English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / Overconfidence

Overconfidence traduction Turc

57 traduction parallèle
- Overconfidence is a real killer.
- Kendine fazla güvenmek insanı öldürür.
Your overconfidence is your weakness.
Kendine bu kadar güvenmen senin zayıflığındır.
His overconfidence will be the death of him.
Aşırı özgüveni onun ölüm nedeni olacak.
It seems that overconfidence comes in small packages around here.
Söz konusu ufak şeyler olduğunda, kendine çok güveniyorsun galiba.
However, I find using a large and intimidating weapon like the bat'leth often leads to overconfidence.
Ancak, bence Bat'leth gibi büyük ve göz korkutucu bir silah kullanmak kendine aşırı güvenmene yol açabilir.
Talk about overconfidence.
Bir de ben kendime çok güveniyormuşum.
Because of the immense overconfidence you will soon break down.
İntikam karşısında hiçbir şeyin faydası olmaz, yakında seni de vurur.
Overconfidence was theirfailing, O'Neill.
Aşırı özgüven onların zayıf yanıydı, O'Neill.
Overconfidence in our technology has been our undoing.
Teknolojimize olan aşırı güvenimiz, mahvoluş nedenimiz oldu.
Oh, yes. They have the strange overconfidence of the religious zealot.
Dindar bağnazların garip bir özgüvenleri var.
That was just a bit of fun, overconfidence or whatever...
Sadece eğlenmek içindi, kendime aşırı güvendim ya da...
In our overconfidence, we were unprepared and outnumbered.
Kendimize olan aşırı güvenimiz yüzünden hazır değildik ve sayıca üstünlerdi.
There is a difference between confidence and overconfidence.
Özgüvenle aşırı özgüven farklı şeylerdir.
We intend to take advantage of their overconfidence. That is their weakness.
Onların kendilerine olan aşırı güveninden faydalanmak niyetindeyiz.
Overconfidence.
Kendilerine fazla güvenmeleri.
Yes, sir, like an informant. Just my opinion, based on their overconfidence.
Kendilerine olan aşırı güvenlerinden bu sonucu çıkardım efendim.
It's... euphoria, elation... overconfidence, it's... hypoxia.
Bu coşku, sevinç kendine fazla güvenmek, bu oksijen yetmezliği.
Given your narrow victory over the knight in the Avalon cave, it would seem that your overconfidence is ill-advised.
Avalon mağarasındaki zar zor zaferini düşününce kendine aşırı güvenin akılcı görünmüyor.
Your overconfidence will bring weakness.
Kendinize olan aşırı güveniniz, sizleri aciz kılacak.
Arrogance, overconfidence, inability to give credit to those around you.
Kibir, aşırı özgüven, kendinden başkasına teşekkür edememe.
Don't let your overconfidence give Gunray another advantage, Ahsoka
Kendine güveninin Gunray'e fayda sağlamasına izin verme Ahsoka.
overconfidence from his robot's massive size and its overwhelming power.
Robotunun büyük boyutunun verdiği aşırı kendine güven ve karşı konulmaz gücünün cezası.
That's not overconfidence. That's observation.
Bu kendine güven falan değil, bu gözlem.
It's not overconfidence.It's just- - hey, hey, hey.
Kendime fazla güvenmekle alakası yok. Bu sadece- -
Pride is to downfall as overconfidence is to.
Gurur düşüş içindir kendine güven ise...
Overconfidence, this and a small screw driver.
Kendine aşırı güven, bu ve küçük bir tornavida.
Your overconfidence can only mean one thing :
Kendine bu kadar güveniyor olmanın tek bir anlamı olabilir :
'Cause overconfidence will kill you faster than a bullet any day.
Çünkü kendine fazla güvenmek, insanı kurşundan daha çabuk öldürür.
There is such a thing as overconfidence.
Kendine çok güvenmek denen bir olay var.
Your predictable overconfidence is rather remarkable, sheriff.
Öngörülebilir aşırı özgüveniniz takdire şayan, Şerif.
I hope that's not overconfidence I hear in your voice.
Umarım sesinde hissettiğim şey aşırı özgüven değildir.
That way your overconfidence works in my favor.
Ayrıca kendine olan aşırı güvenin de benim leyhimde çalışıyor.
It was my own overconfidence, thinking I could- -
Kendime fazla güvenmemden dolayı oldu. Onu...
You came in a little strong, and I felt like I needed to temper your overconfidence.
Çok güçlü havalardaydın ben de aşırı özgüvenini dizginlemem gerektiğini düşündüm.
The key is to use the opponent's overconfidence.
Kilit nokta rakibin kendine güvenini kullanmaktır.
He has a reputation for overconfidence.
Kibriyle ün salmış biri.
Manny, how do you fight overconfidence?
Oturun. Kendine fazla güvenmekten nasıl kaçınıyorsun?
Overconfidence got me in a mess.
Fazla güven zarar veriyor.
Overconfidence, the kind of attitude that can get you killed.
Aşırı özgüven sonunu hazırlayabilir.
I applaud your enthusiasm, but overconfidence is a trap.
Hevesin takdire şayan ama kendine aşırı güvenmek bir hatadır.
Overconfidence alone won't put food on the table.
Aşırı güven tek başına sofrana aş koymaz.
And don't even get me started on the issues with your overconfidence.
Şimdi senin fazla rahatlığınla ilgili konuşturma beni.
But he's prone to overconfidence.
Ancak kendine fazla güvenmeye eğilimi vardır.
It's a strategy of letting your opponent win points early to give them a sense of overconfidence, thus exposing a much easier target for you later.
Başta rakibinin puan almasına izin vererek özgüveninin fazla olmasına sebep olarak daha sonrasında yenmeni kolaylaştırmayı sağlayan bir stratejidir.
Overconfidence aside, you'll do.
Kendine fazla güvenmen bir yana, işe yararsın.
I felt again too much overconfidence.
Fazla özgüvenli hissetmiştim gene.
Overconfidence.
Aşırı güven.
Overconfidence.
- Hoşçakal, Harold.
Overconfidence.
Aşırı öz güven.
Luke : Your overconfidence is your weakness.
Kendine olan bu güvenin senin zayıflığındır.
It's overconfidence.
Buna kendine güven denir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]