English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Probe

Probe traduction Turc

1,803 traduction parallèle
The probe was approaching the source of the giant storms. But it could give no more clues.
Araç dev fırtınaların kaynağına yaklaşıyor gibiydi.
'There was no buoyancy to stop it from going down,'so the high temperatures in the interior ultimately caused the probe to melt and vaporise, and today the Galileo probe is part of Jupiter's atmosphere.
Aşağı düşmesini önleyecek bir kuvvet yoktu. Jüpiter'in iç yapısındaki yüksek sıcaklıklar sonuçta aracın eriyip buharlaşmasına sebep oldu. Bugün, Galileo, Jüpiter'in atmosferinin bir parçası.
Cassini will arrive at Titan in November 2004, and release a probe that will embark on a journey down to the shrouded surface of this distant moon.
Cassini, Titan'a Kasım 2004'te varacak ve uzaktaki bu uydunun gizli kalmış yüzeyine yolculuk edecek olan bir sondayı bırakacak.
Parachutes will deploy, the air shell will be jettisoned and the probe, instrumented with six scientific investigations, will begin a two-and-a-half-hour descent through the atmosphere.
Paraşütler açılacak, hava kalkanı atılacak ve 6 bilimsel araştırmayı gerçekleştirmek üzere donatılmış olan sonda atmosferde 2,5 saat sürecek olan alçalışına başlayacak.
The probe will slowly sink into an alien atmosphere, taking pictures throughout its descent.
Sonda yabancı atmosferde yavaşça alçalırken resimler çekecek.
The tiny Huygens probe will parachute through the thick Titan atmosphere, and descend to the surface below.
Küçük Huygens sondası paraşütle Titan'ın kalın atmosferini aşıp aşağıdaki yüzeye inecek.
Before the probe Galileo headed for Jupiter it looked at Earth to see if life could be detected from space.
Galileo uzay aracı Jüpiter'e doğru yola çıkmadan önce hayatın uzaydan tespit edilip edilemeyeceğini görmek için aşağı doğru baktı.
'It's not beyond the stretch of imagination'to think of sending a probe, an automated probe.'
Otomatik çalışan bir araştırma gemisi göndermek hayal edilemeyecek kadar uzak değil.
Imagine you're sitting at a control room, 50 or 60 years after this probe is launched, and suddenly this signal comes back, and you scratch the archives - and this probe is one we sent to Beta Hydra -
Bu uzay aracı fırlatıldıktan elli veya altmış yıI sonra bir kumanda odasında oturduğunuzu ve ansızın bir sinyal aldığınızı düşünün. Aracın nerede olduğundan emin değilsiniz. Bilgisayarın arşivini karıştırıyorsunuz.
As the Soviet scientists watched their tiny probe sail out to join the planets in an endless journey around the sun, an inspired thought occurred to them.
Sovyet bilim adamları ufak uzay sondalarını Güneş'in etrafındaki sonsuz bir yolculukta seyrederken akıllarına ilham veren bir düşünce geldi.
In 1964, the American probe Mariner 4 set off to send back the first pictures from another planet.
1963'de Amerikan uzay roketi Mariner 4, başka bir gezegenin ilk resimlerini çekmek üzere gönderildi.
But if a probe approached a planet at the right angle, it'd be caught by the planet's momentum, then pitched in a new direction, at a greater speed.
Ama bilim adamları bir uzay aracının bir gezegene doğru açıdan yaklaşması halinde, gezegenin devinirliği tarafında yakalanıp daha büyük bir hızla yeni bir yöne fırlatılacağını biliyorlardı.
The probe was 50 million miles from Jupiter when it sent the views everyone had been waiting for.
Araç, herkesin beklediği görüntüleri Dünya'ya gönderdiğinde hala Jüpiter'e 80 milyon kilometre uzaklıktaydı.
The probe had to take a precise trajectory over the planet's north pole, to get the best possible view of Neptune and its moon Triton.
Uzay aracının Neptün ve büyük uydusu Triton'un olası en iyi görüntüsünü alması için, gezegenin kuzey kutbunun üstünde çok kesin bir rotadan geçmesi gerekiyordu.
In 1994, the probe Galileo went to Jupiter and its moons.
1994'te, Galile isimli bir uzay aracı Jüpiter ve uydularına geri döndü.
But when the first probe got there, it found the conditions were atrocious.
Ama gönderilen ilk sonda şartların son derece acımasız olduğunu gösterdi.
So you would have a probe with a heat source in it.
O yüzden, ısı kaynağı taşıyan bir araç göndermek zorundayız.
'Once in the water, it's got to transform from a melting probe'to a swimming probe.
Suya eriştikten sonra ; aracınız bir eriticiden, yüzücüye dönüşmeli.
To probe the earliest secrets of the planet, he travelled to Greenland, where a rare outcrop of ancient rock survives almost unscathed from when the Earth was young.
Gezegenimizin en eski sırlarını açığa çıkarmak için Dünya'nın gençlik yıllarından kalan kayaçların neredeyse hasarsız olarak yüzeye çıktığı nadir yerlerden biri olan Grönland'a gitmiş.
Mojzsis put some grains into an ion probe, which deciphers the precise make-up and age of minerals.
Mojzsis, bu tanelerden bazılarını minerallerin yapısını ve yaşını isabetli şekilde tespit etmeye yarayan bir iyon sondasının içine yerleştirdi.
The ion probe showed that the fossils were 4 billion years old.
İyon sondası bulunan fosillerin yaşının 4 milyar olduğunu gösterdi.
Here, on the 12th of September 1959, the rocketeers of the Soviet space programme prepared to launch a probe called Lunik 2.
