English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Panicked

Panicked traduction Turc

1,763 traduction parallèle
You know, I think my dad was really panicked for a second there.
Biliyor musun, babam bir an için çok telaşlandı.
I just you were on the radio and I got all panicked about how we were gonna be able to afford everything.
Sadece radyodayken paniğe kapıldım her şeyin maliyetini nasıl karşılayabileceğiz diye düşündüğümden.
But you bought it, you panicked ; you thought Burns was on to you.
Paniğe kapıldın, Burns'ün senin peşinde olduğunu sandın.
So I panicked.
Ben de panikledim.
You're panicked over what might happen.
Gerçekleşme ihtimali olan şey yüzünden panikledin.
But i panicked,
Ama panikledim.
Hit the gas instead, panicked, jerked the steering wheel,
Direksiyonu kırarken panikleyip gaza basmış.
And when he found out Brady had evidence to prove his innocence, Frank panicked.
Frank, Brady'nin suçsuzluğunu kanıtlayacak delili olduğunu öğrenince de panikledi.
I just panicked.
Bende panikledim.
Last thing we need is a panicked mob Or anything that might provoke that shooter to open fire,
İhtiyacımız olan son şey paniğe kapılmış bir güruh ya da tetikçiyi ateş etmeye sevk edecek herhangi bir şey.
She panicked.
Panikledi.
When I heard her crying, I panicked.
Ağladığını duyduğumda panikledim.
Panicked, the fish jump to escape. Right into the open mouths of the waiting dolphins.
Panikleyen balıklar onları bekleyen yunusların ağızlarının içinde doğru sıçrıyorlar.
"on a day marked by panicked corporate board meetings, " one that is relatively unsurprising " is dunder mifflin's.
" Sürpriz olmayan bir başka acil yönetim toplantısı yapan firma da Dunder Mifflin...
I panicked.
Paniğe kapıldım.
You said you loved me and I panicked.
Beni sevdiğini söyleyince paniğe kapıldım.
Claimed he panicked when he discovered her.
Cesedi gördüğünde paniklediğini söylüyor.
Amara panicked by the news that the Princess was still alive, ordered The Sect to hunt Riese down and finish her off.
Amara, Prenses'in hâlâ hayatta olduğu haberine alınca panikledi Riese'yi öldürmeleri için The Sect'e emir verdi.
Panicked by the previous day's bombardment and aerial bombing, their units have fled inland, abandoning the unfinished air field.
Önceki günkü hava ve deniz bombardımanından paniklemiş şekilde hava sahasını yarım bırakarak, birlikler iç kısımlara kaydı.
Maybe he panicked when he ran the kid's foot over with his car.
Belkide çocuğun ayağını ezdiğinde, birden panikledi.
I panicked!
Panikledim!
So, I panicked.
Bu yüzden ben de panikledim.
He got sick so quickly that they now think he may have panicked and swallowed some of the drugs
Bir anda fenalaşmış. Tutuklandığında paniğe kapılıp, uyuşturucuların bir kısmını yutmuş olabileceğini düşünüyorlar.
- The men he hired panicked.
- Tuttukları adam panikledi.
I'm sorry, I panicked. It was the first thing that came into my mind.
Özür dilerim, panikledim.Aklıma gelen ilk şeydi.
I panicked.
Panikledim!
And then I saw my life slipping away, and I panicked.
Hayatımın ellerimden akıp gittiğini görünce panikledim.
He thought the whole story would come out and he panicked.
Tüm hikâyenin ortaya çıkacağını düşündü ve panikledi.
I panicked.
Paniklemiştim.
Then I panicked and bowled down something. He must have heard it. Then I panicked and bowled down something.
Panikledim ve bir şeyleri devirdim.
He panicked.
Paniğe kapıldı.
I would've panicked if you hadn't been there back then, but I never got to tell you that.
Uyandığımda orada olmasaydın, paniklerdim, ama bunu sana asla söyleyemedim.
Ever since then, you've had everybody so paranoid, poor little Faisal's panicked himself to death.
O günden sonra, herkesi paranoyak yaptın zavallı Faisal bu sebeple panikleyip kendini havaya uçurdu.
I knew the police were listening so I panicked.
Polisin dinlediğini biliyordum o yüzden panik yaptım.
I panicked.
Panikledim.
You panicked?
Panikledin mi?
I panicked.
Panik yaptım.
They're panicked enough without picking up on our fears.
Bizim korkularımızı hissetmeden zaten yeterince paniklemiş durumdalar.
When your son ran for the door, I panicked.
Oğlunuz kapıya koşarken panikledim.
I know we panicked.
Paniğe kapıldım.
We saw, Fi. The guy panicked.
Biliyorum, gördük Fi.
I see a lot of panicked faces behind me.
Arkamda paniklemiş birçok yüz gördüm.
Tell them he panicked and ran away.
Onlara panik yapıp kaçtığını söyleyin.
You've unnecessarily panicked your friend here.
Bu güzel arkadaşını boş yere korkuttun.
( Cliff ) When the record company heard a full side concept like the first side of 2112, people panicked.
( Cliff ) Şirket 2112'deki gibi plağın tek tarafını doldurma konseptini duyunca, insanlar panikledi.
Burned through almost the entire two million, and then when he called you to tell you he was getting engaged, you panicked because you didn't have enough equity to put it back.
Neredeyse tüm iki milyon doları çarçur ettiniz. Sonra nişanlanacağını söylemek için aradığında paniklediniz. Çünkü parayı geri koyacak kaynağınız yoktu.
Panicked, but everything's fine, right?
Panikledim, ama her şey iyi, öyle değil mi?
Just me and a tape recorder doing a great imitation of a panicked mom.
Ben ve bir kayıt aleti, paniklemiş bir annenin taklidini yaparken.
- I just panicked.
- Sadele biraz panikledim.
I panicked.
Korktum.
I panicked.
Panikledim sadece.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]