Outlive traduction Turc
285 traduction parallèle
I'll outlive all of you, you sinister buzzards. All of you!
Hepinizden daha uzun yaşayacağım, sizi meşum şahinler.
- You'll outlive it, baby.
- Unutursun bebek.
Oh, you'll outlive us all.
Sen hepimizden çok yaşayacaksın.
I told your mother the truth : People with hearts outlive everyone else, if they take care.
Annenize gerçeği söyledim : Kalbi olan insanlar dikkat ederlerse diğer herkesten daha uzun yaşar.
Why, then there's hope a great man's memory may outlive his life half a year.
Demek biraz gayretle altı ay da sürebilir bir ulu adamın hatırda kalması.
I'm certainly not going to outlive you, and that's all there is to it.
Senden uzun yaşamayacağım, bırak istediğim gibi öleyim.
If that's true, they're trying to outlive their wives so they can be bachelors again.
Eğer bu doğruysa, eşlerinden daha uzun yaşamaya çalışıyorlardır böylece yeniden bekar yaşayabilirler.
All spies in time, outlive their usefulness.
Tüm casuslar zamanla faydalarını yitirirler.
And I'm afraid, Moyzisch, that your friend Cicero has just about outlive his if any.
Ve korkarım Moyzisch, dostun Çiçero kendisinkini yitirmek üzere eğer vardıysa.
I think it is not meet Mark Antony, so well beloved of Caesar, should outlive Caesar.
Bence doğru olmaz Sezar'ın bunca sevdiği Marcus Antonius'un ondan sonra yaşaması.
Every grain of sand, will outlive every man alive, and every man that ever will be born.
Her bir kum tanesinin hayattaki her erkeği, ve ondan doğacak herşeyi gömecek gücü vardır.
With reasonable care, you'll outlive most of us.
Kendine dikkat edersen hepimizden uzun yaşarsın.
I shall outlive both my nephews.
Yeğenlerimin ikisi de uzun süre yaşayacak.
He might outlive us all.
O hepimizi öldürür.
I'll outlive you.
Sizden çok yaşayacağım.
I'll take anything to outlive you lot and keep my property from your thieving hands,
Alayınızı gömüp mallarımı sizden korumak için her şeyi yaparım.
- You will surely outlive me.
- Siz benden uzun yaşayacaksınız.
George Kimball will outlive us all, unless he worries himself to death.
George Kimball hepimizi gömer, kendini öldürmeyi düşünmediği sürece.
I'll outlive them all.
Hepsinden fazla yaşayacağım.
I only intend to outlive him.
Sadece onun biraz daha uzun yaşamasını istiyorum.
You'll outlive today's entire generation.
Bugünkü gençleri cebinden çıkartırsın sen.
- You'll outlive us all.
Hepimizden uzun yaşarsın sen.
She admires you since you prophesied she'd outlive her husband.
Kocasından daha uzun yaşayacağı kehanetinden beri sana hayran.
I'll outlive ya.
Senden uzun yaşarım.
Hammett didn't outlive me.
Hammett benden uzun yaşamadı.
A gift that is gonna let us outlive and outlove any and every human being on earth.
Bir lütuf ki bizi, dünyadaki tüm insanları, tek tek sonsuz hayata ve sevgiye taşıyacak bir lütuf.
He outlive seven squaws.
Yedi Kızılderili kadın eskitti.
He'll outlive us all.
Hepimizi gömer o.
Speaking for myself, I intend to outlive the Third Reich.
Kendi adıma konuşacak olursam, 3. İmparatorluk'tan fazla yaşamak niyetindeyim.
And I still don't understand how she's going to outlive me.
Nasıl benden uzun yaşayacak, bunu bilemiyorum.
'Cause anybody who's gotta deal emotionally with those people and can still outlive me, there's something wrong with me.
İnsanlarla duygusal olarak ilgilenen insanlar nasıl benden uzun yaşar? Hasta olmalıyım herhâlde.
The hose will outlive the both of us.
O hortum ikimizden de uzun yaşar.
She'll outlive you!
O hepimizi mezara gömer!
Well. Women usually do outlive their men.
Kadınlar genellikle kocalarından uzun yaşar zaten.
[55] Not marble, nor the gilded monuments of princes... shall outlive this powerful rhyme,
55. Ne mermer ne soylu beylerin yaldızlı anıtları ;
I am the last of my line, but my clan will outlive yours.
Soyumun son ferdiyim, ama kabilem sizinkinden çok yaşayacak.
It'll outlive us both.
- Ömrü bizimkinden uzundur.
I always thought he'd outlive us. By centuries.
Onun daima bizden asırlarca uzun yaşayacağını düşünmüştüm
There's hope a great man's memory may outlive his life half a year.
Demek umut var yani büyük bir adamın ömrümden yarım yıl fazla yaşayabilecek
He'll outlive us all.
Hepimizden uzun yaşar.
Zeus, the shoes that will outlive you.
Zeus, sizi gömecek ayakkabılar.
Knowing that you would outlive all your friends.
Tüm dostlarından daha çok yaşayacağını bilmek.
And then to outlive them as well.
Ve sonra onlardan da çok yaşamayı tabii.
Strange to think that bird is probably going to outlive us.
Bu kuşun muhtemelen bizden fazla yaşayacağını düşünmek çok garip.
He'll outlive your children and leave them nothing.
Çocuklarınızdan da uzun yaşayacak ve onlara hiçbir şey bırakmayacak.
No one should ever have to outlive their own child.
Kimse, çocuğunun ölümünü görme acısını çekmemeli.
The devastation was so extreme that it- - I'll never outlive it.
Yıkım öyle büyüktü ki, bunu asla unutamayacağım.
I may outlive you.
Senden uzun da yaşayabilirim.
You said you drink beer, you eat bacon and you smoke cigarettes, and outlive the experts.
Dedin ki ; bira içiyorum, domuz pastırması yiyorum ve sigara içiyorum ama uzmanlardan çok yaşadım.
THEY'RE GONNA OUTLIVE YOU AND ME BOTH.
Onlar, birlikte ikimizden uzun yaşayacak.
You'll outlive us.
Zatürreden öleceğim. Siz hepimizi gömersiniz.