Overpowered traduction Turc
183 traduction parallèle
Apparently it was the horror of that experience that overpowered this phenomenal mind, which for so long had straddled the fine line between genius and madness, and literally deranged it.
Görünüşe göre bu deneyimin yarattığı korku uzun süredir deha ile delilik... arasındaki ince çizgide... ilerleyen bu olağanüstü zihni tam anlamıyla alt üst etti.
The police overpowered him.
- Etkisiz hale getirildi.
I'm quite overpowered.
Çok etkilendim.
She overpowered us and let them escape!
Kaçmalarına yardım etti!
I was clubbed and overpowered.
Beni bayıltıp etkisiz hale getirdiler.
Occasionally we have overpowered a guard and taken his ray gun.
Bazen bir gardiyanı etkisiz hale getirip silahını aldık.
It was as if she were overpowered by a devil.
Sanki, bir iblisin tesiri altında gibiymiş.
For ten years, that brute has overpowered and irritated me!
Bu hayvan, on yıldır, bana hakim oldu ve beni kızdırdı!
He put up a desperate struggle, but he was overpowered.
Umutsuz bir çabayla direndi, ama etkisiz hale getirildi.
The guard outside had been overpowered.
- Başka kim olacak?
Their single Allah it overpowered?
Onların tek bir Allah'ı sizinkileri alt mı etti yoksa?
These termites overpowered you, humiliated you and destroyed your pride.
Bu akkarıncalar sizi yendi,... aşağıladı ve gururunuzu yerle bir etti.
I could tell you that he overpowered me... or that he drugged me, but... it is not so.
Beni buna zorladığını, beni sürüklediğini söylemek isterdim ama. Öyle olmadı.
Japan's lmperial fleet has been neutralized... its air force overpowered.
Japonya'nın imparatorluk donanması tamamen yokedildi... hava kuvvetleri zararsız hale getirildi.
I'm never overpowered by brute behavior.
Asla ben, vahşi davranış tarafından hakkından gelinmem.
Tell me again how the girl overpowered you.
Söyler misiniz, kız sizi nasıl etkisiz hale getirdi?
Unfortunately, hatred overpowered intelligence.
Ne yazık ki nefret, zekaya üstün geldi.
Overpowered by Lilliputians.
Liliputlar tarafından alt edilmişti.
The three of you might have overpowered me... with the loss of but one.
Belki üçünüz benim gücümü... geçebilirsiniz.
They've overpowered the shields at deck 36, Engineering.
Kalkanları aştılar. Güverte 36, Mühendislik.
When I wrote you that letter, my tender feelings for you so overpowered me I could not find words of clarity and persuasion.
Bu mektubu yazdığım zaman, size karşı hissettiklerim öyle yoğundu ki net ve ikna edici kelimeleri bulamadım.
I tried to stop her, but she overpowered me.
Onu durdurmayı denedim, ama beni ezdi geçti.
The doctor must have overpowered him.
The doctor must have overpowered him.
When we got here to Jeraddo I overpowered the crew and I stole whatever I'd need to build a life.
Buraya Jeraddo'ya geldiğimizde mürettebatı etkisiz hale getirdim ve hayat kurmak için ne gerekiyorsa çaldım.
You overpowered the crew?
Mürettebatı etkisiz hale mi getirdin?
After the Bajorans overpowered the Cardassians they became aggressive.
Bajorlular Kardasyalıları alt ettiğinden beri oldukça saldırganlaştılar.
This is the work of a 100-year-old serial killer who overpowered a six-foot-two businessman?
Bunun iki iri yarı işadamıyla baş edebilen 100 yaşında bir seri katilin işi olduğunu mu?
You'll have complete access to the ship evaluation reports but, to put it simply, it's overgunned and overpowered for a ship its size.
Geminin değerlendirme raporlarına tam erişim hakkına sahip olacaksın, ancak basitçe ifade etmek gerekirse, bu büyüklükte bir gemi için aşırı derecede silahlandırılmış ve çok güçlü.
I was not in danger from suffering from not being overpowered, thank you, Captain.
Güçlü olmamaktan dolayı sarsılma tehlikesi içinde değildim, teşekkürler Yüzbaşı.
I am not afraid of being overpowered by the impression.
Bu duygunun beni ezip geçmesinden korkmuyorum.
Miss Woodhouse, we come quite overpowered.
Bayan Woodhouse, çok mutlu olduk.
Ra's forces overpowered my team and took the weapon before I could arm it.
Ra'nın adamları benimkilere üstün geldi... ben çalıştırmadan önce silahı aldılar.
My small vessel would be overpowered in seconds.
Birkaç saniye içinde benim küçük aracım, hakkından gelir.
They overpowered us in minutes, and those of us who survived were put in some kind of stasis.
Bizi birkaç dakika içerisinde yendiler ve sağ kalanlarımızı... bir çeşit uyku kapsülüne koydular.
We didn't want to give them to him, but he overpowered us.
Ona vermek istememiştik ama bizi ezip geçti.
I tried to stop them, sir, but they overpowered me.
Onları durdurmaya çalıştım ama benden daha güçlüydüler.
Some dropouts must have overpowered the reverend.
Aman Tanrım. Kâfirler Tanrı'nın evini basmış.
But you overpowered him.
Ama onun hakkından geldin.
She overpowered me!
Bana boyun eğdiriyor!
You overpowered him.
Etkisiz hale getirdiniz ve dövdünüz.
He identified himself, he attempted to make an arrest... you overpowered him and you shot him.
Kendini tanıttı ve sizi tutuklamak istedi. Onu etkisiz duruma getirdiniz ve vurdunuz. Söyleyin.
Ishimatsu, who locked himself up with his wife, was overpowered by the police forces after a gun fight.
Ihimatsu, karısıyla birlikte kendini kilitledi, ve polisle çatışması sırasında öldürüldü.
Your father overpowered a transport guard.
Baban araçtaki bir gardiyanı etkisiz hale getirmiş.
I don't see how he could've overpowered her.
Fail onu nasıl alt etti?
Bender's odor is so mild, it's being overpowered by local sources.
Bender'ın kokusu çok hafif, başka kokularla karışıyor.
Convicted serial killer Harold Trattner... is believed to be amongst a group... of 3 death row inmates... who overpowered guards whilst on transit... from a holding cell in Angola this morning.
Seri cinayetten hükümlü Harold Trattner'ın bu sabah Angola'da ölüm sıralarını bekledikleri hücreden nakledilirken gardiyanları etkisiz hale getiren üç kişi arasında olduğu sanılıyor.
The singer was arrested Thursday night after a woman claimed he and three other men overpowered her in a hotel suite.
Şarkıcı, bir kadının iddiası üzerine perşembe gecesi tutuklanmıştı. İddiaya göre, Shakur ve diğerleri kadına otel odasında saldırdı.
Dr. Frankenstein's creation has overwhelmed and overpowered him.
Dr. Frankenştayn'ın yaratığı ona baskın çıkıp onu yendi.
He would be overpowered, even lose breath.
Kafasını eziverir!
Without our phasers, he would have overpowered all five of us.
Fazerlerimiz olmasaydı, beşimizin de üstesinden gelirdi.
You overpowered him.
Onu bastırdın.