Parish traduction Turc
1,421 traduction parallèle
Parish priest, who'd say?
Kilise rahibi, kim derdi ki?
St. James Parish, Louisiana.
Louisiana'da St. James Parish'de.
I didn't know this was your parish.
Senin bu kilisenin cemaatinden olduğunu bilmiyordum.
Volunteers on weekends for work in her parish.
Hafta sonu mesailerine gönüllü olmuş. Hiç evlenmemiş.
- And where was his parish?
- Mıntıkası neresiydi?
- Just the parish of where I grew up my town, the holy parish of Wokingham.
- Büyüdüğüm şehirdeydi. Kutsal Wokingham mıntıkası.
Yes, Mrs Jones has put a card up in the Post Office and the vicar has kindly said he'll give me a mention in the Parish News.
Evet, bayan Jones postahaneye bir kard koydu ve papaz efendi bana kibarca Parish News'de bundan bahsedeceğini söyledi.
And this is Father Santiago, he's the priest at Isabel's parish...
Bu da Peder Santiago. Isabel'in cemaatinin rahibi.
The Navarros have been a part of our parish as long as I can remember, ever since Jorge here came to this country 14 years ago.
Navarro'lar uzun yıllardır cemaatimin bir parçasıdır. Jorge 14 yıl önce bu ülkeye geldiğinden beri.
Best damn coon dog in Jefferson Parish.
Jefferson Cemaati'ndeki en iyi rakun köpeğiydi.
Mr St John lives in his parish over at Morton.
Bay Johns Morton'da yaşıyor.
She favor him staying parish treasurer?
İl saymanı kalmasını onaylıyor muymuş?
You know, people would think parish treasurer paid well enough... a man wouldn't have to sell household fix-it kits door-to-door.
Herkes bölge saymanının iyi maaş aldığını, kapı kapı dolaşıp ev gereçleri satmak zorunda olmadığını sanır.
Well, I'm maybe not so good at mathematics... as some other parish treasurers you may've met.
Evet. Ya da fazla iyi.
Well, one day... it came down with the powerful force... of God's own hand... when the only brick schoolhouse ever built in his parish... collapsed on account of it was built with politics-rotted brick.
Bir gün bizzat Tanrı'nın kendi elinin kudretli gücüyle bir şey geldi. İlinde inşa edilen tek tuğla okul binası yıkıldığında. Politikanın bozuk tuğlalarıyla yapıldığı için.
And she cursed this parish, vowed that she would be resurrected.
Oda bu yeri lânetledi. Bir gün tekrar dirileceğini haykırdı.
Their location is a mystery because the parish buried its secret.
Yerleri bir sır ; çünkü kasaba halkı bunu örtbas etti.
Peter was just telling us about his thoughts for an International Day, with all the different parish faiths swapping ideas.
Peter de tam bize Enternasyonel Gün ile ilgili düşüncelerini anlatıyordu değişik İsevi cemaati inançlarını, düşünce alışverişlerini falan...
Doug, Orleans Parish on line one.
Doug, Orleans'dan telefon var.
- it's not your parish.
- Bu senin bölgen değil.
She hails from the Oaxaca Parish Convent of the Immaculate Heart Sisters Lady Mountains of Guadalupe.
Guadalupe'nin Lekesiz Kalpli Rahibe Dağları'ndaki Oaxaca Rahibe Manastırı'ndan geliyor.
All young fellas from the parish.
Bölgedeki tüm gençler.
This is Deputy Garland Hendricks of Tyree Parish Sheriff's Department.
Ben Tyree kasabası polisinden Deputy Garland Hendricks.
This is my parish.
Burası benim bölgem.
When you started working for me, Bill, you wanted money power and influence in that quaint little parish of yours.
Benim için çalışmaya ne zaman başladın, Bill o küçük şirin mahallende güçlü ve zengin olmak istedin.
We got two buyers coming in from Watkins Parish this weekend plus we got the De Marco deal next week.
Hafta sonu Watkins'in bölgesinden gelecek iki alıcımız var artı gelecek hafta De Marco ile anlaşma yapacağız.
