Puffy traduction Turc
443 traduction parallèle
If I go to bed late, my face feels all puffy.
Geç yatarsam yüzüm şişmiş gibi oluyor.
And he calls me, oh, um, he calls me Binky, and I call him Puffy.
Ve o bana şey diyor, bana Binky diyor,... - Binky. - Ve ben de ona Puffy diyorum.
Puffy.
Puffy.
Puffy, am I glad to see you.
Puffy, seni gördüğüme çok sevindim.
Puffy, don't you know me?
Puffy, beni tanımadın mı?
Oh, Puffy, if you know what I've been through.
Puffy, yaşadıklarımı bilseydin.
You'll never get away with this, Puffy.
Bu yanına kar kalmayacak, Puffy.
But Puffy, you and I played Rukka together for Scotland.
Ama Puffy, birlikte İskoçya için Rukka oynadık.
You hope the people will be wiped out, so you can flourish and when they are wiped out, not a muscle will twitch in your puffy bourgeois faces which are now all twisted up with anger and disgust.
Umarsınız ki, halk silinip süprülsün, siz de gelişip serpilesiniz ve onlar silinip süprülürken de, şişkin burjuva suratlarınızdaki tek bir kas bile seğirmez sizin şu anda öfke ve nefretle buruşmuş olan o suratlarınızdaki.
It's all puffy.
Şişmiş.
Your eyes are puffy.
Gözlerin şişmiş.
And sitting in cotton sun frocks Squirting timothy white's sun cream All over their puffy, raw, swollen, purulent flesh
Penye plaj elbiseleriyle oturup Timothy White güneş kremini o şişko, soyulmuş, şişmiş, irinli derilerine sürerler, çünkü ilk gün fazla yanmışlardır.
She will have been crying so her eyes will be all puffy and bloodshot, you know and her nose is all red and running.
Çok ağlamıştır... o yüzden, gözleri şiş ve kan çanağı gibi... burnu kıpkırmızı ve akıyor olacak.
You want it puffy or tight?
Gevşek mi, sıkı mı olmasını istersin?
Pull your puffy short!
Kısa aralıklarla ateş edin!
It would make things easier if you woke up with puffy eyes... and blotchy skin like everyone else.
Demek istediğim, herkes gibi şiş gözler ve lekeli bir ciltle uyansan her şey çok daha kolay olurdu.
And sitting in their cotton sun frocks, squirting Timothy Whites sun cream all over their puffy, raw, swollen, purulent flesh,'cos they overdid it on the first day.
Penye plaj elbiseleriyle oturup Timothy White güneş kremini o şişko, soyulmuş şişmiş, irinli derilerine sürerler, çünkü ilk gün fazla yanmışlardır. - Biliyorum.
I hate it when my eyes get all puffy.
Gözlerimin şişmesinden nef ret ediyorum.
Are my eyes puffy?
Gözlerim şişmiş mi?
He's a puffy yellow angel, with a knob nose.
Tokmak burunlu yumuşak sarı melek.
Puffy, Crabby and Horny.
Şişik, Huysuz ve Azgın.
Just because she washes her puffy little hands before dinner, and puts her napkin on her knee and acts polite to you, you think everybody � s parents are so wonderful.
Sadece yemekten önce ellerini yıkadığı, peçetesini dizine koyduğu.. .. ve sana kibar davrandığı için herkesin ailesinin iyi olduğunu mu düşünüyorsun?
So you asked Mr. Seinfeld if he would wear your puffy shirt on the Today show?
Bay Seinfeld'e kabarık gömleği..,... Today Şov'da giyebilir mi diye sordunuz?
-... puffy.
-... ve şişiyorum.
I feel puffy and blotchy.
Şişmiş ve sivilcelenmiş.
You know how puffy my eyes get when I don't get enough rest.
Yeterince dinlenmediğimde gözlerimin nasıl şiştiğini bilirsin.
And then my Puffy just had to go to Madrid to pick some tapestries for the new villa.
Puffy'ciğim oradan da Madrid'e gidip yeni villamız için duvar halıları almak istedi.
Say, did Puffy get those tapestries she was talking about?
Söylesene Puffy bahsettiği o duvar halılarını aldı mı?
You know that Puffster, she always gets what she's after.
Puffy yok mu,.. ... her zaman istediğini elde eder.
... irritated nasal membranes... and helps to shrink puffy, cold-swollen nasal passages giving you more room to breathe.
Tahriş olmuş burun zarları rahat bir nefes almanızı sağlar...
Been Looking A Little Puffy These Days.
Bugünlerde biraz soluk görünüyorsun.
It's, like, a puffy shirt.
Şey gibi, şey, kabarık bir gömlek.
Well, yeah, it's all puffy.
Şey, evet, gerçekten kabarık.
- Oh, a puffy shirt.
- Oh, kabarık gömlek.
- Puffy.
- Kabarık.
To be all puffy and devil-may-care, you know.
Devil-may-care'de ki gibi kabarık olmak, bilirsin.
Since you agreed to wear the puffy shirt on Today she's getting all these orders from boutiques and department stores.
Kabarık gömleği Today Show da giymeye kabul ettiğinden beri butiklerden ve mağazalardan sürekli siparişler alıyor.
- Agreed to wear the puffy shirt.
- Kabarık gömleği giymeye kabul ettiğinden.
You said that you would agree to wear the puffy shirt on the Today show.
Ona Today Show'da kabarık gömleği giyeceğini söylemişsin.
- I can't wear this puffy shirt on TV.
- Televizyonda kabarık gömleği giyemem ki.
- It's the puffy shirt.
- Kabarık gömlek.
- Yeah, it's a puffy shirt.
- evet, kabarık bir gömlek.
- Will you wear the puffy shirt at the..?
- Kabarık gömleğini şeye giyce -?
It's a puffy shirt.
Kabarık gömlek.
I was excited Jerry was putting on the puffy shirt.
Jerry kabarık gömleği giydiği için çok heyecanlanmıştım.
My whole life is ruined because of the puffy shirt.
senin kabarık gömleğin yüzünden hayatım mahvoldu.
Puffy shirt.
Kabarık gömlek.
- My little lady cheesy puffy.
Benim küçük peynir tatlım.
My cheeks are too puffy.
Yanaklarım çok kabarık gözüküyo.
Oh.
Merhaba, Puffy.
Heh, Puffy!
Puffy!