Poot traduction Turc
53 traduction parallèle
Let's swing back and spray that poot-butt again.
Eskisi gibi pislikleri mermi manyağı yapacağız.
Direct me to the poot, sir.
Beni fahişelere gönderin.
Poot!
Poot!
- Go ahead, Poot.
- Yürü, Poot.
Check this, Poot.
Şuna bak Poot.
Yo, Poot. You the man for an hour.
Hey, Poot. 1 saatliğine komuta sende.
Poot.
Poot.
Poot, we up yet?
Poot, yeni mallar geldi mi?
Come on, Poot.
Hadi, Poot.
- Yo, Poot.
- Hey Poot.
You know, me and Poot, we been steady working it, you know?
Ben ve Poot çok sıkı biçimde çalışıyoruz, değil mi?
Yo, Poot.
Hey, Poot.
Poot, grab that motherfucker.
Poot, yakala şu göt vereni.
- Hey, Poot.
- Hey, Poot.
- Yo, Poot.
- Yo, Poot.
I saw that kid we got running things down there, Poot.
Orada işlerimizi yürüten çocuğu da gördüm Poot.
Ain't even enough trade for Poot and his crew.
Poot ve tayfası için yeteri kadar müşteri bile yok.
Hey, Poot, check it out.
Hey, Puddin, bak şuna.
We could be taking pictures. Tourists be taking pictures and shit. - Souvenirs of your dick about this size.
Poot, senin resmini çekelerdi, turistler gelip giderdi s.kinden hatıra falan yaparlardı, şu boyutta.
- Poot did have the floor, man.
Poot ayağa kalktı dostum.
OK, trust me, Poot, this is hard time, OK?
Tamam inan bana Poot, bu çok zor tamam mı?
# Every party needs a Poot
Her partide bir Poot a ihtiyaç var
I'm Poot, and this is my hetero life-mate, Frank.
Ben Poot, ve bu da benim homo arkadaşım, Frank.
- Is Poot?
- Poot?
- Poot?
- Poot?
Poot?
Poot?
- Poot.
- Poot.
I told you about the boy, Poot, right?
Sana Poot'dan bahsetmiştim değil mi?
I'm Poot, yo.
Benim adım Poot.
Give me your fucking poot-butt gun.
Ver şu lanet silahını!
Don't poot me in there weeth him.
" Beni oraya koymayın.
Comrade Pooty-Poot, with all the problems he's got in Chechnya he's got the balls to feel bad for me.
Yoldaş Pooty-Poot, Çeçenya'daki onca sorununa rağmen benim için kötü hissetmeyi ihmal etmiyor.
I never had nothing against Poot and them- - nothing.
Onlara karsi bir durusum yok saldirmak falan... kesinlikle.
I don't think it was just a poot-poot.
Sadece bir salma vakası olduğunu da sanmıyorum.
Grandpa put up Burp, Snort and Poot.
Büyükbabam "Burp, Snoot ve Poot" u koymuş.
And then, your father said, we have to remember Burp, Snort, and Poot.
Sonra baban dedi ki Burp, Snort ve Poot'u unutmayalım.
Burp, Snort and Poot.
Burp, Snort ve Poot.
Poot, poot. 2 in the eye now, pervert.
İki de gözüne al bakalım, sapık.
Welcome to the Rooster Poot Playhouse!
Rooster Poot Sahnesi'ne hoş geldiniz!
What brings you to Rooster Poot?
Seni Rooster Poot'a hangi rüzgâr attı?
Well, that's what the residents call this place, but I've yet to see a rooster around here, and I wouldn't know a poot if I stepped on one.
Burada yaşayan insanlar buraya bu adı takmış. Gerçi henüz ortalıkta bir "horoz" göremedim. Hatta "osuruk" kelimesinin anlamını bile bilmiyorum.
Well... so technically, you own the Rooster Poot.
O zaman sen teknik olarak Rooster Poot'un sahibi oluyorsun.
No one owns Rooster Poot.
Kimse Rooster Poot'un sahibi olamaz.
Welcome to Rooster Poot.
Rooster Poot'a hoş geldiniz.
Welcome to Rooster Poot.
Rooster Poot'a hoşgeldin.
"Poot"?
"Poot"?
- If they're goners, whatever I say won't mean a poot.
Eğer ölmüşlerse, ne söylesem bir şey ifade etmeyecek.
Bread Poot for City Of AIDS...
AIDS Şehri'yle Bread Poot,
And the Malty for Pretty Good Actor goes to Bread Poot.
Oldukça İyi Oyuncu Malty ödülü Bread Poot'a gidiyor.
Poot be like this.
Poot, böyleydi.