Pilic traduction Turc
1,375 traduction parallèle
We roasted some pigeons and chickens.
Senin için kızarmış güvercin ve piliç hazırlıyoruz.
Some chicken!
- Piliç!
That chick always had a thing for middleweights, huh?
O piliç hep orta sıklet sevdi zaten.
Feed them. Fried Chicken? Kababs?
Şiş, tavuk, piliç, pirzola, kebap, köfte, içki.
A ride in the car while chicks drive too, isn't it?
Şimdi burada bir piliç olsa, Süper olur değil mi?
A chick that didn't said a word.
Tek kelime konuşmayan bir piliç.
Let's see who is this chick that is worth so much!
Bu kadar değerli piliç kimmiş bir görelim bakalım!
This chick doesn't know anything It doesn't have a single piece of info.
Bu piliç hiçbir şey bilmiyor. Ufacık bir bilgi kırıntısı bile yok.
She's a babe.
Tam bir piliç aslında.
You know, the movie is Sandra Dee checking out Prissy and the Italian chick gets an abortion but she...
Filmde Sandra Dee denen piliç tam bir kadın gibi oluyordu ve sonra İtalyan piliç kürtaj yaptırıyordu ama o bu konuda şarkı söylemiyordu.
That chick is square, baby.
- Bu piliç kare şeklinde, bebeğim.
I am not gonna be bossed around by a chick!
Bir piliç bana patronluk taslayamaz!
You crazy chick!
Seni çılgın piliç!
You're no spring chicken, and I mean that in the best possible way.
Taze piliç de değilsin. Ve demek istediğim iyi tarafında bakarsak...
It's that TV news chick, Connie-fuckin'
Bu, TV haberlerindeki piliç. Kahrolası Connie Chung!
I'm Candy, the chick who gets killed second.
Ben Candy, öldürülen ikinci piliç.
With a double espresso. God, I hate this place. It's a chicks'restaurant.
Burayı sevmiyorum, hiç piliç yok.
Guy can't even have a stroke without some chick taking it personally, huh?
Bir piliç, kişisel olarak ilgilenmeden adam felç bile olamıyor, öyle mi?
What a lovely bird doing alone by the pool?
Senin gibi bir piliç yalnız başına ne yapıyor böyle?
But Charlie's a chick though, right?
Charlie bir piliç, değil mi?
- They call women "chicks."
- Kadınlara "piliç" diyorlar.
King Chicken.
Kral Piliç. 300 sterlin.
This chick was seen and photographed with a major sports star here in New York.
Bu piliç, burada New York'ta büyük bir spor yıldızı ile görüldü ve fotoğraflandı.
When any chick goes on a talk show with their fiance and has a deep secret, has it ever been anything other than "I'm really a man." I mean, seriously!
Bir piliç nişanlısıyla'talk show'a çıkarsa... ve çok gizli bir sırrı varsa, bu sır... "ben aslında erkeğim" den başka ne olabilir? Ciddiyim!
Sit down, sit down, my healthy filly.
Otur, otur güzel piliç.
Who's the dish?
Bu piliç te kim?
Patrick, I'm nuts about this Thai chick.
Patrick, bu Taylantlı piliç beni çıldırtıyor.
It's that Swedish chick, isn't it?
O İsveçli piliç, değil mi?
I wish to submit to the cure. Dr. repressed music and medicine.
"Bastırılmış Piliç Doktorun Müzik Terapisi." her şeyi halleder.
- What naked chick? - Cool.
- Hangi çıplak piliç?
What do you say we go down to the club tonight and we, uh, pick up some chickettes?
Ne dersin bu gece kulübe gidip, uh, bir kaç piliç tavlamaya?
What a big snow ball, I need girl but not ball
Ne büyük bir kar topu, Ben piliç istiyom, top değil
What if I told you it was the chick you fuck daily in that motel?
Her gün o motelde düzdüğün piliç desem?
I was waitress in a roast-chicken joint
Piliç çevirme satan ortak bir iş yerinde garsondum.
Is that a new chick, brother?
Bu yeni bir piliç mi, kardeş?
A tiny bit of cassava and an itsy-bitsy serving of chicken stew.
Ufak bir parça cassava ve minnacık bir parça piliç yahnisi verdik.
Chicken stew...
Piliç yahni...
- Scully is the chick, right?
- Scully, piliç olan mı?
the Slinky Chick.
Sinsi piliç.
There's a half-naked chick in the room.
Bu odada yarı çıplak bir piliç varken.
Another night of bird-dogging the chicas?
Piliç kovalanan başka bir gece daha, ha?
A Dixie chick.
Taşralı piliç.
Director of the Women's Action Committee.
O "piliç" Kadın Kolları Başkanı.
That chick is turning into a real problem.
Bu piliç ciddi problem çıkaracak.
Charlotte wasn't just a chick with a dick, she was a chick with balls.
Charlotte sadece penisi olan bir piliç değildi, aynı zamanda taşaklı bir piliçti.
Come on, nobody's gonna notice.
Dostum o bir PİLİÇ!
THERE WERE NO CHICKS!
ORDA PİLİÇ FALAN YOKTU!
The chick?
Piliç mi?
It's a pig, rooster, chick.
Domuz, horoz, piliç.
Maybe you fancy a bucket of fried fucking chicken.
Belki de bir kova kızarmış piliç arzuluyorsundur.
Elevator music, a nigger in a kilt, and a chick with a nickel-plated nine.
Asansör müziği, etekli bir zenci ve platin kaplama 9'luklu bir piliç.