Ornaments traduction Turc
256 traduction parallèle
Yeah. Now aside from being nice ornaments... a fella can have a whole lot of harmless amusement outta these here toys.
Hoş bir süs olmalarını bir tarafa bırakırsak, bu oyuncaklarla kimseye zarar vermeden de eğlenebilirsiniz.
And, the ornaments, what magnificence!
süslemelere bir bakın, muhteşem!
So she had these coins destroyed... melted into ornaments for herself.
Bu yüzden paraların ortadan kaldırılmasını sağladı... erittirip süs eşyaları yaptırdı.
Do you have some angel ornaments?
Meleklerinizi görebilir miyim?
By night, my warmth, and for adornment by day... I shall heap precious stones on you and rare ornaments.
Akşam bu çadırda beraber kalacağız ve sabah sana değerli taşlar ve mücevherler vereceğim.
Now for the journey. She may require dresses, furs, personal ornaments.
Yolculuk için elbise, kürk, ziynet eşyası lazım.
Every time I see a woman with ornaments in her hair... I'll think of Okichi and her yellow combs.
Ne zaman saçına takılar takmış bir kadın görsem aklıma Okichi ve onun sarı tarakları gelecek.
I ran to a closet of Christmas ornaments, I took them out.
Noel süslerinin olduğu dolaba koşup, onları aldım.
Oh, Val, unpack the box of Christmas ornaments... and put them on me.
Val, Noel süslerini kutusundan çıkartıp üzerime iliştir.
Yet you know these baroque ornaments... this stucco hand, holding grapes... behind it, foliage... as though from a garden awaiting us.
Yine de şu barok süslemeleri tanırsın... şu, üzüm salkımı tutan adamı... arkasındaki yapraklar... bizi bekleyen bir bahçeden sanki.
Use both for jewelry and ornaments.
Ticarette ve takı sanatında ikisini de kullanıyorlardı.
The golden ornaments, the star and sequins with the gold braid must be sewn on with gold thread.
Altın süsler, yıldız ve altın kordonlu pullar, altın ipliklerle dikilmiş olmalı.
Take note of the static-dynamic structure of those ornaments.
Şu süslemelerin sistematik ve dinamik yapılarını not al.
Come, tailor. Let us see these ornaments.
Gel bakalım terzi, görelim şu süslerini.
Susan, don't eat the ornaments off the tree until later.
Susan, ağacın süslerini sonra yersin.
You're the prize they're setting up. Think their guns are ornaments?
Kafanı ödül olarak koyacaklar, silahlarını süs mü sandın?
Michael Livovich says that they teach mankind to understand beauty that forests are the ornaments of the earth and temper a stern climate and in countries where the climate is milder the people are more kind and gentle
Michael Livoviç, onların insanlara güzellikten anlamayı öğrettiğini, ormanların yeryüzünün süsleri olduğunu, sert iklimi yumuşattığını ve iklimin daha yumuşak olduğu ülkelerde insanların daha nazik ve kibar olduğunu söyler.
Your clothes, your snuff, your ornaments Your glassware, your pussy cats...
Giysilerinizi, enfiyelerinizi cam eşyalarınızı, yavru kedilerinizi...
The metal was now a good precious for the war, too much precious it stops ornaments or ceremonies.
Metal, çok değerli bir savaş malzemesi hâline gelmişti. Süs ya da tören için fazla kıymetliydi.
The safe has some ornaments which are of no use to me.
Bana bir faydası olmayan bazı takılar var içinde.
She thinks of nothing but ornaments.
Kuyumcu dükkanı gibidir, süsünden püsünden başka bir şey düşünmez.
That silk, those ornaments, that satin he is wearing.
- Neler? - Giydiği ipekler, satenler, süslemeler.
With icicles and ornaments.
Saçak ve süslerle birlikte.
Sometimes I feel like kicking the glass cupboard... breaking each one of her china ornaments.
Bazen cam vitrini tekmeleyip bütün çin porselenlerini kırıp dökmeyi isterim.
And when all the celebrations are over it remains only to pick up all the ornaments — all the accessories of the celebration — and by burning them, make a celebration.
