Particles traduction Turc
1,637 traduction parallèle
That's why only one in 8,000 alpha particles bounced back.
İste bu yüzden 8000 alfa parçacigindan sadece biri geri siçriyordu.
That's why nearly all the alpha particles race through the gold atoms as if there's nothing there.
Alfa parçaciklarinin altin atomlarinin içinden orda bir sey yokmus gibi dört nala geçisinin sebebi buydu.
So sensible ideas like empty space and particles moving around orbits fade away.
Bosluk ve yörüngelerde hareket eden parçaciklar gibi makul fikirler ortadan kayboldu.
They behave both like particles and waves.
Hem parçacik hem dalga gibi davranirlar.
The behavior of these particles is quite unmistakable.
Zerreciklerin davranışı son derece belirgin.
Oh, I know about particles.
Zerrenin ne olduğunu biliyorum.
Superstring theory predicts shadow particles that interact with ordinary matter only through gravity.
Süper dağılma teorisi partikülleri tahmin eder yer çekimi nedeniyle sadece belirli olanları ama.
We are all particles.
Hepimiz partiküllerden oluşmaktayız.
And that's what particles do.
Partiküllerin yaptığı da bu.
I don't know if you're waves or particles, but you go down smooth.
Dalga şeklinde mi yoksa parçacık şeklinde mi ilerliyorsunuz bilmiyorum ama iyi ki varsınız.
You get it from poo particles making their way into your ocular cavities.
Göz çukurumuza bulaşan kaka parçalarından olur.
Micro particles of silica... mica... in a petroleum film.
Silis, mika ve petrol tabakası.
But then along comes Albert Einstein and discovers that light behaves like particles too.
Ama sonradan ortaya çıkan Albert Einstein ışığın da parçacıklar gibi davrandığını keşfetmiştir.
Uh, little particles of glass and debris were stinging my face as I flew.
O fırlamayla beraber cam parçacıkları ve araba parçaları yüzüme saplandı.
Did you know that the snow inside these was originally particles of gold foil?
Bunların içindeki karın, aslında altın varak parçaları olduğunu biliyor muydun?
The device emits millions of irradiated particles that have been genetically programmed to enter into our systems and gather behind the lungs.
Genetik olarak programlanmış milyonlarca parça saçıyor, bunlar bizim sistemimize giriyor ve ciğerlerde birikiyor.
Physicists have tried to soften the blow with quantum-mechanic consolation prizes noting mysteries yet to be resolved in tiny subatomic particles whose actions hint at the presence of intelligence.
Fizikçiler, kuantum-mekanik teselli ödülleriyle, davranışları zekânın varlığını sezdiren atom içindeki küçücük moleküllerin henüz çözülmemiş gizemlerini belgeleyerek rüzgârı yavaşlatmayı denediler.
Ordinarily, this type of energy retrieval is extremely dangerous, leading to the creation of exotic particles in one or both universes.
Aslında, bu tarzda bir enerji alımı çok tehlikelidir... evrenlerin birinde veya her ikisinde yabancıl parçacıkların doğmasına neden olabilir.
Six months ago... your mother reengineered this machine to study water particles.
Altı ay önce bu makine üzerinde yeni bir yıkama tekniği üzerinde çalışıyordu.
Half a ton of lead shielding, electrical pressure plates... more than $ 20 million of equipment to measure high velocity particles.
Yarım ton kurşun kaplama plakası, elektriksel basınç tabakaları, yüksek hız parçacıklarını ölçmek için yirmi milyon dolardan daha fazla değerde malzeme.
No particles on her clothing.
Giysilerinde partikül yok.
I should be with Angela, and there are no particles.
Angela'nın yanında olmalıyım. Ve partikül yok.
Not to mention the particles are extremely small,
Partiküllerin kendileri de çok küçük. 1.6 mikrometre çapında.
Forensics just found oxidised copper particles on her clothing.
İnceleme Birimi, az önce giysilerinde oksitlenmiş bakır tanecikleri buldu.
We found copper particles on Audrey's clothing so we think that's where Cheng was holding her.
Audrey'nin giysilerinde oksitlenmiş bakır parçaları bulduk. O yüzden Cheng'in onu orada tuttuğundan eminiz.
These particles are way too fine to have occurred naturally.
- Aslına bakarsan var. Bu partiküller doğal olarak oluşamayacak kadar inceler.
Look, you know how subatomic particles don't obey physical laws?
Atomik parçacıkların fizik kurallarına nasıl uymadığını bilir misin?
Well, we kept working, breathing in pulverized concrete, glass, dust particles laced with benzene, dioxin, asbestos, lead...
Ama çalışmaya devam ettik. Toz haline gelmiş betonu, camları, benzen, dioksin, ascest ve kurşunla karışmış toz parçacıklarını soluduk.
They bear a crown of arms, covered with sticky tentacles, stretched out to grab up drifting particles of food.
Yapışkan dokunaçlarla kaplı taç şeklinde kollara sahiptir. Bunlar sürüklenen yemek parçacıklarını yakalamak için uzar.
The polymer particles carry a drug to specific parts of the body where it's released.
Polimer parçacıkları, ilacı vücudun gerekli bölgesine taşır.