More trouble in Tyree Parish.
Tyree bölgesinde daha çok bela.
The road's closed for parish business.
Çalışma yüzünden yol kapalı.
We have a number of children of the parish we're very anxious to place, some very clever and hardworking.
- Kilisede birçok kimsesiz çocuk var yerimizde yetersiz bazıları çok zeki ve çalışkan.
Are you still hoping to place boys from the parish?
- Kilisede hala yer aradığınız çocuklar var mı?
Is he the president of the parish council?
Mahalle heyeti başkanı mı?
You make me feel like the fat chick at the parish dance.
Cemaat dansındaki şişman hatun gibi hissetmemi sağlıyorsun.
They just transferred her to a parish in Fairbanks, Alaska.
Onu Fairbanks, Alaska'da bir yere transfer etmişler.
Well I got all this covered, you know, with my parish priest.
Aslında ben bu işi bizim mahallenin papazıyla hallettim.
The parish's deal was negotiated since this was Johnny Soprano's feast.
Bu cemaatin anlaşması Johnny Soprano'nun şenliğinden beridir böyle.
Oh, you know, there are some friends of ours from the parish.
Mahalleden arkadaşlarımız gelmiş.
I thought maybe he was uncomfortable being in this parish.
Bu cemaatte olmaktan rahatsızlık duyabileceğini düşündüm.
Mr. St. John lives in his parish over at morton.
Tek kuruşları yok.
For a brief time, I served in a small parish in England.
Kısa süreliğine İngiltere'de küçük bir kilisede çalıştım.
We could announce it in the parish bulletin.
Kilise bültenine ilan verebiliriz.
The parish is bankrupt and we can't send it there.
Kilise iflas etti, bunu oraya gönderemeyiz.
And Mahony's people promised the police that he would never have another parish, that he wouldn't be around kids, and they'd take care of it.
Mahony'nin adamları polise söz verdi. Başka bir mıntıkada çalışmayacaktı. Çocuklardan uzak duracaktı ve bu sorunu çözeceklerdi.
And the thing he had to do, then, was to take O'Grady, to avoid scandal, and any scrutiny on him in particular, was to move him to an outlying parish far away from where the police would have jurisdiction,
Daha sonra bir skandalın ve özellikle de kendisiyle ilgili herhangi bir incelemenin önüne geçmek için O'Grady'yi alıp polisin yetkisinin olmayacağı ücra bir mıntıkaya tayin etmek zorundaydı.
Somebody has represented to the police, in the middle of their active investigation, that they are going to transfer O'Grady out of the parish...
Biri polislere soruşturma devam ederken demiş ki " O'Grady'yi mıntıkadan tayin edecekler.
To quote the cardinal's appointment letter, he put him in "full care of the souls of that parish in California."
Kardinalin tayin mektubunda "Kaliforniya'nın o bölgesinden tam sorumlu" yazıyordu.
This... it would have been the first time that I had the total responsibility for a parish.
İlk kez bir mıntıkadan tek başıma sorumlu olmuştum.
So the next day he called me, and he said he was having a problem and he was away from the parish.
Ertesi gün beni aradı ve bir sorunu olduğunu söyledi. Mıntıkasından uzaktaydı.
We served search warrants at the parish here in San Andreas, the rectory here in San Andreas, the diocese in Stockton, and in law offices... Not law offices, but the offices of Cardinal Mahony in Los Angeles.
San Andreas mıntıkası için San Andreas papaz evi için Stockton piskoposluk bölgesi için hukuk büroları ya da Kardinal Mahony'nin Los Angeles'taki ofisleri için arama emri çıkarttık.
I was in your parish.
Sizin ruhani bölgenizdeydim.
No charges were filed, but the parish board asked that he be removed.
Hiç suçlama yapılmamış, Ama mahalle kurulu onun ayrılmasını istemiş.
- I'm familiar with your parish... yes, I remember you are a good missionary once I should give a cow a peace.
- Senin bölgene aşinayım. Evet, hatırlıyorum. İyi bir misyonersin.