Our wedding traduction Turc
2,446 traduction parallèle
Our wedding--we would love for you to come.
Düğünümüze... gelmenizi isteriz.
It's the invitation to our wedding.
Düğün davetiyemiz.
Tamara, you did like our wedding, the trumpets...
Tamara, düğünümüzü sevmiş miydin?
Let's just say after our wedding, no one was talking about the flowers.
Şöyle diyelim, düğünümüzden sonra kimse çiçekler hakkında tek kelime etmedi.
So, you thought you'd help yourself to our wedding cake?
İzin almadan pastaları mı yedin?
A little meal before our wedding.
Düğünümüzden önce ufak bir yemek.
I have exciting news about our wedding.
Düğünümle ilgili heycan verici haberlerim var.
Jen and I moved up our wedding date.
Jen ve ben düğün tarihimizi değiştirdik.
Guys, when I went to go get it, I noticed our wedding date engraved on the inside.
Onu almaya gittiğimde fark ettim ki evlilik tarihimiz içine kazınmış.
I mean, Timmy and Jen are planning our wedding and ignoring me.
Timmy'le Jen düğünümüzü planlıyor ve ve beni dikkate almıyorlar.
Please, don't let him die on our wedding day.
Lütfen, lütfen düğün günümüzde ölmesine izin vermeyin.
I hope to see you at our wedding.
Umarım düğüne teşrif edersiniz.
Have I mentioned our wedding, really?
Bizim düğünümüzden mi bahsediyoruz?
Not our wedding, not yet.
Bizim değil henüz değil.
I'm thinking about our wedding now.
Karol artık düğünümüzü düşünebiliriz.
Tomorrow's our wedding anniversary.
Yarın evlilik yıldönümümüz.
Tonight's our wedding anniversary.
Akşam bizim evlilik yıldönümü de.
Do you know what I see when I think about our wedding, no crazy mothers, no angry fathers, nobody, just Julie and me, and we're standing there exchanging our vows.
Ne görüyorum biliyor musun? Evliliğimiz hakkında düşününce? Deli anneler yok, kızgın babalar yok.
This just reminds me of our wedding where absolutely everything went wrong.
- Ne? Bu bana düğünümüzü hatırlatıyor her şey ters gitmişti.
Was it a woman? No, the guy from last night, the one who shut down our wedding.
Hayır, dünkü herif şu düğünümüzün devam edemeyeceğini söyleyen.
On our wedding night?
Hem de düğün gecemizde?
Jesus, those were our wedding vows.
Jesus, bunlar bizim düğün yeminlerimiz.
About me backing out of our wedding. Wedding?
Eminim Molly düğünümüzden caydığımı çoktan anlatmıştır sana.
How about doing a replay of our wedding night?
- Düğün gecemizi tekrarlamaya ne dersin?
I remember I had gone to pick up our wedding bands and I finally held them in my hands and it all just became so real.
Evlilik yüzüklerini ben almak zorunda kalmıştım. Onları elime aldığımda her şey bir anda gerçek oldu.
What do you think of it, I don't know, for our wedding? Oh.
Peki ya bunu, ne bileyim, düğünde giysem?
But, it's our wedding night
Ama bu bizim gerdek gecemiz.
Next step- - our wedding.
Sonra ki adım. Düğünümüz.
And when I finally saw him on our wedding day in the Sept of Baelor, lean and fierce and black-bearded, it was the happiest moment of my life.
Sonunda düğün günümüzde onu Baelor Septi'nde, filinta gibi ateş saçan, siyah sakallı haliyle gördüğüm an hayatımın en mutlu anıydı.
Many of you were there at our wedding.
Çoğunuz düğünümüzdeydiniz.
Your father was best man at our wedding.
Baban düğünümüzde sağdıçtı.
I just want our wedding to be as perfect as possible.
Yalnızca düğünümüzün olabildiğince mükemmel olmasını istiyorum.
Do our wedding colors remind you of Socialism?
Sence de düğün renklerimiz Sosyalizm çağrıştırıyor mu?
To locate our wedding planner?
Düğün planlayıcımızı bulmak için mi?
Now she can either help us, or we lose Daphne, and our wedding.
Bize yardım edebilir ya da Daphne'yi unuturuz ve düğünümüzü de.
Chuck, all branches of the U.S. military are about to launch a full-scale attack on our wedding planner.
Chuck, bütün Amerikan ordusu düğün planlayıcımıza saldırmak üzere.
Look, I know she'd never say it, but it would mean the world to her if you came to our wedding, and walked her down the aisle.
Bak, bunu sana hiç söylemediğini biliyorum ama düğünümüze gelip onunla mihraba yürürsen ona dünyaları vermiş olursun.
We need to plan our wedding.
Düğünümüzü planlamamız gerekiyor.
- We are planning our wedding.
- Planlıyoruz ya.
From the moment we wake, look in that mirror, all we do is spin our little lies, suck in that gut, colour that hair, twist off that wedding ring.
Uyanıp aynaya baktığımız andan itibaren, tek yaptığımız etrafımıza küçük yalanlar örmek, karnımızı içeri çekmek, saçlarımızı boyamak, evlilik yüzüğünü döndürmek.
Our son bought us the tickets for our 40th wedding anniversary.
Biletleri 40'ıncı yıldönümümüz için oğlumuz aldı.
The wedding, our marriage, it was something for our people to rally around.
Düğün, evliliğimiz halkı yanımıza çekmek için düzenlenmiş bir şeydi.
We still have the mechanical singing fish you gave us for our first wedding.
İlk düğünümüz için aldığınız şarkı söyleyen mekanik balık hâlâ duruyor.
If you'd lived, we'd be celebrating our 45th wedding anniversary tonight.
- Yaşasaydın, 45. evlilik yıl dönümümüzü kutlayacaktık bu gece.
We're celebrating our 45th wedding anniversary.
45. evlilik yıl dönümümüzü kutluyoruz.
This wedding video should make a statementent about gay marriage and how our intolerant society refuses to accept it.
Bu düğün videosunun ana fikri ; gey evlilikleri ve bağnaz toplumumuzun bunları kabullenememesi üzerine olmalı.
not in St. Peter's, and not at our daughter's wedding.
Kızımın düğününde de olmaz.
And... we would have a wedding... if only to once again see our dear Lucrezia.
sevgili Lucrezia'mızı bir kez daha görmek istiyorsak bir düğün olmalı.
That was our dream wedding.
Rüya düğünümüz oydu zaten.
So I was doing a little research and I was thinking that a courthouse wedding might be kind of romantic, or at the very least, within our new budget.
Biraz araştırma yaptım ve düşünüyordum da adliye sarayında evlenmek oldukça romantik olabilir en azından yeni bütçemize göre.
Oh, he worked with Raglan on a couple of drug busts, but he was at his daughter's wedding the night Bob Armen was shot, so he's not our third cop.
Raglan'la birkaç uyuşturucu baskınına gitmişler ama Bob Armen'ın öldürüldüğü gece kızının düğünündeymiş. - Üçüncü polis o değil.