Passengers traduction Turc
3,158 traduction parallèle
We set sail and we'd only just left the port at Athens when it emerged that all 780 passengers on board the vessel had contracted dysentery.
Denize açıldık ve 780 kişilik yolcunun dizanteri kaptığı ortaya çıktığında sadece Atina'daki limanı gerimizde bırakmıştık.
They rounded up all the passengers...
Tüm yolcuları bir araya topla... Peter!
Peter! They rounded up all the passengers on deck and singled out Peter and I and took us hostage, which meant we missed the buffet.
Güvertedeki tüm yolcuları bir araya topladılar ve Peter ile beni seçip, rehin aldılar.
It's 7 am and Melody's first passengers of the day are proving difficult.
Sabahın yedisi ve işte Melody'nin zorlu geçecek gününün ilk yolcusu.
Here are some of my happy passengers.
İşte hâlinden memnun birkaç yolcu.
Today she is welcoming passengers on board a flight to New York.
Bugünkü New York seferi yolcularını uçağa binerken o karşılıyor.
Unfortunately, I had no option but to have those two passengers ejected from the plane.
O iki yolcuyu uçaktan atmaktan başka yapacak bir şeyim yoktu.
Also having lunch are the passengers of Fearghal's Our Lady Air flight.
Fearghal'ın Our Lady Air seferi yolcuları da öğle yemeğindeler.
Fearghal goes all out to impress his passengers.
Fearghal ise yolcularını tamamen etkileme peşinde.
It's to help the airline decide who should be Steward Of The Year, but I don't want to bother my passengers with that.
Yılın Hostesi seçiminde havayoluna fikir olsun diye. Ama yolcuları böyle bir şeyle uğraştırmak istemiyorum.
Well, I'm sorry, sir, that's not so good for the other passengers.
Üzgünüm, beyefendi. Diğer yolculara engel olursunuz.
Well, passengers do sometimes get the dates of their flights wrong.
Bazen yolcular uçuş tarihlerini yanlış anlıyorlar.
FlyLo Flight 475 has just touched down and the customer service desk is about to receive another onslaught from regular passengers, Peter and Judith.
FlyLo 475 sayılı uçuş seferi az önce havaalanına indi ve müşteri hizmetlerine alışıldık yolcular, Peter ve Judith saldırıya geçmek üzere.
Yeah, I mean you talk to the other passengers and you make new friends.
Evet, başka yolcularla konuşup, arkadaş ediniyorsunuz.
Meanwhile, in departures, these FlyLo passengers are also having a bad day.
Aynı anda çıkış kapılarında bu FlyLo yolcuları da kötü bir gün geçiriyor.
I always try and do my best for passengers anyway, but if you wanna win Steward of the Year it does really help if you've done something brave or heroic.
Zaten daima elimden geleni yapmaya çalışıyorum ama yılın hostesi seçilmek istiyorsanız cesur ve kahramanca bir şeyler yapmanız gerekli gerçekten de.
So, fingers crossed, one of my passengers will have a heart attack or something.
O yüzden parmaklar çapraz. Bir yolcum kalp krizi falan geçirecek.
One of the passengers on board has a severe allergy to nuts and he fell asleep and somehow a handful of hot nuts fell into his mouth.
Uçakta fıstığa alerjisi olan bir yolcumuz kendinden geçti ve nasıl olduysa avuç dolusu soslu fıstık ağzından içeri girmiş.
Some passengers are calling me a hero.
Bazı yolcular kahraman olduğumu söylüyor.
It's 11 : 30, and at the France Airways check-in two passengers are becoming very angry.
Saat 11 : 30 ve Fransız Havayolları kontrol gişesindeki iki yolcu çok kızgınlar.
All the passengers huddled toge...
Tüm yolcular...
All the passengers huddled together on the ice.
Tüm yolcular buzun üstüne toplandı.
All right, Melody, I think you need to get back to your desk, there's some passengers need checking'in.
Pekâlâ, Melody, bence artık gişene dönmelisin. İşlemleri yapılması gereken yolcularımız var.
Trust Falls might be in poor taste in light of the roof passengers.
Çatıdaki yolcuları düşünecek olursak, "düşme oyunu" çok zevksiz olacak.
