English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Pastries

Pastries traduction Turc

337 traduction parallèle
The beginning, they had small talk, and, uh, they made comments on the pastries.
Başlangıç, kısa bir sohbet ardından hamur işlerini yorumlandı.
The pastries and the sundae
Dondurmayı ve hamur işlerini
And some pastries.
Biraz kuru pasta.
He gives me biscuits and cookies And pastries a queen could even eat
# Bana bisküviler, kurabiyeler ve... #... pastalar verir, ancak bir kraliçenin ağzına layık.
I think the pastries she wrapped for us were better.
Bizim için hamur işi yapması daha iyi olur.
People have baked some sad-looking pastries to sell at our fêtes...
Şölenimizde satılmak üzere bazı kötü pastalar pişirmişlerdi ama o kadar berbat mıydı?
No pastries.
Hamur işi yok.
And this young man specializes in Viennese pastries.
Bu genç bey, Viyana pastası uzmanı.
- My pastries win prizes around here.
- Keklerim burada ödül kazanmıştır.
And I discovered, on Rue Lebouteux, a little bakery where I got in the habit of buying biscuits and pastries, which were the mainstay of my meals.
Rue Lebouteux'teki küçük pastaneyi de bu sayede keşfettim. Buradan kurabiye ve hamur işi alma alışkanlığı edindim. Hatta daha sonra öğünlerimin ana yiyecekleri haline geldi.
I'd think that seeing pastries all day, you'd hate them.
Gün boyu içinde olduğun için, hamur işinden nefret edeceğini sanıyordum.
Can we get the pastries like last time?
Geçen defaki pastadan verir misiniz?
Pastries are eaten with just a bite!
Pastalar bir lokmada yenir.
Except pastries.
Pastalar hariç.
- Back to bake cookies? - Pastries.
- Kurabiye pişirmeye mi?
- Did you bring pastries?
- Hamur işi getirdin mi?
Did you bring pastries?
Benim hamur işlerini getirdin mi?
When the manager goes out, it's to buy pastries.
Müdür ancak pasta almaya çıkıyor.
My sister's only passion used to be pastries.
Çünkü kardeşimin tek tutkusu pastalardı.
- Sir, the pastries.
- Efendim... Kekler.
Mamma, the pastries!
Anne, mantılar...
Uncle, Mamma brought you pastries.
Amca, annem mantı yaptı.
Give me apples from Syria, peaches from Amman, jasmine from Aleppo, lemons from Egypt, sultanas, myrtle, camomile, pomegranates, white roses, little pastries, nutmeg ring cakes, sweets, short pastry, puff pastry, sugar and incense, amber, musk and candle wax.
Bana Suriye'den elma Amman'dan şeftali, Halep'ten yasemin Mısır'dan limon kuru üzüm, mersin, papatya nar, beyaz güller minik tatlılar, hindistan cevizli halka kurabiyeler, şekerler kısa pastalar, puf pastalar şeker ve tütsü kehribar, misk ve bal mumu al.
Our pastries were prepared according to your taste...
Hele böreklerimiz ağzınıza layık.
Your own cakes and pastries, tarts and confections.
Ellerinle yaptığın pastalar, kekler turta ve şekerlemeler.
- Uh, yeah, we got a shipment of desert pastries for the general.
- General için hamur işi getirdim.
And behind those windows - the pastries, bottles, tins.
Ve o vitrinin ardında hamur işleri, şişeler, konserveler...
You brought me pastries.
Bana mutluluk getirdin.
Fresh pastries?
- Taze pasta sever misiniz?
Those are the pastries.
Bunlar pastalar.
The pastries.
Pastalar.
I love these pastries.
Bu pastaları seviyorum.
In Scandinavian mythology, the pastries were the food of the gods.
İskandinav mitolojisinde, pastalar tanrının yemekleridir.
Known worldwide for their pastries... specialized in manufacturing the famous Orujo rolls.
Hamur işleri dünya çapında tanınıyor. Ünlü Orujo açmalarının üretiminde uzmanlaşmış durumdalar.
A bad boy with pastries.
- Hamur işleriyle uğraşan kötü çocuk. - Evet.
My pastries win prizes around here.
- Belki de ben... Pastalarım bu civarda ödüller kazanmıştır.
Now let me show you one of our bakeshops... where our baking and pastry students are at work... putting the final details on what looks like some wedding cakes... and some breads and some different pastries.
Şimdi size fırıncılık ve pastacılık öğrencilerimizin çalıştığı pastanelerimizden birini göstermek istiyorum. Düğün pastası üzerindeki son düzeltmeleri yapıyorlar. Bazıları ekmek yapıyor ve bazıları da hamur yoğuruyor.
There once was a lady of Totten, whose taste grew perverted and rotten, she cared not for steaks or for pastries and cakes, but lived upon penis au gratin.
Bir zamanlar Totten adlı bir hanım vardı. ... iğrenç ve sapıkçaydı ağız tadı. Ne biftek umurundaydı, ne hamur işi, ne de fesleğen tek besiniydi penis graten
Pastries!
Ekmekler!
But, Doctor, two pastries for breakfast this morning?
Fakat Doktor, bu sabah ki kahvaltıda iki Delvin puf böreği yemen...
Golda, I have told you, no pastries.
Golda, sana söyledim, hamur işi yok!
And besides, pastries are for Purim!
Ayrıca o kurabiyeler bayram için değil mi?
Chef Moore is in France, and the puff pastries are baking.
Şef Moore Fransa da, Ve kurabiyeler fırında.
And of the paste a coffin I will rear and make two pastries of your shameful heads, and bid that strumpet your unhallowed dam, like to the earth, swallow her own increase.
Karışımından pasta yapacağım. Üzerine de günahkar kafalarınızı süs diye koyacağım. Korkunç sona çok az kaldı.
You only do desserts? - No, but... Everything else is as good as those incredible pastries?
Diğer pişirdiklerin de o harika pastalar gibi mi?
These little puff pastries.
Yumuşak küçük çörekler.
I brought some pastries.
Restorandan börek çörek getirdim.
- I brought you some pastries. - Isn't that thoughtful of you?
- Sana kurabiye getirdim.
Have some pastries.
Pastalardan ye.
These pastries are really good.
Hamur işleri gerçekten iyi.
First thing they see : finger pastries.
Tamam, planımız şu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]