Picture it traduction Turc
4,278 traduction parallèle
Yeah, I can picture it now.
Evet, kafamda canlandırabiliyorum.
Picture it all sort of pan-Asian mod and the carpet just a sea of white.
Pan-Asya tarzında hayal etsene. Bir de beyaz denizinden bir halı!
Uh, it's like a picture or a... it's a photograph.
Hadi bakalım, geç içeri. Aferin oğluma. İşte böyle.
It's a picture of my mama as a little girl.
Resimde annemin gençlik hali var.
I don't like the picture, it doesn't look like me at all.
Resimi beğenmedim, Benimle hiç alakası yok sanki.
He actually took my picture to put it behind the register.
Aslında fotografımı çekti ve beni kayda alıdı.
- It's about time, Cameron. - Nice picture you sent, who is he?
- Gönderdiğin resim güzelmiş, kim bu?
So this gift for Adele, it's a what - a picture frame?
Adéle'in hediyesi ne? Fotoğraf çerçevesi mi?
I'll take a picture and send it to Mandy.
Bir resmini çekip Mandy'ye göndereceğim.
I was on Facebook today, and I saw a picture of mark with a girl, and it just really, uh, was shocking.
Facebook'taydım bugün ve Mark'la bir kızın fotoğrafını gördüm, gerçekten şaşırtıcıydı.
June, this picture that you're painting... do you really want it?
June, çizdiğin bu tablo... Bunu cidden istiyor musun?
Tomorrow morning, some poor sap is gonna wake up and there's gonna be a box on his doorstep with your picture in it.
Yarın sabah, zavallı bir denyo uyanacak ve kapısının önünde içinde senin resminin olduğu bir kutu bulacak.
Now I know it sounds crazy, but this is him in the picture.
Delice geldiğini biliyorum ama fotoğraftaki o.
"Just say it and I'll get your picture clicked with him."
Sadece bunu söyle, ben de ikinizin birlikte fotoğrafınızı çekeyim.
Picture that size, it was in August, too.
Bir resim et, Ağustos'ta idi hemde.
Take a picture. It'll last longer.
Fotoğrafını çekin.
Hey, I find it helps if you just picture everybody naked.
Hey aklıma geldide, yardımı dokunması için herkesi çıplak düşünmen yeterli.
I just couldn't picture any of them in the old gold and gray. I knew it.
Onları eski altın ve gri giysilerin içinde hayal edemiyorum.
Yeah, yeah, shake it like a Polaroid picture, baby.
Evet. Evet. Salla bakalım Polaroid fotoğraflar gibi.
It's just some stupid picture.
Sadece aptal bir fotoğraf.
I'll come like so... Just picture it.
Bir düşün bakalım.
It's a picture of him and Katie at the game.
Katie ile beraber maçta çekilmiş bir fotoğraflarını yollamış.
It's funny, if you just had a picture of, like, a cute cat or something, this might be a very different situation.
Komik olan şey, sadece bir resim olsaydı mesela sevimli bir kedi ya da bir şey, şu an çok farklı bir durum olabilirdi.
Why has it got my picture?
Neden fotografim var ki?
It's not easy to see, but if you put that hand under a U.V. light, you would clearly see a small but stylized picture of a pink cat stamped on that hand.
Görmek kolay değil ama morötesi ışık altında bakarsan açık bir şekilde elinde küçük pembe bir kedi figürü damgası olduğunu görürsün.
Want your picture in front of it?
Önüne fotoğrafının da konulmasını ister misin?
Oh, you don't have to imagine it, let me paint you a word picture.
Sen de bu esnada eski karımla hayal edebileceğimin de ötesinde bir çılgınlıkla sevişiyorsun. Hayal etmenin lüzumu yok. Gözünde bir canlandırma yapayım.
And now I want you to go and take a picture of yourself because it will be your last day alone.
Şimdi gidip resmini çekmeni istiyorum çünkü bu yalnız geçirdiğin son gün olacak.
Why do you need to take a picture of everything? So that you always remember it and you never forget.