Ve bütün kutlamalar sona erdiginde geriye yalnizca süslemeleri – kutlamaya ait bütün aksesuarlari - toplamak kaliyor ve bunlari yakarak kutlama yapmak...
I suppose if it were Christmas, you'd hang ornaments on it.
Noel olsa süs mü asacaktınız?
And this miserable geezer... got caught stealing Christmas tree ornaments from the department store... where he ´ d been working the past week as Santa Claus.
Ve bu sefil moruk... geçen hafta Noel Baba olarak çalıştığı dükkandan... yılbaşı ağacı süsleri çalarken yakalandı.
Amelia, do you like he-men? Those are ornaments!
He-man'den hoşlanır mısın, Amelia?
We are getting a big tree for all the old ornaments...
Büyük bir ağaç ve bir sürü süs alacağız...
Secure the ornaments and let her in.
Süsleri emniyete aldıktan sonra içeri al, Bay Baldrick.
I cleaned them out of baby Jesuses, which I made into ornaments.
Onları güzelce temizleyip, böyle süsler haline getirdim.
One ofthe ornaments is touching the sockets.
Süslerden biri prize değiyor.
Not only were those fruity ornaments absurd, but the trunks never dried.
Komik olan sadece meyvalı süsler değildi. Mayolar asla kurumazdı.
It was near to the hearth, putting in order the ornaments, as always it does, and his hand was shuddering like green leaves.
Şöminenin yanındaydın. Her zamanki gibi eşyaları düzenliyordun. Elin yaprak gibi titriyordu.
One remembers of calling myself that my hand shuddered when I straightened the ornaments in the consolation of the hearth?
Şöminenin üstündeki eşyaları oynattığımda elimin titrediğini söylemiştin ya?
I remembered myself that we had been in the room of Lady Inglethorp and I had already straightened the ornaments.
Bir şey hatırladım. İkimiz de Madam Inglethorp'un odasındayken eşyaları zaten düzeltmiştim.
I made ornaments out of fish hooks.
Olta iğnelerinden süs yaptım.
When Madeleine was big enough to learn the viol, he taught her the positions, the chords, the arpeggios, the ornaments.
Madeleine'in boyu, viyola öğrenmeye başlamaya yetecek kadar uzadıktan sonra... ona pozisyonları, akortları, arpejleri ve notaları süslemeyi öğretti.
Your ornaments are clever often charming, but... I heard no music.
Notaları ustaca kullanıyorsunuz... ve bazen de sevimli, ama ben müziği duyamadım.
Monsieur, you have learned how to emphasize the ornaments.
Bayım, süslemelerden kurtulmayı öğrendiniz.
Above all, she showed me how to slide under the cabin so I could hear what ornaments and chords the master now favoured.
En önemlisi, üstadımın yaptığı süslemeleri ve akort tercihlerini dinleyebilmem için... beni kulübesinin altına götürürdü.
You publish clever compositions... embellished with ornaments stolen from me.
Parlak bestelerinizi yayınlıyorsunuzdur... ve bestelerinize de benden çaldığınız süslemeleri ekliyorsunuzdur.
A few ornaments from porcelain broken, a photo, a new couple of stockings...
Birkaç kırık süs eşyası, Bir fotoğraf, bir çift yeni çorap...
Christmas tree ornaments.
Noel ağacı süsleri.
Neither are Scotch pines or snow ornaments.
- Kırmızı biberin Noel'le ilgisi yok ki.
Do you want to help put up the Christmas ornaments?
Noel süslerini asmaya yardım eder misin?
Ornaments?
Süsler mi?
The ornaments your mom sent.
Bunlar, annenin gönderdiği süsler.
And, see a book of prayer in his hand, true ornaments to know a holy man.
Bakın hele, elinde bir dua kitabı. Aziz bir adamı belli edecek samimi süsler.
While you were picking up those ornaments
Siz o süsleri kaldırırken kabloların bağlantısını kestim.
Oh, a decent bit, I think - a few chairs upturned, ornaments put to the sword, that sort of thing, you know.
İkna edici boyutta Kartacalılarınki gibi değil.