English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Partly

Partly traduction Turc

872 traduction parallèle
You probably think this was all your fault for dragging me in but I'm also partly to blame because I ran in there without a plan.
Beni işine bulaştırmanın kendi hatan olduğunu düşünebilirsin ama ben de plan yapmadan daldığım için hatalıydım.
Partly because you could spot it was a... a big rift valley, a big cleft in a mountain range.
Kısmen, bunun büyük bir çatlak vadisi bir dağ sırasında büyük bir yarık olduğunu görebildiğiniz için.
- Everything that can be seen from a car, from an opera box, or from a window is partly disgusting, partly uninteresting, always boring! "
"Bir arabadan, bir opera locasından... "... veya bir pencereden görülebilecek her şey, "kısmen iğrenç, kısmen kasvetli, hep sıkıcı!"
You're partly Egyptian, aren't you? Yes.
- Kanınızda Mısırlılık da var değil mi?
Partly inference, partly chance.
Biraz mantık yürütme, biraz da şans.
And I'm partly responsible.
Ve ben bir parça sorumluluk hissediyorum.
The men and women of this state elected me partly because I was instrumental in the sentencing of Blackie Gallagher to the electric chair.
Bu eyaletteki tüm kadın ve erkekler... Blackie Gallagher'ı elektrikli sandalye cezasına aracı olduğum için beni seçtiler.
It's partly my fault, too.
Bir parça benim de suçum var.
- Partly. I was born in Bourges.
- Kısmen. Bourges'da doğdum.
Partly my fault.
Biraz da benim hatam.
Well, yes, partly.
Şey... Evet, kısmen.
Partly?
Kısmen mi?
It's a privilege that comes with old age and partly makes up for other losses.
Geçmişin kazandırdığı ziyan tecrübesi bir nevi yaşIıIığın imtiyazıdır.
Well, I guess you're partly to blame I'm not.
Sanırım olmadığım için sizi suçlayamam.
Whether it's partly bubbles or entirely lack of oxygen.
Ya kïsmen kabarcïklar ya da tamamen oksijen yetersizligi.
It's partly the same, alphabet substitution code.
Neredeyse aynı alfabe dağılım şifrelemesi.
- partly. No more?
Daha fazlasi yok mu
Partly because that's his nature. And partly, too, because he has painful thoughts.
Kısmen yapısı bu olduğu içini, kısmen de acı verici düşünceleri olduğu için.
But there's something else that needs sorting out for which I feel partly responsible.
Ama bunların dışında, ayrı bir konu daha var öyle ki, kendimi de biraz sorumlu hissediyorum.
Partly for my amusement, i suppose.
Sanırım, kısmen eğlence olsun diyeydi.
His system is partly mumbo-jumbo and partly the real thing.
Yarı uyduruk yarı gerçek bir sistem uyguluyor.
Partly.
Kısmen.
- You're partly to blame for that.
- Bunun suçlusu sensin.
Under your predecessor, this hospital had a magnificent record... partly because he backed his staff to the hilt.
Selefiniz zamanında bu hastanenin muhteşem bir sicili vardı. Bir ölçüde sebebi elemanlarına sonuna kadar arka çıkmasıydı.
My method is based partly on calling a spade a spade.
Yöntemim kısmen açıksözlülüğe dayanır.
Because it's only partly true.
Çünkü bir dereceye kadar doğru.
Maybe you'd better say that you asked me and I said I was partly Jewish. OK?
Belki de bana sorduğunu ve kısmen Yahudi'yiz dediğimi söylemen daha iyi olabilir.
Partly that.
Bir nedeni o.
The court is partly surrounded by a high wall.
Site yüksek duvarlarla çevrelenmiş.
That's partly it.
Kısmen.
partly cloudy, with thundershowers.
Hava parçalı bulutlu, gök gürültülü ve yağmurlu.
As many other boys, he'd been uprooted by the war... and had become a stranger to his own people... partly their fault and partly his.
Birçok diğer genç gibi O da savaş nedeniyle... yerinden yurdundan sökülmüş ve insanlarına yabancılaşmıştı. Yarısı insanların, yarısı da kendi suçu...
- Partly under one of them.
- Ölen köpeklerden birinin altında.
Jonathan, since you hire me partly to yes you- -
- Jonathan, bana kiralanana kadar kısmen evet dedin
- That's partly it.
- Kısmen şöyle de olabilir.
Partly they learn, partly they die.
Bazıları öğrenir, bazıları da ölür.
It was partly my fault what happened.
Olanlar benim de hatam.
That's partly true.
Kısmen doğru.
Yeah, partly.
Evet, kısmen.
The left side is paralyzed, and the right side partly.
Sol tarafı tamamen, sağ tarafı kısmen felç oldu.
It's partly his eyes, they're so beautifully unhappy.
Gözlerini ele al, bakışlarında öyle güzel bir mutsuzluk var ki...
Partly.
Bir kısmı.
But God doth know, and you may partly see... how far I am from the desire of this.
Ama bu işte ne kadar gönülsüz olduğumu Tanrı biliyor ve siz de biraz görüyorsunuz.
I partly know the man.
Bu adamı tanıyorum galiba.
Partly.
Evet.
- Partly.
Kısmen.
Wi... With the way you dress partly and...
Giyiniş tarzınla ve...
It was partly my fault too.
Kısmen ben de hatalıyım.
Well, partly, I suppose.
Şey, kısmen, sanırım.
I've been partly to blame
Kısmen benim de hatam vardı.
Partly, I suppose.
Kısmen, sanırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]