12 Eylül 1959'da Sovyet Uzay programının genç roket uzmanları gizlice, Lunik 2 adlı insansız uzay roketini fırlatmaya hazırlanıyorlardı.
The Soviets had the technical know-how to build the probe.
Sovyetler, insansız uzay roketini inşa etmek için bütün teknik bilgilerini bir araya toplamışlardı.
The Soviets sent a message to Jodrell Bank, near Manchester, the only place which could track a probe so far away in space.
Sovyetler, insansız uzay roketini uzayda en uzak noktaya kadar izleyebilecek tek yer olan Manchester yakınındaki Jodrell Bank'e gizli bir mesaj gönderdi.
He took a replica of the Lunik probe.
Yanında Lunik uzay roketinin tıpatıp bir benzerini götürdü.
'My father was so excited,'that he even told his assistant : '" What if we present the American president '"with a copy of the probe at the first meeting?"
Babam o kadar heyecanlıydı ki, uçakta yardımcısına Amerikan Başkanına, uzay roketinin kopyasını hava alanındaki ilk karşılaşmada vermemize ne dersin? " bile dedi.
'When he visited the White House, he said : " Mr President, '" I give you my best gift - '" the copy of the probe we sent to the Moon.'
Böylece, Beyaz Saray'ı ilk ziyaret ettiğinde, babam bunu getirip "Bay Başkan, size en iyi hediyemi vermek istiyorum, bu geçenlerde Ay'a gönderdiğimiz uzay roketinin kopyası ve bu kopyaya sahip olmanızı istiyorum çünkü siz bunu yapmayı hâlâ başaramadınız!" dedi.
The next probe, Lunik 3, flew around it and sent back the first pictures of the dark side, the side that always faces away from Earth.
Bir sonraki insansız uzay aracı Lunik 3, Ay'ın etrafında uçup Ay'ın her zaman Dünya'ya sırtını dönen tarafının karanlık tarafın ilk fotoğraflarını gönderdi.
Next came Luna 10, the first probe to orbit the Moon.
Sonra, Ay'ın yörüngesine giren ilk insansız uzay roketi Luna 10 geldi.
in 1962, the Mariner 2 probe to Venus carried particle detectors designed to discover how empty space was.
1962'de Venüs'e giden Mariner 2'de uzayın gerçekte ne kadar boş olduğunu anlamak için tanecik detektörleri bulunuyordu.
The world's first interplanetary probe signalled back that space is awash with a solar wind exceeding Parker's estimates.
Dünya'nın gezegenler arası ilk uzay aracı uzaydaki Güneş rüzgârlarının şiddetinin Eugene Parker'ın tahminlerinden bile şiddetli olduğunu gösteren veriler gönderdi.
Astronomers were convinced the probe had looked in the wrong place.
Gök bilimciler uzay aracının yanlış yere baktığına ikna oldular.
But as the probe closed in, a large dust storm began to stir.
Ama uydu gezegene yaklaştıkça, büyük bir toz fırtınası hareketlenmeye başladı.
To find out, a probe had to land on the planet's surface.
Bunu bulmak için bir uzay aracının gezegenin yüzeyine inmesi gerekiyordu.
In 1975, they tried again, and equipped their probe with a camera.
1975'te, yeniden denediler ve uzay araçlarını kamerayla donattılar.
Would the probe survive to send back the image?
Araç resimleri gönderene kadar dayanabilecek miydi?
With their next probe, the Russians hoped for something better.
Sonraki araçlarıyla, Ruslar daha fazlasını bulmayı umut ettiler.
But when the probe tried to sample Venusian rock, that lens cap came back to haunt them.
Ama araç Venüslü bir taş parçası örneği almaya çalıştığında o mercek kapağı onları yakaladı.
One day soon, a probe may also return to Venus, and perhaps survive for long enough in its hostile atmosphere to observe a volcano erupting.
Yakında bir gün, bir uzay aracı Venüs'e de dönebilir ve belki bir volkanın patlayışını seyretmeye yetecek kadar saldırgan atmosferinde ayakta kalabilir.
If all goes to plan, the Galileo probe will end its mission and the millennium with one of the most breathtaking stunts ever performed.
Her şey planlandığı gibi giderse, Galile uzay aracı, görevini ve asrı, o zamana kadar sergilenen en nefes kesici gösterilerden birini yaparak tamamlayacak.
This microscopic, nuclear-powered intravenous probe seeks out the cold virus and destroys it with a highly focused sonic blast.
Bu mikroskopik nükleer enerjili damar içi sonda odaklanmış ses dalgasıyla nezle virüsünü bulup yokediyor.
How would you feel about making this an unmanned probe?
Bunu insansız bir uçuş yapmaya ne dersin?
- Hand me the probe.
- Bana şunu ver.
- The probe?
- Ne?
Where does the probe go?
Nerde?
What about SIMA? The Saturn imaging probe.
Arazi ve hava durumunu o uydudan öğrenebiliriz.
He's a real alien probe, if you know what I mean.
Anlamını biliyorsanız o tam bir uzaylı.
We walk 100 kilometers to a 30-year-old Russian rock probe that failed to launch and try to jump-start it.
Havalanmayı başaramayan 30 yıllık bir Rus kaya sondasına ulaşmak için 100 km yürüyeceğiz ve onu çalıştırmayı deneyeceğiz.
The probe's called Cosmos.
Sondanın adı Cosmos.
We couldn't even return fire on a single Magog probe, much less a full assault horde.
Tek bir Magog sondasına bile ateş edemeyiz.
But one more picture just had to be taken, a final gift from the probe's revelatory journey.
Aracın aydınlatıcı seyahatinin bize vereceği son bir armağan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]