Prosecutor traduction Turc
3,217 traduction parallèle
The prosecutor covered up a murder - what difference does the book make?
Başsavcı Yardımcısı bir cinayeti örtbas etmiş. Bir defterin ne önemi olabilir ki?
In light of the prosecutor's negligence and the testimony you pointed out, it is something that we're keeping a keen eye on.
Başsavcı Yardımcısının duruma müdahalesi ve bulduğunuz tanıkla birlikte bu durum ilgilenmemiz gereken bir vaka hâline geldi.
If you think we've put pressure on the public prosecutor, the answer is no.
Eğer aklınızda Başsavcı Yardımcısına baskı yapanın biz olduğu sorusu varsa bunun cevabı hayırdır.
The prosecutor also took us by surprise.
Biz de Başsavcı Yardımcısına sizin kadar şaşırdık.
Which one of the 12 black cars is it? The public prosecutor changed the date to cover for one of them.
Peki 12 siyah arabadan hangisini kurtarmak için Başsavcı Yardımcısı kızın kaybolduğu günü değiştirdi söyler misiniz?
As you know, Emilie's kidnapping is closely tied to an old murder case, which your friend, Assistant Public Prosecutor Schultz was responsible for.
Bildiğiniz gibi, Emilie'nın kaçırılmasıyla Başsavcı Yardımcısı arkadaşınızın sorumlu olduğu dava arasında oldukça önemli bir ilişki var.
How was the public prosecutor involved? What did you need him for?
Peki bunun Başsavcı Yardımcısı arkadaşınızla ne ilgisi var?
- Please move away from my car. - You're a Worker's Bank board member. Did you help the public prosecutor with a bad investment debt he had?
- İşçi Bankası'nın yönetim kurulu üyesi olarak Başsavcı Yardımcısı arkadaşınıza kredi verilmesine yardım ettiniz mi?
No one believes that the public prosecutor acted alone.
Başsavcı Yardımcısının tek başına hareket ettiğine kimse inanmıyor.
The prosecutor changed the date of the girl's disappearance.
Başsavcı Yardımcısı kızın kaybolduğu tarihi değiştirdi.
The public prosecutor changed the date of Louise's disappearance by one day.
Başsavcı Yardımcısı Louise'in ortadan kaybolduğu tarihi bir gün ileri almıştı.
It was you who had the public prosecutor cover up the murder.
Başsavcı Yardımcısına olayı örtbas et diyen sendin.
- Florrick was the prosecutor?
- Savcı Peter miymiş?
Does your gut have evidence we can bring to a prosecutor?
- Peki bu içindeki sesin savcıya götürebileceğimiz bir kanıtı var mı?
That was a prosecutor friend of mine in New York.
New York'tan savcı bir arkadaşımdı.
Now, you might ask the prosecutor, why this is being prosecuted here at all?
Şimdi savcıya sorabilirsiniz, neden bu burada kovuşturuluyor?
A Chicago defense attorney helping our prosecutor and a... I'm sorry.
Chicago savunma avukatı kovuşturmamıza yardım ediyor ve... pardon.
A Chicago defense attorney helping our prosecutor.
Chicago savunma avukatı kovuşturmamıza yardım ediyor.
A Chicago prosecutor helping our defense.
Chicago savcısı da savunmamıza yardım ediyor.
So I was at the trial, and the prosecutor says to me on the stand, "Did you kill that man?"
Duruşmadaydım ve davacı ben ayaktayken dedi ki : "Adamı öldürdün mü?"
The prosecutor want us to investigate his finances.
Savcı finans durumunu araştırmamızı istiyor.
I'll call my contact at the Public Prosecutor's office.
Savcı'nın ofisindeki tanıdığımı arayacağım.
I'd better phone my contact at the Public Prosecutor's office.
Savcı'nın ofisindeki tanıdığımı arasam iyi olacak.
public PROSECUTOR
SAVCI
Public Prosecutor, we've got a problem.
Savcım, bir sorunumuz var.
I asked this prosecutor I know... The fact you kidnapped Eun Gee and blackmailed me... if I add a little bit of details to it...
Savcıya abimin Eun Gi'yi kaçırmaya çalışıp beni tehdit ettiğini söyledim.
A prosecutor?
geçim kaynağını çalmaya gelmedim.
Prosecutor!
Savcım!
Prosecutor.
Savcım.
Prosecutor Yoo?
Savcı Yoo?
But the prosecutor thought differently.
Ama savcı farklı düşünüyordu.
Who was that prosecutor?
Savcı kimdi?
Do you know Prosecutor Park Hoon?
Savcı Park Hoonu biliyor musunuz?
Park Hoon was a prosecutor?
Park Hoon savcı mıydı?
- Prosecutor Yoo Jung In?
- Savcı Yoo Jung In?
I'm Prosecutor Min Tae Yeon from special crimes division.
Özel suçlar bölümünden Savcı Min Tae Yeon.
And for coming to the aid of a federal prosecutor, I can be sure to put in a good word with the judge.
Ve bir federal savcıya yardım ettiğin için seni hakime karşı savunabilirim.
New county prosecutor.
Yeni bölge savcısı.
All right, Mr Prosecutor.
Tamam, Sayın Savcı.
I was a lawyer. Prosecutor.
Bir avukattım.
Prosecutor wants to negotiate on Simms.
Savcı, Simms konusunda anlaşma yapmak istiyor.
"a federal prosecutor." It's, like, no way.
Bu mümkün değildi.
Her dream is to be a prosecutor, then serve on the Supreme Court.
Rüyası bir "Hakim" olmak, ve yargıya hizmet etmek.
[Prosecutor's Lapel Pin]
Savcı Rozeti
Choi Ji Hoon, the special prosecutor.
- Choi Ji Hoon, özel savcı.
Just now, I've come back from meeting with the personnel at the prosecutor's office.
Az önce savcının bürosundan döndüm.
In that car, you said that Special Prosecutor Choi Ji Hoon was there, right?
O trende Özel Savcı Choi Ji Hoon var demiştin, değil mi?
He was trying to stop the Prosecutor no matter what.
Savcıyı ne olursa olsun durdurmaya çalıştı.
Prosecutor!
Savcı bey!
A prosecutor.
Go Min Jung'u tanıyorsun değil mi?
He's a prosecutor!
Bae Jin lisesinde radyo kulübündeydiniz.