Böylece bunu her zaman hatırlarsın ve hiç unutmazsın.
When I forge it, I just draw a picture of Hello Kitty.
Ben taklit ettiğim zaman Hello Kitty resmi çiziyordum.
It's a picture of a cat driving a race car.
Yarış arabası süren bir kedinin resmi.
You know what? I'm gonna buy it, take a picture of myself in it, and send it to him in a text at 2 : 00 A.M. that reads, "you up?"
Bunu alacağım, üstümde bununla fotoğraf çekileceğim ve gece saat 2'de ona bunu gönderip "kalktın mı?" diyeceğim.
And then you introduce a person into the picture, and you tell them try to affect it with their mind, to think more ones or more zeros.
Ve sonra bir kişiye olaydan bahsediyorsunuz ve ona zihniyle görüntüye etki etmeye çalışmasını - bir veya sıfırdan birini daha fazla düşünmesini söylüyorsunuz.
If I really drew that picture when I was a kid and you don't know what it means, we're on a plane with no pilot.
Çocukken o resmi çizdiysem ve sen de ne anlama geldiğini bilmiyorsan pilotu olmayan bir uçakta uçuyoruz demektir.
Hopefully a puppy picture will help refresh it.
Umarım bir yavru köpek fotoğrafı hafızanı tazeler.
- It's the first picture of our baby.
- Bebeğimizin ilk fotoğrafı.
Otherwise, we're going to have to hang a picture over it.
yoksa oraya resim asmak zorunda kalacaz.
We could put flyers up with his picture on it that says he answers to "Mike."
Resimli posterlerini asabiliriz üzerinde "Mike" ı gören arasın yazan.
You bought it'cause you like the picture on the label.
Üzerindeki etiketini sevdiğin için satın aldın.
Can I take your picture? I guess it's starting.
Fotoğrafınızı çekebilir miyim?
Okay, take a picture of it and go see him, and I'll take that to Evan.
Pekâlâ, fotoğrafını çekip o adama götürün. Ben de bunu Evan'a götüreyim.
Believe it or not, he's got 150 of these and they go right around the top of his picture frame, and they're all different and they're all dirty names.
Bilmiyorum inanır mısın ama herifte bunlardan yüz elli tane var ve fotoğraf çerçevesinin etrafını dolanıyor. Hepsi ayrı marka ve terbiyesiz isimleri var.
It is not a pretty picture.
Pek hoş şeyler değil.
There's a picture on Twitter and it looks like you guys are fighting.
Twitter'da bir resim var ve ikiniz kavga ediyormuş gibi gözüküyorsunuz.
There's a picture with Zach and Nisa and it's with her Muslim parents, and it looked like it might hurt Dad.
Zach ile Nisa'nın birlikte olduğu ve müslüman ailesinin de olduğu bir fotoğraf var,... ve bu babamı incitebilirmiş.
I know it's a nuisance, sure, but Zachary Danhart and his group didn't break any laws unless they published a picture of your victim, which you say they did not.
Bu insanı rahatsız ediyor tabii. Ama Zachary Danhart ve grubu, kurbanın resmini yayınlamadıkları sürece herhangi bir kanunu ihlal etmiş olmaz.
Oh, that creepy translator texted me a picture of his tiny penis, so I threatened to put it online unless he convinced the investors to approve the deal.
Kaçık çevirmen küçük penisinin fotoğrafını attı, bende onu eğer yatırımcıları ikna etmezse internete koymakla tehdit ettim.
I don't usually trespass. It's just that I... I was looking through the window and... and I saw the picture of Lightfields.
Genellikle izinsiz girmem ama pencereden bakıyordum ve Lightfields'ın resmini gördüm.
That picture you got of the boat it's a match with what we have.
Bulduğun botun fotoğrafı bizimkiyle eşleşiyor.
Uh, if it helps, picture Tom Berenger.
İstersen gözünde Tom Berenger'ı canlandır.
You were supposed to take the picture. Aah! It's burning so fast!
Sen fotoğrafı çekecektin, ben de...
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
itch 25
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287