Piggyback traduction Turc
283 traduction parallèle
You know, this is the first time in years I've ridden piggyback.
Yıllardan beri ilk defa biri beni sırtına alıyor da.
This isn't piggyback.
Sırta almak buna denmez.
I remember distinctly my father taking me for a piggyback ride.
Babamın beni sırtına alıp da taşıdığını gayet iyi hatırlıyorum.
Your father didn't know beans about piggyback riding.
Baban birini sırtında taşımak nasıl olur hiç bilmiyormuş.
I've seen them ride piggyback.
Onları sırtında taşırken gördüm.
I'll bet there isn't a good piggyback rider in your family.
Eminim sizin ailede kimse bu işi kıvıramıyordur.
I never knew a rich man who could piggyback ride.
Çocuğunu sırtında taşıyan bir zengin görmedim hiç.
Playing piggyback. At my age.
Bu yaşta deve güreşi!
For a piggyback ride.
Omuzumda bir yolculuk yapacaksın.
You like piggyback rides?
Omuzda taşınmayı seviyor musun?
The Piggyback Express to Sleepy Town.
Sırt Ekspres, uyku şehrine vardı.
Unless you'd rather ride piggyback.
İsterseniz sırtıma da alabilirim.
Jason, come on, I'll give you a piggyback ride.
Haftaya ne olacağını haftaya görürsünüz. Olmaz. Gel Jason, seni sırtımda taşıyayım.
We need a piggyback ride.
Bizi sırtına alır mısın?
Diane had to ride piggyback on a motorcycle?
Diane motosiklete mi bindi? İşte bu harika!
All right, we'll piggyback your bugs, but our mission takes precedence.
Tamam, sizin böcekleri kullanırız, ama öncelik bizim operasyonumuzda.
Can I have a piggyback ride?
Beni sırtında taşıyabilir misin?
Mom, how come you didn't get a piggyback ride?
Anne, neden seni sırtında taşımadı?
Jesus scampers across and tries to get a sheep to give him a piggyback.
İsa, hemen sıvışıp, koyunlardan birine kendisini sırtında taşıttırmaya çalıştı!
If you think... that I am gonna let you piggyback on my deal with the Chinese, you are mistaken.
Eğer çinlilerle anlaşmamda... seni sırtımda taşıyacağımı sanıyorsan... kesinlikle yanılıyorsun.
You want a piggyback ride?
Seni sırtımda mı götüreyim?
I suggest we piggyback our signal on Romulan subspace transmission.
Sinyalimizi Romulan alt uzay iletişimine sırtlatmamızı öneririm.
Piggyback?
Sırtlatmamızı mı?
Want a piggyback?
Sırtta taşımaya ne dersin?
But lots of piggyback rides and, uh, wrestling around... and he liked to sit on my shoe a lot.
Sırtında gezdirme, güreşme gibi şeyler vardı daha çok. Ayakkabımın üzerine oturmayı çok severdi.
Carry me piggyback.
Beni sırtına al.
Piggyback?
Sırt?
Piggyback 20 milliequivalents, and keep an eye on the EKG.
20 meq kadar ilave et ve gözünü EKG'den ayırma.
Captain, the computer has detected a piggyback communication on the last distress signal.
Kaptan, bilgisayar son çağrıda gizlenmiş bir iletişim tespit etti. Çözebilir misin?
Piggyback an Isuprel drip.
Isuprel verin.
Let's hand some Ancef, one gram, IV piggyback and let's update Lorenzo's tetanus.
Ancef verelim, 1 gram, serumuna ekleyerek. Lorenzo'nun tetanosunu da yapalım.
Come on! I'll give you a piggyback ride
Hadi bakalım çık sırtıma da domuz gibi taşıyayım seni.
Bactrim, 4 amps, IV piggyback and 60 mg Solu-Medrol, IV.
Bactrim, 4 ampul serumdan, ve 60 miligram Solu-Medrol.
- Piggyback a gram of Ancef.
- Bir gram Ancef getir.
Maybe a man carrying his kid piggyback.
Belki bir adam çocuğunu sırtına almış.
Nothing for a wire bug to piggyback in on.
Üzerinde vericilerin takılacağı bir şey yok.
- Might be able to piggyback it on top of this.
- Burada bir verici olmalı.
Piggyback ride! Piggyback!
Atcılık oynayalım.Atcılık
Piggyback ride?
Atçılık oynayalım mı?
Oh, piggyback... no.
Oh atçılık mı?
Give me a piggyback, kid.
Önemli değil. Buyurun biranız.
One of them hot-wired the beacon to piggyback additional information.
içlerinden biri sinyal cihazını düzkontak ederek enerji göndermiş
Getting a piggyback ride.
Sırt yolculuğu yapıyorum.
You can't just piggyback their jump!
Sırtlarında sıçrama yapamazsın!
Piggyback!
Sırtına bineyim!
Man, I just gave your mama a piggyback ride, and she weighs twice as much as I do.
DOSTUM ANNENLE SIRTTA TASIMA OYNADIK, BENDEN iKi KAT DAHA AGIR.
I want a piggyback
Sırtta taşınmak istiyorum.
Piggyback?
Sırtta taşınmak mı?
- Piggyback it out.
- Omzunda taşı o zaman.
Give me a piggyback!
Bana bir domuzcuk ver!
Yeah, piggyback
Evet, sırtta taşınmak.