Proper traduction Turc
8,392 traduction parallèle
People be proper old!
Harika olacak kesin.
Yeah, well, at least now we have a proper control center.
Evet, hiç değilse şimdi düzgün bir kumanda merkezimiz var.
If I could get a proper grip... ~ Try again. The plaster's old.
Sıva eskimiş.
Isn't proper.
- Münasip değil.
Sneakin'an'slidin'an'slithering'about -'tedn't right,'tedn't fit, tedn't proper.
Gizli kapaklı işler çevirmek doğru, uygun, münasip değil.
Ted'n right, ted'n fit, ted'n fair, ted'n proper.
Doğru değil, uygun değil, adil değil, münasip değil.
Maybe it's his insistence on the proper usage of the word "whom."
"Kimi" zamirinin doğru kullanımı konusunda ısrarı olabilir.
But these tampered-with drugs are killing people who are not getting the proper medication.
Ama insanlar doğru ilaçları almadığı için bu tarz ilaçlar ölüme yol açıyor.
It seems no one ever taught you the proper etiquette of spending the night.
Görünüşe göre kimse sana geceyi geçirmekle ilgili görgü kurallarını öğretmemiş.
Look, with proper medication, it can be managed.
Duzgun ilaclarla kontrol edebilirsin.
- But I just said that. You can't end sentences with prepositions! "Nothing of which to be afraid" is the proper grammar!
Korkacak bir şey yok, diyeceksen neyden korkulacağını da söylemen gerekir.
♪ I'll teach you the proper poise ♪
# Doğru hareketleri öğreteceğim #
Look, it's obvious that Artie and I don't fit your idea of a proper leading man.
Bak, senin muhtemel erkek başrol düşüncen, Artie'ye ve bana göre uygun değil.
Raised without the proper moral fiber, I'm thinkin'.
Düzgün bir ahlakî yapı olmadan büyütülmüş diye düşünüyorum.
Ooh! This is a right proper spot we're having.
Şu anda tam da o yolda ilerliyoruz.
Right. Now we can have a proper family meeting.
Şimdi adam gibi aile toplantısı yapabiliriz.
Given the proper materials, yes.
Gerekli malzemeler sağlandığı takdirde, evet.
Let's get you back in your proper body, though I'll likely have to torture Freya and Esther to do so, which actually might be quite fun.
Tabii bunun için Freya ve Esther'a işkence yapmam gerekecek. Aslında zevkli olabilir.
Without the proper tutelage that only I can provide, hope's power will grow unchecked.
Yalnızca benim verebileceğim eğitim olmadan Hope'un güçleri kontrolsüz büyüyecek.
Or you can use that time to eat a proper meal, take a shower, and get no less than 5 hours of sleep, at the completion of which
Ya da bu süre içinde doğru düzgün yemek yersin duş alırsın ve en az 5 saat uyursun.
With the proper resources you can own Armageddon.
Düzgün kaynaklarla Armageddon'a sahip olabilirsiniz.
With the proper modifications the nanotech can be applied to the miniaturization of key components of the suit.
Gerekli düzenlemeler ile nanotekin kıyafetin ana parçalarını küçültmek için kullanabileceğini keşfettim.
Always maintain the proper attire in front of the Crown Prince.
Veliaht Prens'in önünde pervasızca soyunamazsın.
Proper functionality across the board.
- Tüm işlevleri yerinde görünüyor.
Maybe we should just go back to the hotel and try arranging this through the proper channels.
Belki de otele dönüp, bunu uygun şekilde ayarlamaya çalışmalıyız.
Honestly, sir, without proper intelligence, I can't say better than 50 / 50.
Dürüst olmak gerekirse efendim, gerekli istihbarat olmadan... % 50'den fazla diyemem.
Since it was connected to boston proper With landfill in the 1800s.
Liman Adası olarak Boston'a bağlanmıştır.
They gave us new clothes. They gave us food. They gave us a proper bed.
Bize yeni kıyafetler, yiyecek ve yatacak doğru düzgün bir yer verdiler.
Make sure they have the proper prescriptions, that's it.
Doğru reçeteleri almalarını sağlarım, hepsi bu.
I could use a proper saddle.
Uygun bir eyer kullanabilirim.
Once you fetch the water from that stream, we'll get you a proper meal.
Dereden suyu getirdikten sonra sana güzel bir yemek yapacağım.
It's impossible to get a proper rope anymore.
Sağlam bir urgan bile bulmak mümkün değil artık.
We must consider the evidence in the proper manner.
Uygun bir şekilde kanıtları göz önünde bulundurmalıyız.
" Wood burns because it has the proper stuff in it ;
" Ağaç, içinde olması gereken şey olduğundan yanar.
"and a man becomes famous because he has the proper stuff in him."
İnsan da o şeye sahipse ünlü olur.
You don't have the proper stuff, Frederick.
Sende ünlü olmak için gerekli şey yok, Frederick.
Proper rest is what you need, as do we all.
Hepimizin olduğu gibi şimdilik ihtiyacın olan güzel bir uyku çekmek.
Better yet, what we all need is a proper drink.
Daha da iyisi, ihtiyacımız olan güzel bir içki içmek.
It's hard-wired, and there's no way to cancel it without the proper code.
Sabit kablolu sistem ve gerekli şifre olmadan iptal etmenin bir yolu yok.
- something with a proper revenue.
-... sağlam bir şey gerek.
I very much wanted to enjoy a proper chat with you before I left, but... that's show business.
Gitmeden önce sizinle muhabbet etmeyi çok isterdim ama işler böyle yürüyor.
We were going to give her a proper burial as soon as we got back on the road.
Yola çıktıktan hemen sonra hak ettiği cenazeyi düzenleyecektik.
I want to see he gets a proper send-off.
Düzgün bir cenazesi olması için çabalayacağım.
Listen, we need to move him somewhere where he can get proper treatment.
Bak, düzgün bir tedavi alabileceği bir yere taşımamız lazım onu.
In a city filled with temptation, debauchery, and mischief, the Griffith Hotel is a haven for proper young ladies.
Şiddet, kötülük ve çapkınlık dolu, bir şehirde, Griffith Oteli uygun hanımlar için tam bir cennet.
But everything is going to get corrected at its proper time.
Fakat her şey vakti gelince düzeltilecek.
Joe and I would appreciate it if you would show the proper reverence.
Onlara gereken saygıyı gösterirseniz Joe ve ben çok memnun olacağız.
Not the end of the world, but it could be the end of her baby's proper immune function.
Dünyanın sonu değil ama, bebeğin düzgün bir bağışıklık sistemi geliştirmesinin sonu olabilir.
Your brother could recover with proper treatment.
Düzgün bir tedaviyle iyileşebilir kardeşin.
Given the proper materials, yes.
- Gerekli materyaller olursa, evet.
Just give him a proper send-off.
Ona layık bir şekilde uğurlayalım.