English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Princess

Princess traduction Turc

12,306 traduction parallèle
Even Francis wouldn't have thought me worthy of a princess.
Francis bile benim bir prensese layık olduğu düşünmezdi.
I'm a princess.
Ben bir prensesim.
Yeah, it's kind of like when a princess of one country marries the prince of another. Oh, come on.
Aynen, bir ülkeden prensesin, diğer ülkeden bir prensle evlenmesi olayı gibi.
We got a princess in the making.
Bir prenses yetişiyor.
Come on, princess. Let's go.
Hadi bakalım prenses.
Hey, princess.
Prenses!
The Princess's room?
Prenses'in odası mı?
About entering the Princess's room.
Prenses'in odasına girmeyi.
And only the Princess of Hanshin Group survived.
Sadece Hanshin Grup'un Prensesi hayatta kaldı.
"Sleeping Beauty", Princess Han Yeo Jin.
Uyuyan Güzel Han Yeo Jin.
I'll be Jedi princess of leprechauns.
Leeprikanların Jedi Prensesi olabilirim.
And there was a princess in a castle.
Ve de şatoda bir prenses yaşarmış.
And one day, the princess met the perfect guy.
Bir gün, prenses mükemmel erkekle tanışmış.
A Mexican American Princess.
Meksikalı-Amerikalı Prenses.
So, I'm a princess just because I dared to disagree with you? !
Senin fikrine karşı çıktığım için, prenses mi oldum şimdi?
And the shabby room had transformed into a beautiful room fit for a princess.
Eski püskü oda bir prensese yakışacak kadar güzel bir odaya dönüşüverdi.
Looks like our little princess is crowning.
Görünüşe göre ufak prensesimiz baş gösteriyor.
I've seen and admired that pearl ornament on Princess Claude many times.
Bunu çoğu kez gördüm ve Prenses Claude'in inci süsünü beğendim.
And, yes, the princess is even further above my station than you were.
Evet prenses senin benden olduğundan statü olarak çok daha yukarıda.
♪ Daddy's little girl ♪ ♪ princess of my world ♪
Babasının küçük kızı, dünyamın prensesi
Oh, that's wonderful, princess.
Ah, bu harika, prenses.
Ah, I know it wasn't, princess.
Ah, biliyorum, prensesim.
Princess is here, pedestrians please move.
- Prenses geliyor! Yayalar yoldan çekilin!
Princess is here, pedestrians please move.
Prenses geliyor! Yayalar yoldan çekilin!
Like a princess. Mm, that's not what it sounded like.
Sesin öyle gelmiyordu ama.
Have a great day, princess.
Güzel bir gün geçir, prenses.
Princess, take that off now.
Prenses, hemen kes şunu.
Wake up, Princess Anne.
Uyan bakalım prenses.
No, she's older, so she is a.. A little princess?
Hayır, büyük biri yani o bir küçük bir prenses.
Hey. You were some help. Princess.
- Ne güzel yardım ettin prenses.
And because every prince deserves a princess... I give you the one they call Princess Poppy.
Ve her prens, bir prensesi hak ettiğinden Prenses Poppy dediklerini, size veriyorum.
Please make me happy, Princess Poppy.
Lütfen beni mutlu et, Prenses Poppy.
There's my princess.
Prensesim buradaymış.
King Peppy, where's Princess Poppy?
Kral Peppy, Prenses Poppy nerede?
Princess Poppy, do the Bergens still want to eat us?
Prenses Poppy, Bergenlar hâlâ bizi yemek istiyorlar mı?
Good luck, Princess Poppy!
İyi şanslar, Prenses Poppy!
With her friends safely hidden... Princess Poppy set off to rescue her other friends... Confident she'd make it to Bergen Town on her own.
Arkadaşları güvenle saklandığı zaman Prenses Poppy diğer arkadaşlarını kurtarmak için yola çıkmış Bergen Kasabası'na kendi kendine varabileceğine inanıyormuş.
What's gonna happen now, Princess Poppy?
Şimdi ne olacak, Prenses Poppy?
I will get you Indian Casino, Princess Cruise something like that in a few months.
Seni kızıldereli kumarhanesine, Princess Cruise turlarına... falan alırım bir kaç ay içinde.
You were so concerned about her growing up to be a Jewish American princess, you didn't even notice that she was turning out to be a Jewish American prince.
O büyürken çok endişelendin Yahudi bir Amerikalı prenses olmasını istedin ama farkında bile olmadığın şey bir Yahudi Amerikalı prens olduğunun ortaya çıkması.
- Logan : Hurry up, Princess!
- Acele et prenses!
Dresses worthy of a princess.
Prenseslere layık elbiseler.
And now the heir. The crown, for the Princess Iracebeth.
Şimdi, varisimiz Prenses Iracebeth'in tacı!
You cost the princess her crown.
Prensesin tacı senin yüzünden gitti.
- Oh the Princess!
- Prenses.
It's just one hand in front the other, Princess.
Bir elini at, sonra diğerini at prenses.
- Stay out of this, princess.
- Sen karışma prenses. - Carter.
Looks like you weren't the only one... able to find a ride, princess.
Görünüşe göre araç bulan... bir tek sen değilsin, prenses.
Step down here, princess.
Gel buraya, Prenses.
Bet you'd enjoy that, wouldn't you, Princess?
Bahse girerim zevk alırsın değil mi prenses?
Princess.
Prenses.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]