English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Porsche

Porsche traduction Turc

1,165 traduction parallèle
What, to buy a Porsche or something?
Porsche falan mı alacaktın?
- It's a Porsche.
- Porsche.
Don't land on the Porsche.
Porsche'un üzerine düşme.
I proofread Bobby Seale's cookbook... and I ran credit checks at Tom Hayden's Porsche dealership.
Bobby Seale'in yemek kitabını düzelttim. Ve Tom Hayden'in Porche'sinin senetlerini ödemesine yardım ettim.
- That Porsche was two months old!
- O Porsche iki aylıktı daha!
James Dean... as he piloted his Porsche 550 Spyder race car... toward a date with death... along a lonely stretch of a California two-lane blacktop...
James Dean... Bu Porsche 550 Spyder... onun ölüme gittiği arabanın aynısı... Tek başlarına, California'ya doğru yol alıyorlardı.
James Dean's racing Porsche.
James Dean'in yarış Porsche'si.
I myself shall play the role of James Dean's racing mechanic Rolf Vudrich... sent over from the Porsche factory in Germany.
Ben de James Dean'in teknisyeni Rolf Vudrich'i canlandıracağım... Almanya'daki Porsche fabrikasından gönderilmişti.
Rolf Vudrich... was thrown from the Porsche... and spent a year... in the hospital... recovering from his injuries.
Rolf Vudrich... Porsche'den yaralı çıktı... ve bir yıl... hastahanede kaldı... yaralarından kurtuldu.
It's like you've been driving a'74 Buick your whole life then suddenly you're behind the wheel of a brand-new Porsche.
Bu tıpkı, hayatın boyunca 74 model Buick'e binmek gibi. Ve aniden, kendini yeni bir Porche'un direksiyonunda buluyorsun.
- They go from your basic, low-end bows, something like a Geo or a Hyundai, which I personally drive, all the way to your high-performance, Porsche-like bows which play like the devil.
senin temelinden gider, en zayıf noktana işler, Bir Geo yada Hyundai gibi, benim şahsen sürdüğüm, Tüm yollar senin yüksek performansın için, Porscheyay gibi şeytan oyunu gibi.
I know what you're going through. When I turned 50, I got the Porsche.
Ne yapmak istediğini biliyorum.Ben 50 yaşıma geldiğimde Porsche almıştım.
You know I'd never let him touch the Porsche.
Biliyorsun asla Porsche'uma dokunmasına izin vermem!
- LINCOLN, PORSCHE, CHEEBA- -
Onlar hep elimize gelip gidiyor.
I got half what we got for the Porsche.
Porsche için olanın yarısını aldım.
A Porsche Carrera, a Mercedes 500 SL and a Ferrari Boxer.
Porsche Carrera, Mercedes 500 SL ve bir Ferrari Boxer.
You could put a Porsche in here.
Bir Porsche'n olduğundan da eminim.
We are taking the Porsche.
Porsche'u alacağız.
No, not the Porsche.
Porsche olmaz!
Now, I may not be the best mechanic in town but I'm pretty sure that's not a Porsche.
Şehrin en iyi tamircisi olmayabilirim ama o bir Porsche değil.
Still looking for that Porsche.
Hâlâ Porsche'u arıyorum.
Oh, nothin'. I was just thinkin'... about stealing'L.T.'s Porsche over there.
Hic bir sey Su Pohsheyi... calsam mi diye dusunuyordum.
Go. Porsche -
Git Porsche.
Damn it, Porsche -
Lanet olsun Porsche. - Merhaba.
Back up, Porsche.
Çekil Porsche.
What are they talking about, Porsche?
Porsche, bunlar neden söz ediyor.
Oh, Porsche.
Porsche.
Porsche, what are you barking at, boy?
Porsche, neye havlıyorsun oğlum?
- Porsche? - Shh. Shh.
- Porsche?
This would be a Porsche. A Porsche that you bought at a Volkswagen dealership.
Aldığın Porsche bir volkswagen ortaklığı.
I can get you a new car, like a Porsche.
Yeni araba alırım. Porsche falan.
I'm in town for a couple of days doing a Porsche shoot.
Porsche yarışı için bir kaç gün şehirde olacağım.
I haven't done that since I was four and I washed my dad's Porsche with rocks.
Bunu en son dört yaşımdayken yapmıştım o zaman da babamın Porsche'unu taş yağmuruna tutmuştum.
Dad, give me the keys to your Porsche.
Porsche'nin anahtarlarını ver, baba.
My friends all drive Porsches I must make amends
Dostlarım Porsche kullanıyor. Onlara ayak uydurmalıyım.
It's a Porsche, moron!
Bir Porsche, moron.
I arrived home to see my grand piano suspended from a big crane, hanging directly over my Porsche. - Where did the crane come from?
- Eve geldiğimde piyanomun bir vincin ucunda, antika Porsche'umun üzerinde sallandığını gördüm.
- I got out of my car, you see both the piano and the Porsche were antiques.
- Arabamdan çıktım. Hem piyano hem de Porsche antikaydı.
In fact, you were with another woman the night your piano met the Porsche.
Aslında başka bir kadının yanından dönüyordunuz.
- ls that correct? - Yes.
Piyanonuzun, Porsche'unuzla buluştuğu akşam.
When he came home, I dropped it on his Porsche.
Ve o eve döndüğünde Porsche'unun üzerine bıraktım
You want to follow her wishes but she dropped a piano on a Porsche.
Onun isteklerini yerine getirmelisin. Ama o bir Porsche'un üzerine piyano atmış.
But drop one little piano on a Porsche and he comes suing for emotional distress, punitive damages.
Ama size bir şey söyleyeceğim. Küçük bir piyanoyu bir Porsche'un üzerine bıraktığı için manevi ve maddi dava açtı.
You crushed his Porsche, next best thing to his penis.
Porche'unu dağıttın. Bundan değerli tek şeyi penisidir.
The One With Joey's Porsche
The One With Joey's Porsche çeviri : mos
To a Porsche.
Hem de Porsche'sinin.
- A Porsche.
Babam bana BMW almadı.
- ( engine starts )
Lincoln, Porsche, Cheeba.
- A Porsche.
- Porsche.
This office is too big.
Buraya bir Porsche sokabilirsin.
What kind of car is this?
Bu bir Porsche olmalı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]