Pocket traduction Turc
9,586 traduction parallèle
In fact, unless somebody is holding a pocket knife at twins, you are not gonna tell Audrey or Nathan where I am.
Aslına bakarsan biri toplarına bir bıçak dayamadıkça Audrey ve Nathan'a nerede olduğumu söylemeyeceksin.
I am not begging, keep it in my pocket.
Dilenmiyorum, parayı cebime koy.
So why is it in your pocket? Halloween's a long way away.
Cadılar Bayramı geçeli çok oldu.
You did this out of your own pocket.
Bunu kendi cebinden karşıladın.
One night I packed my bag, put the 200 pounds I had saved in my pocket... and I took a train to London.
Bir gece, çantamı doldurdum. Topladığım 200 pound'u aldım. Cebime attım.
Your number was in his pocket.
Sizin numaranız cebinden çıktı.
I'm really starting to wish I hadn't eaten that hot pocket earlier.
Keşke o acılı sandviçi yememiş olsaydım diye düşünmeye başlıyorum.
There was still cash in Stetson's wallet, found on the floor in his pants pocket.
Stetson'ın cüzdanında para duruyordu. Yerde, pantolonunun cebindeydi.
If you got some of Stark's guys in your pocket, there's a chance he's got some of your guys in his.
Eğer cebinde Stark'ın adamlarını taşıyorsan, onun da cebinde seninkileri taşıdığı ihtimali doğuyor.
Once you get on the city council, everybody wants to put a little somethin'in your pocket.
Bir kere şehir konseyine girdim mi herkes cebime bir şeyler koymak isteyecek.
Plus, half the force is probably in his pocket.
Ayrıca polislerin yarısına sahiptir büyük ihtimalle.
You got a med degree in your pocket I don't know about?
Benim bilmediğim bir tıp fakültesi diploman mı var?
He said half the cops in the 15th are in his pocket.
15. karakoldaki polislerin yarısına sahipmiş.
From my future pocket!
Gelecekteki cebimden!
Can you get the key out of my pocket?
Cebimden anahtarı alabilir misin?
Get the key out of my pocket.
Cebimden anahtarı çıkart.
In-in my coat pocket...
Paltomun cebine bak.
Mmm. I can smell them in your pocket.
Cebinizdekilerin kokusunu alabiliyorum.
Yeah, he just pocket dialed me, but I can't get through to him.
Evet, az önce beni cebinden aradı. Ama ona ulaşamıyorum.
I had a pocket recorder and I had a thing in my ear, like a hearing aid.
Cebimde kayıt cihazı vardı. Kulağıma da işitme cihazı gibi bir şey takardım.
The man's watch was in Borden's pocket.
Adamın saati Borden'nın cebindeydi.
Is that a bird in his pocket?
Cebinde ki şey, kuş mu? Evet.
Not like those sods at Liverpool. They'll pick your pocket...
Liverpool'daki oğlancılar gibi değillerdir, oradakiler cebinizden paranızı...
And, of course, I never go anywhere without my pocket Bible.
Bir de tabii, cep İncilim olmadan dışarı adımımı bile atmam.
She's then found murdered with a list of chemical dosages in her pocket.
Ve sonra cebinde bir dozaj listesiyle ölü bulunuyor.
You felt what he can do with those souls in his pocket.
Yanındaki ruhlarla neler yapabildiğini gördün.
Check your pocket.
Cebine bir bak.
That's 3 cents in your pocket.
Böylece 3 sent cebinde kalacak.
The pocket squares, always humming opera, the beautiful wife you never paid that much attention to.
Cep mendilleri, sürekli opera uğultuları çok fazla önemsemediğin güzel bir eş.
You always have a handkerchief in your pocket.
İnsanın cebinde hep cep mendili olur.
You're still out of pocket, 50 quid.
Yine de 50 sterlinin eksildi.
I had a list of names in my pocket.
- Cebimde isimlerin olduğu liste vardı. - İçlerine sızacağız.
And David reached into his pocket, and he pulled out a stone.
David onun cebine ulaştı ve bir taş çıkardı.
Magic Pocket Slave Monsters.
"Sihirli Cep Kölesi Canavarları."
And these girls would talk to me if you weren't here dancing to the theme song from Magic Pocket Slave Monsters.
"Sihirli Cep Kölesi Canavarları" yla dans etmesen belki benimle konuşurlardı.
Magic Pocket Slave Monsters.
"Sihirli Cep Kölesi Canavarları" şarkısını söyleyecek.
Is Magic Pocket Slave Monsters the best song ever?
"Sihirli Cep Kölesi Canavarları" duyduğunuz en iyi şarkı mı?
Is Magic Pocket Slave Monster the best song ever?
"Sihirli Cep Kölesi Canavarları" duyduğunuz en iyi şarkı mı?
Let's get ready to rock balls to Magic Pocket Slave Monsters!
"Sihirli Cep Kölesi Canavarları" ile havalara uçma vakti!
♪ I'll rip a pocket slave monster ♪ ♪ From his family ♪
Bir Cep Kölesi Canavarı'nı Ailesinden koparacağım
♪ Magic Pocket Slave Monsters ♪
Sihirli Cep Kölesi Canavarı
♪ Magic Pocket Slave Monsters ♪
- Sihirli Cep Kölesi Canavarları
Uh, that address in your pocket, the one the other me gave you in 2017.
Cebinde bir adres vardı 2017'deki hâlinin sana verdiği.
What did you just put in your pocket?
Az önce cebine ne koydun?
She puts the extra change in her pocket.
Ne yapıyor işte, parayı vermiyor, üstünü cebine atıyor.
Put it in your pocket.
Koy şunu cebine.
Any holes in the pocket?
Cebin delik değil, değil mi?
It's in my jacket pocket.
Ceketimin cebindeydi.
My mom knit a special chicken pocket.
Annem özel bir tavuk cebi örmüştü bana.
She had them in a small pocket with what looked like burnt cash.
- Tabii. Prezervatifler ve nakit para.
Is Magic Pocket Slave Monsters the best song ever? Dude, that's you.
Bu sensin.