English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Pillows

Pillows traduction Turc

946 traduction parallèle
And we can see these pillows, these bulbs in cross-section very nicely.
Ve ara kesitte bu yastıksı, ampulsü biçimleri açıkça görebiliyoruz.
As more lava wells up from below it continuously pushes out new buds onto the ocean floor, like pillows of solidifying rock.
Aşağıdan daha fazla lav yığıldıkça sürekli olarak, yeni filizleri okyanus tabanına doğru tıpkı katılaşan kaya yastıkları gibi iter.
That's one of my best pillows!
En sevdiğim yastıklardan biri o.
I'd like two pillows on that bed there.
O yatağa iki yastık istiyorum.
Linda Mills, who sleeps without pillows just as you do.
Linda Mills de yastıksız uyuyor, tıpkı sizin gibi.
Do you like pillows?
Yastıkları sever misin?
I want my head rubbed leg re-bandaged, pillows fixed and another cup of hot toddy.
Başım ovuşturulsun bandaj yenilensin, yastığım düzeltilsin ve sıcak bir fincan süt daha getirilsin.
I'm going to read aloud to him and plump his pillows... and warm up his slippers... and always make sure he wears his galoshes when he goes out. From the way you describe him...
Ona yüksek sesle okuyacağım, yastıklarını kabartacağım ve terliklerini ısıtacağım, ve dışarı çıktığında ayağına galoş giydireceğim.
Well, look at the fancy pillows!
Yastıklara bak!
I was gonna bring her right in here. I had all my old pillows out.
Onu buraya getirecektim.
I got the two pillows for $ 1.98.
İki yastığı 1.98 dolara aldım.
My poor mother took her candlesticks and her pillows, her most cherished possessions, and fled to Berlin, and there I grew up.
Zavallı annem şamdanlarını ve yastıklarını almıştı, yani en değerli mallarını, ve Berlin'e kaçmıştı, ben orada büyüdüm.
I promised I'd never ask you for nothing but just so as I'll have a remembrance of this trip will you buy me one of them pillows over there?
Senden bir şey istemeyeceğime söz vermiştim ama bu gezinin hatırası olarak şuradaki yastıklardan bir tane alır mısın?
- Give her one of those pillows, will you?
- Şu yastıklardan bir tane versene.
I'll get you some pillows and blankets.
Ben battaniye ve yastık getireyim.
Hunkle, get all these pillows and blankets. - What's up, Chief?
- Hunkle, tüm yastık ve battaniyeleri topla.
Jules'two pillows were now side by side.
Büyük Merovenj yatak törenle açılmıştı. Jules'ün iki yastığı artık yanyana duruyor, yatak güzel kokuyordu.
Pillows lie down under the knees
Uzan gökyüzüne bak, hayal kur.
Oh, we was lying on them pillows, remember? I remember.
Melek
We'll buy pillows to sleep.
Uyumak için yastık satın alırız.
You're lying on silk pillows.
İpek yastıkların üzerinde uzanmış durumdasın.
Near their pillows... were two empty packets and syringes... and a cup for dissolving the heroin.
Yastığın hemen yanında... iki tane boş paket, şırıngalar... ve eroini eritmek için kullandıkları bir fincan vardı.
You don't approve of pillows.
Yastıkları uygun bulmazsın sen.
"Children shouldn't have pillows."
"Çocukların yastığı olmamalı."
- Let me prop those pillows.
- Arkana yastık koyayım.
Right against those pillows.
Şu yastıklara yaslan.
If you've got some time to kill, go practice sticking needles in pillows or something!
Zaman öldürmek istiyorsanız, gidin yastık yorgan dikin!
Have one of our pillows.
Bizim yastıklarımızdan birini alın.
I'm allergic to foods and pillows and curtains and perfumes.
Gıda alerjim de var. Yastıklara, perdelere ve parfüme karşı.
Rosemary, Louise, Tommy... get blankets and pillows for the station wagon.
Rosemary, Louise, Tommy araba için battaniye ve yastık alın.
Am I a soft Troyian fawn to need pillows to sit on?
Yastığa ihtiyacı olan yumuşak bir Troyian soytarısı mıyım?
Bring us your valuables and money that you hide under your pillows and in the stinking beds of your women.
Yastıklarınızın altında sakladığınız çıkınlarınızı sökün, avratlarınızın sakladığı küflü paraları çıkarın ortaya.
Give me one of those pillows.
Yastığı at.
♪ And it's comin with arms that are pillows
Ve geliyor pamuktan eller,
♪ For it's bringin'me eyes that are moonlight ♪ And it's carryin'lips that are wine ♪ And it's comin'with arms that are pillows
Benim için ay ışığı gibi gözler getiriyor ve şaraptan dudaklar taşıyor ve pamuk ellerle geliyor ve bu akşam hepsi benim olacak
♪ For it's bringin'me eyes that are moonlight ♪ And it's carryin'lips that are wine ♪ And it's comin with arms that are pillows
Benim için ay ışığı gibi gözler getiriyor ve şaraptan yapılmış dudaklar taşıyor ve pamuk ellerle geliyor ve bu akşam hepsi benim olacak
He went through that space like a hunk of hamburger goin'down a plug, and right after him coats, pillows, blankets, cups, saucers.
Çöpe atılan bir hamburger gibi delikten dışarı fırladı ve hemen sonra da ceketler, yastıklar, battaniyeler, fincanlar.
Keep your arms under the pillows!
Kollarınızı yastıkların altına koyun!
It'd be much better than hugging your pillows Hurry... Bring out your own stuff
yastıkları kucaklamaktan daha zevkli olacak hadi..... toplanın çabuk!
Two pillows.
İki de yastık.
Goose pillows!
Kaz tüyü!
Don't forget your pillows.
Yastıklarınızı unutmayın.
They dig their elbows into the soft sand and use their shoulders as pillows.
Dirseklerini yumuşak kuma gömerler ve omuzlarını yastık gibi kullanırlar.
A little paint, a few flowers, couple of throw pillows...
Biraz boya, birkaç çiçek, bir çift yastık...
They hug their husband's pillows... when they're away
AyrıIıklarında, kocalarının yastıklarını kucaklarlar.
* On pillows everywhere
# Yastıkların üzerinde...
I can see your dirty pillows.
Kirli yastıklarını görebiliyorum.
- Remove one of these pillows.
- Yastıklardan birini kaldır.
Get pillows, blankets, sheets, anything that will make the injured more comfortable.
Yastık, battaniye, çarşaf, onları rahat ettirecek herşeyi toplayın.
In shaving cream and pillows....
Tıraş köpüğünde ve yastıklarda.
And get rid of all this froufrou, all these pillows.
Tüm bu ıvır zıvırdan kurtul, bu yastıklardan da.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]