English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Pass it

Pass it traduction Turc

4,962 traduction parallèle
Shoot! Shoot! No, no, no, pass it!
Vur işte be, vur!
- No, no, pass it, pass it!
- Hayır, pas at! Pas at!
It's a miracle I didn't pass it down to Mitchell.
Mitchell'a geçmemiş olması mucize.
Absolutely- - they said they would pass it along.
Kesinlikle. İleteceklerini söylediler.
Honey, listen, all we need to do is give you the test, and once you pass it, everything's gonna be fine.
Tatlım, bak ihtiyacımız olan tek şey seni sınava sokmak, ve geçersen, sorun kalmayacak.
Pass it down, pass it down...
Dağıtın, dağıtın...
And they'll have to pass it after this.
Bunun ardından tasarıyı nasıl kabul etmezler?
Pass it here.
Ver bakayım.
Well, just pass it along.
Koy şuraya bir yere.
Pass it back here.
Buraya yolla.
I'll pass it on.
Agnew'a iletirim.
Would you please pass it around?
Elden ele uzatır mısınız?
But, uh, if you guys want a little treat, I was gonna pass it around.
Ama eğer siz biraz şekerleme isterseniz size dağıtıcaktım.
Pass it here
Buraya uzat.
- Pass it, pass it.
- Mal. Ver.
I just... I couldn't pass it up.
Ama fırsatı kaçırdım.
What if our friendship doesn't pass the "Have you used it in a yea" " test?
Ya arkadaşlığımız "Geçen sene kullandınız mı?" testini geçemezse?
Five : Putt-putt is for children, and they are the future, and I have already written a ballot measure that will save it, and it will pass. And six :
Putt-putt çocuklar için, ve onlar da geleceğimiz, onu kurtaracak bir referandum teklifini çoktan yazdım, ve geçecek.
It was our deaths that allowed this day to come to pass, massacres performed in the name of resurrecting the immortal Silas.
Bugünün meydana gelmesine izin veren bizim ölümlerimizdi ölümsüz Silas'ı diriltmek adına katliamlar gerçekleştirildi.
If you pass up on this, you're gonna regret it.
Bu fırsatı tepersen pişman olursun.
Everyday when I pass by it, I think 2 things.
- Yanından geçerken aklıma hep iki şey geliyordu.
Pass! Kick it!
Tekmele şunu!
That I had gone through what he had and it would all pass.
Ona herşeyin Geçiçeğini söyledim.
He's on a 24-hour pass from rehab so it was just, like, on the town.
Rehabilitasyondan 24 saatliğine izinliydi, bu yüzden âlem yapmak gibiydi.
It's an opportunity you don't want to pass up, Commissioner.
- Bu bir emir mi? Pas geçmek istemeyeceğin bir fırsat diyelim.
If it's ok, I think I'm just gonna pass.
Sizce sorun olmazsa katılmamayı düşünüyorum.
It will pass. No worries.
Geçer, üzülmeyin.
Don't let it pass.
Kaçmasına izin verme.
It's gonna pass.
Geçecek.
And how could we pass up the chance to see you go at it with a professional... Conversationalist?
Ayrıca seni bir profesyonelle konuşurken izleme şansını kaçırır mıyız hiç?
Lucy... Whatever this is, it will pass.
Lucy bu his her neyse, geçecektir.
So it's going to be like a normal first birthday party but instead of pass the parcel and little paper hats, there'll be vodka and drugs and people fucking each other.
Aynı ilk yaşı kutlanan birinin doğum günü gibi olacak ama hediye paketleri ve karton şapkalar yerine votka, uyuşturucu ve birbiriyle sikişen insanlar olacak.
A lot of his information's accurate, - but it won't pass PA review.
Söylediği çoğu şey doğru ama Kamu İşleri incelemesinden geçemez.
It's hard to pass on the Queen B...
- Kraliçe B fırsatını tepmek zor.
[Butch Baer] Ed tried to pass everybody, so in case anything went wrong, you had time to fix it and still win.
Ed herkesi geçmeye çalışırdı, böylece gerçekte bir sorun çıktığında, işleri yoluna koymak ve kazanmak için zamanı vardı.
It hasn't pass 30 minutes.
Yarım saati geçmemiş.
Or he waited for you to pass out, copped a feel, and felt all guilty about it.
Ya da bayılmanı bekleyip seni elledi ve kendini suçlu hissettiği için aldı.
It was someone with a pass-key.
Yedek anahtarı olan biriydi.
Oh, you know it, boy. I don't mind sloppy seconds if you want to pass one of them my way.
İçlerinden birini önüme sersen birkaç saniye bile yeter.
-... off of mushrooms before. It will pass.
Yakında geçecektir.
It will pass. She will be fine tomorrow.
Geçecektir, yarına bir şeyi kalmaz.
So thank you, as nice as it was for you to give me such a free pass.
Ama yine de bana bedava geçiş hakkını tanıdığın için sağ ol.
It started to pass.
Sonra geçmeye başladı.
It's just a town that you're gonna pass if you're going somewhere.
Sadece bir yere giderken uğrayacağınız kasabadır.
And I am never going to let another day pass without you in it.
Ve senin olmadığın bir günün daha geçmesine izin vermeyeceğim.
Hopefully it'll pass without too much damage.
Umarım Fırtına çok fazla zarar vermeden geçip gider.
It'll pass a cursory examination, but not much else.
Üstünkörü bir kontrol ederler ama pek bir şey olmaz.
It will pass.
Geçecektir.
My last class is a pass / fail, and it's community college, so it's pass.
Bölge üniversitesi olduğundan geçmiş sayılırım.
Did it already pass through the area?
Çoktan buradan geçip gitmiş mi?
She has three children already, so it was easy to pass Georgie off as hers.
Zaten üç çocuğu olduğu için Georgie'yi onunmuş gibi geçirmek kolay oldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]