English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Practicing

Practicing traduction Turc

2,659 traduction parallèle
I have to keep practicing.
Pratik apmaya devam etmeliyim.
Sorry. Did I just hear Janie practicing her orgasms in Italian?
Az önce Janie'yi İtalyanca orgazm olurken mi duydum?
I was practicing doing flips. I might be the mascot.
New York Liberty WNBA * takımı için maskot olabilirim.
If he was practicing his harvesting techniques on Clayford and he failed, then he was successful with Cindy.
Tekniklerini Clayford'un üzerinde denedi ve başarısız oldu Cindy'de ise başardı.
While you were practicing the piano, I'd be in the kitchen making your breakfast.
Sen piyano çalışırken, ben de mutfakta sana kahvaltı hazırlarım.
I have been practicing these graft attachments every day for a month.
Bir aydır her gün bu greft yerleştirme işine çalışıyorum.
Practicing his testimony with Ms. Weymouth.
Bayan Weymouth'la ifadesinin provasını yapıyor.
And practicing cheerleading?
Peki ya amigoluğa çalışmaya?
Think of it this way... it's like you've been practicing for this your whole life.
Birde şu yönden düşün... Hayatın boyunca bunun için alıştırma yaptın.
- I'm practicing.
- Alıştırma yapıyorum.
- Practicing for what?
- Ne için?
I'm practicing.
Pratik yapıyorum.
Make sure he keeps practicing
O oradayken boş durmasın.
Then why aren't you practicing in the States?
Neden bu uygulamayı Amerika'da yapmıyorsunuz?
Leave her alone, let's keep on practicing.
Onu kendi haline bırak, Pratik yapmalıyız.
Si-hai is practicing under such hot weather.
Si-hai Bu sıcağın altında pratik yapıyor.
We know that the real killers were renegade cops who were practicing their own form of street justice by kidnapping mobsters for ransom.
Gerçek polis katillerinin, haraç için çete üyelerini kaçıran ve kendi adaletlerini uygulayan görevli polisler olduğunu da biliyoruz.
Wife of the State's Attorney, a practicing lawyer, and not bad to look at, either.
Eyalet savcısının eşi çalışan bir avukat ve gayet de güzel.
I think we should wait until Ex recovers then we can start practicing.
Bence Ex`in iyileşmesini bekledikten sonra onunla bir pratik yapmalıyız.
We are practicing for the Hotwave Music Awards.
Hotwave Müzik Ödülleri için prova yapacağız.
You were just practicing your new act, right?
Yeni gösterinizi prova ediyordunuz, değil mi?
Practicing?
Pratik mi yapıyorsun?
You spent them practicing scales.
Sizse gamları pratik yaparak geçirdiniz.
I've been practicing.
Üzerinde iyi çalıştım.
We're practicing?
Antrenman yapıyoruz? Lider benim.
'And he started practicing traditional medicine.'
Ve geleneksel tıp uygulamaya başladı.
You been practicing that?
Ne zamandır bunun üzerine çalışıyorsun?
It won't be just for practicing. I'll take care of it.
Sadece pratik yapmayacağım ; ayrıca, ona da göz kulak olacağım.
But he read without practicing, why do you still trust him?
Ama pratiği olmadan okurdu, hala ona nasıl güvenirsin?
I've been practicing with Uncle Davey.
Davey Amcamla alıştırma yapıyordum.
I'm sorry. I'll just tell the kids they have to keep practicing on a painted slab of wood.
Kusura bakma, gidip çocuklara boyanmış bir tahta parçasında çalışmalarına devam etmelerini söyleyeyim.
I'm with these kids every day, if they were practicing i would know
Bak, ben her gün bu çocukların etrafındayım. Eğer deniyor olsalardı bilirdim.
I'm practicing all the time.
Her zaman pratik yapıyorum.
I'm not gonna hurt you, I've been practicing on oranges.
Bu sefer canını yakmayacağım, portakallarla epey alıştırma yaptım.
You better get back to practicing.
Çalışmana devam etsen iyi olur.
WE WERE JUST PRACTICING FOR THE BAR'S BATTLE OF THE BANDS.
Grup yarışması için alıştırma yapıyorduk.
THE WEASELS ARE PRACTICING RIGHT NOW,
Hangi baksırı giysek demiyorlar.
The band's practicing.
Müzik grubu çalışması.
Let's get started practicing then
Provalara başlayalım
Like Ed Kemper, he's probably practicing on surrogates before going after the real object of his rage.
Ed Kemper gibi, gerçek öfke kaynağına geçmeden önce temsili kurbanlar üzerinde deneme yapıyor.
She's been practicing all day.
Bütün gün antrenman yaptı.
She was practicing gluing on her false eyelashes, for the pageant.
Yarışma için eğri duran kirpiklerini yapıştırmayı deniyordu.
Come on, the Belles have been practicing this dance for months now, honey.
Belles kızları bu dansı 4 aydır çalışıyorlar tatlım.
We... have been practicing this dance for months.
Biz... Bu iş için aylardır çalışıyoruz.
But I'm practicing during lunch.
Ama öğle arasında antrenman yapacağım.
Henry, nobody is practicing.
Henry, kimse pratik yapmıyor.
You know they're practicing.
Büyü çalıştıklarını biliyorsun.
All the more reason not to tell her we're practicing it.
Tüm bu nedenlerden dolayı ona pratik yaptığımızı söyleyemeyiz.
After the fire, everyone stopped practicing.
O yangından sonra herkes büyü çalışmayı bıraktı.
Could they be practicing again?
Yeniden büyü çalışıyor olabilirler mi?
- No, I've been practicing really hard.
- Çok sıkı çalışıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]