Packs traduction Turc
1,383 traduction parallèle
They catch four packs popping out the truck.
4 paketi aldılar, arabayı bıraktılar.
Two G-packs. Let's roll.
İki paket gidelim.
I was thinking of getting this Mega Man racer for $ 19.95, or I could get two Broncos trading packs for 10 apiece and then I thought...
19.95 dolara Mega-Man Racer mı alsam yoksa her biri 10 dolara iki tane Bronco değiş tokuş paketi mi alsam. Yoksa...
They must have guns hidden in their packs
Silâhları, bohçalarına saklamak zorundalar.
Fucking pigs always travel in packs.
Bu lanet domuzlar da her yerde dolanırlar.
Those packs got heavy in the rain and nobody ever hated anything like we hated those damn packs.
O sırt çantaları yağmurda gittikçe ağırlaştı ve hiçkimse hayatında bizim o lanet olasıca sırt çantalarından nefret ettiğimiz gibi hiçbirşeyden nefret etmemiştir.
Drop your packs.
Sırt çantalarınızı bırakın.
But if he gets out of bed in the night two or three times to pray I just packs the haversack.
But if he gets out of bed in the night two or three times to pray I just packs the haversack.
Joints are only two packs of Marlboros each.
Uyuşturucu olarak iki paket Marlboro.
Some say it started because of a debt for five packs of cigarettes.
Kimi 5 paket sigara borcundan başladığını söylüyor.
They've got some ice packs on the plane the helicopter, whatever, to keep him from going off.
Onu götürmek için uçakta, helikopterde herneyse, buz keseleri var.
Gonna take a while for the judges to comprehend what he's doing because he is truly somebody that doesn't compare to anybody else as far as how many maneuvers he packs in a wave, how innovative he is when he launches air.
Jürinin de onun ne yaptığını anlaması biraz zaman alacak çünkü gerçekten herhangi biriyle kıyaslanabilecek biri değil tek dalgada yapabildiği manevra sayısı havaya sıçradığında ne kadar yaratıcı olduğu gibi.
So maybe the best thing to do is buy some six-packs and pretzels, and just get on with it.
Belki de yapılacak en iyi şey altı kutuluk paket ve bisküvi alıp konuya girmek.
- No more packs, sir.
- Başka yolcu olmaz.
Strip those packs down to rolling gear only.
Ekipmanları hareket için azaltın.
Three, four, five, six and eight packs of Tareyton.
Üç, dört, beş, altı. Sekiz paket Tareyton.
I brought you some packs...
Birkaç paketini getirdim.
Fill the packs with meat.
Çuvalları etle doldur.
I can pay you with bonus packs.
Bu bonuslarla size ödeme yapabilirim.
I'll bet you two packs on Andrei.
Tamam, Andrei için iki paket koyuyorum.
Uh, two packs of Drum and some beef jerky.
2 paket Drum ve biraz da sığır salamı.
Yup, steal a few more packs next time.
- Aynen, bir dahaki sefere daha çok al.
And I told you two packs.
- Ama ben iki paket demiştim.
In the old days wolf packs would come across the ice and tear babies out of their mothers'arms.
Eski günlerde kurt sürüleri soğuk havalarda ortaya çıkar..... ve gözü yaşlı çocukları annelerinin kucaklarından alırlarmış. - Çocukları mı alırlarmış?
We got a dozen Tootsie Rolls, we got some Bridge Mix two six-packs of beer, some Hamburger Helper and four bottles of bourbon.
Bir düzine kadar çikolatalı şeker ve bir parça kek 2 paket altılı bira, biraz hamburger içi ve dört şişe burbon.
- Three packs of starch.
- Üç paket nişasta.
And werewolf packs looking for new recruits.
Ve acemi er arayan kurtadam sürüleri var.
Sometimes they run in packs, sometimes alone.
Bazen sürü halinde dolaşırlar. Bazen de yalnız.
Okay. K-packs. Until we separate out this glass, Speed, nothing's safe.
Bu camları birbirinden ayırana kadar hiçbir şey güvenli değil.
Manticores communicate in high-pitched cries and tend to travel in packs. "
Mantikorlar tiz çığlıkları içinde iletişim Ve çantayla yolculuk eğilimindedir "
The Nexus packs a punch.
Nexus yumruk gibi sarmış.
Blondie is from Beverly Hills, and she tried to take me for two packs last night, and her boyfriend here is I don't know, a key grip.
Bu sarışın Beverly Hills'li. Dün akşam iki paket sigaramı almaya çalıştı. Erkek arkadaşı ise set görevlisi falan.
Two family packs of mini waffles.
iki paket mini aile waffle'ı.
Right, local news usually packs up and goes home if they miss the 10 : 00.
Haklısınız. Yerel kanallar genelde saat 10'dan sonra giderler.
Starfleet ration packs.
Yıldız filosu kumanya paketleri.
Packs a hell of a wallop.
Çok fena çarpar.
- Ration packs?
- İstihkak paketleri?
Heavy packs. Out of our way, peace boy!
- Çekil yolumuzdan, rahat insan.
What happened to our packing elves who were gonna pack our packs over night?
Hani bir gecede çantamızı hazırlayacaktık?
- So, was that a trick question? We both need to cut weight from our packs.
- Yani tuzak soru muydu o?
I got some shampoo, 2 packs of Juicy Fruit gum, uh, Playboy magazine, and a couple of these.
Bir şişe şampuan, meyveli sakız, Playboy dergisi ve birkaç tane de bunlardan aldım.
The dealers were found with fanny packs stuffed with wet franklins.
- Parayı mı? - Satıcıların üstünden ıslak 100'lükler çıktı.
Two Seth Cohen starter packs.
İki adet Seth Cohen başlangıç paketi.
We have you in these ice packs because you body temperature was very high.
Sana bu buz kalıplarını yerleştirmek zorunda kaldık.Vücut ısın çok yüksekti.
Respiratory disease clocks in at number four on our little hit parade and for good reason,'cause regardless of who takes your breath away, be it four packs a day or just one chick, you're dead just the same.
Solunum hastalıkları top on listemizde dördüncü sırada geliyor, nefesinizi kesen kişiye bakılmaksızın bu günde dört paket sigara ya da bir kadın olabilir, yine de aynı şekilde ölürsünüz.
I'm thinking a couple of packs of normal.
Birkaç paket normalinden almayı düşünüyorum.
Not unless iced tea packs a punch.
Buzlu çay seni sarhoş etmedikçe.
Yeah. It's hard hoppin'over a fence carrying two 12 packs.
Evet. 12'lik bira paketiyle çitlerden atlamak biraz zor oluyor.
- Two or three G-packs a week.
- Haftada iki üç kilo kadar.
Now Earth is ruled by packs of wild humans gone mad.
Dünyaya şimdi çıldırmış, vahşi insanlar hükmediyor!
Fourthly, to live in packs or herds, groups in which individuals recognise that just one is the dominant animal to which all the rest are submissive.
Dördüncü olarak da sürü halinde yaşamalı ve sürü hayvanları tek bir dominant hayvanın hakimiyetini kabul etmeli.