Right. So what is it about these passengers?
Peki bu yolcuların olayı nedir?
It's for two passengers.
İki kişilik olacak.
Uh, cross-reference any itineraries of female passengers or traveling companions.
Kadın yolcuların ya da seyahat arkadaşlarının.. ... tüm yol güzergâhlarına çapraz başvuru yapsın.
The passengers would have heard a gunshot.
Yolcular silah sesini duymuş olurdu.
If this is how you treat passengers, nobody'll bother to fly at all!
Eğer yolculara böyle davranmaya devam edereniz kimse uçağa binmeye cesaret edemiyecek!
Passengers, please be careful!
Yolcuların dikkatine!
They take passengers into space next year, if you've got 200K burning a hole in your pocket.
Önümüzdeki sene uzaya gitmek için yolcu alıyorlar. Eğer cebinde 200 kiloluk yanan bir delik varsa.
Attention passengers, we will be arriving in Toronto Union Station in five minutes.
Sayın yolcular, Toronto Union İstasyonuna 5 dakika içinde varacağız.
Mm-hmm. 16 celebrity passengers, each paying $ 250,000 to orbit the Earth for four hours.
16 ünlü yolcu, her biri dünyayı 4 saatliğine yörüngesine sokmak için 250 bin dolar ödüyor.
And... three of the passengers paid in cash.
Yolculardan üç tanesi nakit ödeme yapmış. Tamam.
When they finally spotted the vessel from the air, all the passengers were gone, and they saw what looked like two dead bodies up on the deck.
En sonunda tekneyi havadan tespit ettiklerinde yolcuların tümü çoktan gitmiş. Bir de güvertede cesede benzeyen iki şey görmüşler.
Remember, we still got 12 passengers that are missing.
Hâlâ kayıp olan on iki yolcumuz var, unutma.
I'm writing a book for rail passengers.
Trenle yolculuk yapan yolcular için bir kitap yazıyorum.
I'll end up puking at the other passengers.
Diğer yolcuların üzerine kusarım.
We're looking at about 200 injured passengers.
Yaklaşık 200 yaralı yolcunun gelmesini bekliyoruz.
The flight originated this morning in Baltimore carrying 183 passengers and 18 crew members...
Uçak bu sabah Baltimore'dan 183 yolcu ve 18 mürettebatla havalandı...
Attention, passengers, The northbound bus for Portland, Oregon, now boarding at gate 12.
Dikkat sayın yolcular Kuzeye giden Portland, Oregon otobüsü 12. kapıdan kalkmak üzeredir.
Attention, passengers, the northbound bus for Portland, Oregon, Now boarding at gate 12.
Dikkat sayın yolcular Kuzeye giden Portland, Oregon otobüsü 12. kapıdan kalkmak üzeredir.
Passengers, please exit.
Yolcular, lütfen inin.
"An act to promote the comfort of passengers."
"Yolcuların rahatını sağlamaya yönelik bir tedbir."
I can't carry cargo and passengers.
Aynı anda hem teslimatı, hem de yolcuları taşıyamam.
Did the manual say anything about passengers throwing up?
Peki kitapçık yolcuların kusması konusunda bir şeyler söylüyor mu?
She was once an ocean-going steamer, ferrying passengers and cargo between here and Europe.
Bir açık deniz vapuruydu. Burayla Avrupa arasında yük ve yolcu taşıyordu.
The pilot wasn't supposed to have any passengers.
Pilot'tan başka kimsenin uçakta olması beklenilmiyordu.
There were 80 passengers on board.
Uçakta 80 yolcu vardı.
Because it has recently come to our attention that the four of you are no ordinary family, and these were no ordinary passengers.
Çünkü son zamanlarda sizin sıradan bir aile olmadığınız dikkatimizi çekti ve bu kişilerde sıradan birer yolcu değildiler.
The third team will release the virus in the international terminal at Dulles Airport at a time that will maximize the number of global crossings by infected passengers.
Üçüncü ekip Dallas Havaalanı dış hatlar terminalinden virüsü yayacak. Böylece küresel çapta maksimum sayıda yolcuya hastalığı bulaştıracağız.