orgazm rahatsızlığından çekiyor.
You've travelled here to feed off orgasmic energy?
Buraya orgazm enerjisiyle beslenmek için mi geldin?
An unlimited supply of orgasmic energy without all the build-up.
- Çabalamadan sınırsız orgazmik enerji kaynağı.
or "induced an orgasmic explosion of scintillating flavors on your taste buds"?
Bunun merakını cezp ettiğini mi, yoksa büyüleyici lezzetlerin tat alma duyunda orgazmik patlamalara neden olduğunu mu?
So that each member of our tribe achieves multi orgasmic satisfaction.
Böylece kabilemizin her üyesi çoklu orgazm doyumuna erişiyor.
Günther is anti-orgasmic. That's his problem.
Orgazm olmaya sabitlenmiş, onun sorunu da bu.
Well, I hope, for your sake, that you are multi-orgasmic.
Şey, umarım, kendi menfaatin için üst üste orgazm olursun.
Fuck, it'll be orgasmic.
Hatta orgazm dolu olacaktır.
Well, then tonight, I'll take a knife and fire... and make you an orgasmic grilled cheese sandwich.
O zaman bu akşam, bıçağımı ve ateşi alacağım... ve seni orgazm ile ızgarada pişmiş, peynir sandviçi yapacağım.
Still married, but multi-orgasmic.
Hâlâ evliyim, ama çoklu orgazm da yaşayabiliyorum.
Tell her it's orgasmic, whatever.
Çıldırtan bir şey olduğunu söyle, her neyse.
It's orgasmic.
Çok tatmin edici olmuş.
I never really got over her... the most orgasmic woman I've ever been with.
Daha atlatamadım kendisini. Birlikte olduğum en orgazmik kadındı.
Who was the most orgasmic woman you've ever been with?
Birlikte olduğun en orgazmik kadın kimmiş bakalım?
But I hope I'm not the most orgasmic woman you've ever been with.
Ama umarım birlikte olduğun en orgazmik kadın ben değilimdir.
- So... who was the most orgasmic woman you've ever been with?
- Peki birlikte olduğun en orgazmik kadın kim yahu?
How orgasmic was she?
Neyse, nasıl orgazmikti kız?
Actual, Judith was always highly orgasmic.
Aslında, Judith her zaman kolay orgazm olan biriydi.
It's orgasmic.
Bu orgazmik.
'Orgasmic', you say.
"Orgazmik" dedin.
Yeah. Well, working on him was... almost orgasmic.
Onun dişlerine işlem yapmak, orgazm gibi bir şeydi.
That's the pot calling the kettle non-orgasmic, don't you think?
Bana orgazm özürlü diyene de bak, tencere dibin kara, seninki benden kara.
It just turns out I'm just highly orgasmic.
Ortaya çıktı ki, ben çok orgazmikmişim.
That wasn't orgasmic.
Kesinlikle orgazm gibi değildi.
She was highly orgasmic.
Acayip orgazmik bir kadındı.