Devin, I'm straighter than you are gay and I leave particles of guys like you in my wind.
Sen eşcinselsen ben de normalim. Senin gibiler tozumu yutar.
Tiny particles of cholesterol rain down and clog up the small vessels in the kidneys.
Küçük kolesterol parçacıkları birleşerek böbrek damarlarını tıkayabilir.
The cytoplasmic viral particles in the malignant cells but not in the normal tissue.
Sitoplazmik virüs parçacıkları kötü niyetli hücrelerin içinde ama normak dokunun içinde değil.
Because now, I don't have to spend twenty minutes in the morning before I go to work at the bank scraping soap particles and residue off Morrie's and my clothes.
Çünkü artık sabahları bankadaki işime gitmeden önce ellerimden sabun kalıntılarını temizlemek zorunda değilim, ya da Morrie'nin kıyafetleriyle uğraşmak zorunda değilim.
I've found a lot of carbon particles in the lungs.
Akciğerlerinde karbon tanecikleri buldum.
Gunshot mist. I'm using a new method that detects microscopic metal particles on dark surfaces.
Koyu yüzeylerde metal parçacıklarını tespit eden yeni bir yöntem kullanıyorum.
This invisible shield that protects us from particles emanating...
Ancak görünmez bir kalkan bizi bu zararlı parçacıklardan korur.
Electrons and protons are knocked off... some of these particles and ionized.
Elektronlar ve protonlar, bu parçacıklar tarafından atılır ve iyonize olur.
And at Ganymede, you could, say... park in some nice, big crater... and build your domed, protected region... protected from the charged particles... in the Jovian system... and make a pretty safe place to study... notjust Ganymede itself and its magnetic field... and its interior and its geology... but the Jupiter system as a whole.
Ganymede'de Jovian sisteminin yüklü parçacıklardan korunmuş bazı iyi ve büyük kraterlerde durabilir, kendi güvenli yerinizi inşa edebilirsiniz. Sadece Gaymede'nin kendisi değil, manyetik alanı iç yapısı ve yer yapısı çalışmak için iyi bir yer sağlar. Ama Jüpiter sistemi bir bütün gibidir.
It seems that the icy water ejected from Enceladus... is neutralizing the charged particles... in Saturn's ionosphere.
Enceladus'dan fışkıran buzlu su Satürn'ün iyonyuvarındaki yüklü parçacıkları nötrleştiriyor.
There is a mysterious dark matter... that binds stars and galaxies together... and strange particles like wimps, axions, and MACHOs... might be to blame.
Gizemli karanlık madde... yıldızları ve galaksileri bir arada tutuyor... ve WIMP, axion, MACHO gibi ilginç parçacıklar bu gizem için... sorumlu tutulabilir.
Billions of these strange particles... pass through everything they encounter each second.
Bu ilginç parçacıkların milyarlarcası... her saniye karşılaştıkları herşeyin içinden geçiyor.
Science has not directly proven dark matter particles exist.
Bilim henüz direkt olarak karanlık madde parçacıklarının varlığını ispatlayamadı.
Every textbook on the planet Earth... says that the universe is made out of atoms... and some subatomic particles.
Dünyadaki tüm kitaplar... evrenin atomlardan,... ve bazı atomaltı parçacıklardan oluştuğunu söylüyor.
Previously discovered exotic particles... like neutrinos, were reconsidered.
Daha önceden keşfedilmiş nötrino adı verilen... parçacıklar tekrar gözden geçirildi.
Like dark matter, neutrinos are passing through the Earth... millions of particles at a time... but they are too light... to account for dark matter's effect on gravity... and scientists can recreate neutrinos in particle colliders.
Karanlık madde gibi nötrinolar da milyonlarca parçacık olarak... sürekli dünyadan geçmektedir... ancak karanlık maddenin çekimsel kuvvetine göre... biraz falza hafifler... ayrıca bilim adamlar nötrinoları parçacık çarpıştırıcılarda tekrar oluşturabiliyorlar.
Dark matter particles are not traveling at the speed of light... and they don't interact with you and me... or anything prettywell, and that's why it's been so difficult... to track down these particles.
Karanlık madde parçacıkları ışık hızında hareket etmiyor... ve seninle yada benimle etkileşime geçmiyor... yada herhangi başka birşeyle, işte tamda bu yüzden... bu parçacıkları takip etmek oldukça zor.
Like an invisible man passing through walls... dark matter is passing through Earth billions of particles at a time... never colliding with ordinary matter.
Görünmez bir adamın duvarların içinden geçmesi gibi... karanlık madde de hiçbir diğer maddeyle çarpışmadan... sürekli dünyanın içinden geçmektedir.
WlMPs are weakly interacting massive particles.
Wimpler çok az etkileşime giren muazzam parçacıklardır.
We would get so many particles... that it would be really trying to sift a needle in a haystack.
Öyle fazla parçacık yakalardık ki... otlukta iğne aramak gibi birşey olurdu.
So we have scintillation counters... that are catching any cosmic-ray particles... that get all the way down underground here.
Burada kıvılcım sayaçlarımız var... Yeraltına kadar inen... kozmik-ışıma parçacıklarını yakalıyor.